One Chanyeol, One Baekhyun and America

190 12 0
                                    

Bundan sonraki bölümler Baekhyun'un ağzından yazılacak bilginize minnoşlarrr 😚

#Byun Baekhyun

Gergin buluşma ortamından çıkar çıkmaz hızlı adımlarım ile arabama ilerlemiş ve torpidoda duran ıslak mendil ile terlemiş olan ellerimi silmiştim. Her şey normalmiş gibi davranmak çok yorucu gelmişti. Kız bulduğu her fırsatta Chanyeol'e yapışıyor ve ben her ne kadar kabul etmek istemesem de kıskanıyordum. 

Bebekle anlaşamayacağımı düşünmüştüm ama bebek öyle güzel gelmişti ki bana, ona olan nefretim ona dokunur dokunmaz ortadan kaybolmuştu. Araba kontağını çalıştırmadan hemen önce Jackson'ı aradım. Kulaklığı takmış ve arabayı çalıştırmıştım.

''Baekhyun?'' Karşı taraftan gelen sesin ardından konuşmaya başladım. ''Apar topar kapattığım için üzgünüm. Yanımda Chanyeol vardı.'' ''Ee ne oldu? Gördün mü çocuğu?'' Jackson art arda sorularını sıralarken derin bir nefes verdim ve arabayı şirketin önüne çekmeden hemen önce ''Biraz bekler misin?'' diye mırıldandım. O kafe ve şirket oldukça yakındı. Bu yüzden o yeri severdim. börekleri hem sıcak hem lezzetli oluyordu. 

Arabanın anahtarını güvenliklerden birine teslim ettikten hemen sonra kulaklığı çıkardım ve telefonu kulağıma götürdüm. ''Chanyeol hiç konuşmadı. Ve o çocuk ile aramda görünmez bir bağ varmış gibi hissettim. Jackson o çok güzeldi.'' Kapısı açılan asansöre adımımı attım. ''Kız nasıldı peki?'' Jackson'ın sorusundan sonra biraz durakladım. Ellerim saçlarımı bulmuş ardından enseme inmişti. ''Aslında kıza pek dikkat etmedim. Sadece dediği birkaç şey sinir bozucuydu. Olması gereken buymuş Chanyeol ve onun olması gerekiyormuş falan.'' ''Palavra.'' Jackson bağırarak 'palavra' kelimesine yeni bir nota eklemişti.

''Ve ne var biliyor musun, kız çocuğu emzirdiği halde içki tüketiyor.'' ''Siktir.'' Jackson'ın dediği şey yüzünden gülmemi durduramamıştım. "Öyle işte. Senden Naber? Sınavın nasıldı?" Boşta kalan elim ile odanın kapısını açtım. İçeri girip kapıyı ardımdan kapatırken Jackson'ı dinliyordum. "Ben ömrüm hayatım boyunca böyle sınava girmedim Baekhyun. Bu nasıl zor bir sınavdır. Ama mükemmel arkadaşın bunun üstesinden gelip geçer not aldı. Yanına gelmek için sabırsızlanıyorum." Jackson her zamanki gibi beni güldürmeyi başarmıştı. En keyfimin olmadığı anlarda sığınağım Jackson dan başkası olmuyordu. "Senin adına sevindim Jack. Şu okulu bitir ve yanıma gel artık." Jackson'ın gülüşüne eşlik ederken aklıma gelen şey ile "ahh! Sana anlatmam gereken bir şey daha var." Dedim. "Chanyeol kuduzu ne yaptı yine?" Dediği şey tekrar tekrar gülümsememi sağlamıştı. Durmadan Chanyeol hakkında konuştuğumuz için her anlatacağım şeyin onunla ilgili olduğunu sanmasından daha doğal bir şey olamazdı. "Aslına bakarsan onunla ilgili değil. Sehun'u hatırlıyor musun?" Umarım hatırlardı çünkü her şeyi en başa sarmak istemiyordum. "Evet! Hatırladım, şu Chanyeol ile yarıştırdığın çocuk." Dediği bir bakıma doğruydu. Sadece bakış açısı farklı bir yöndedi. "Evet bir nevi. Her neyse Jack, bu sabah biraz dışarı çıkmıştım. Buluşmaya gitmeden önce sakinleşmem gerekiyordu. Sonra bir banka oturduğumda bir anda yanımda belirdi. Yolun karşısındaki kozmetik dükkanının sahibinin sevgilisi olduğunu söyledi, Chanyeol'u sordu ardından. İyi mi yaptım yoksa kötü mü yaptım bilemiyorum ama Chanyeol'un beni aldattığını ona da anlattım ve ardından bana hikaye olup olmadığını sordu. Sonra da daha fazla konuşmadık işim olduğunu söyleyip kalktım." Jackson her zaman iyi bir dinleyici olmuştu. Aramızda binlerce kilometre fark olsa dahi beni tüm ciddiyeti ile dinliyordu. "Anlatmanda bir sakınca olmamış bence. Hem Chanyeol'un arkadaşı falan da değil. Ayrıca tekrar arkadaşlığa devam edebilirsiniz. Baya fantastik olur." Jackson yüksek sesle güldüğünde bende kendimi tutamadım. Jackson ile yarım saat konuşuyorsak bunun on dakikası rahat gülmekle geçiyordu. Böyle bir arkadaşımın olması her şeyi unutmamı ve gülmemi sağlıyordu.

A Phone Beside Me (ChanBaek)Where stories live. Discover now