Hi! My Name Is Sehun! Oh Sehun!

633 40 8
                                    

Chanyeol'un hastanede ki üçüncü günüydü. Şimdi Baekhyun'un yemekleri getirmesini bekliyordu. Oldukça canı sıkılmıştı. Kapının açılmasıyla tüm dikkatini kapıdan giren kişiye verdi. Baekhyun elindeki poşetlerle hastane odasına girdi. ''Bugün nasılsın? Biraz daha iyi gibisin.'' ''Teşekkürler. Evet iyiyim.''

Baekhyun, yatağın yanında duran ufak masa tarzı şeyi alıp Chanyeol'un bacaklarının yanına koydu. Poşeti boşaltmaya başladığı sırada, ''Baekhyun, beni hastaneye nasıl getirdin?'' Chanyeol ona bir soru yöneltti. Baekhyun gözlerini poşetten kaldırıp ona yoğun duygularla bakan gözlere sabitledi. Kahverengi rengini ilk defa bu kadar güzel görüyordu. Bakışlarını tekrar elindeki poşete yönlendirken konuşmaya başladı. ''Sen bir anda yere düşünce, yakınlarda ki bir Ahjussi yardım etti.'' Baekhyun poşettekileri çıkarıp masaya yerleştirirken mecburen Chanyeol'un üzerine eğilmek zorunda kalıyordu. ''Ohh bu arada o Ahjussiye bir teşekkür borçluyuz! O olmasaydı belki d-'' ''Bunun bir önemi yok Baekhyun. Sonuçta iyiyim değil mi?'' Baekhyun yavaşça başını salladı. Baekhyun poşetten, çubukları ve kaşığı çıkarıp masanın ucuna yerleştirirken Chanyeol'un üzerine eğilmek zorunda kalmıştı.

''B-bae-kh-hyun.''

''O-Oh! Efendim Chanyeol?''

''Üzerime eğildin ya bir an elin bacağıma geldi. Canım acımıştı. Ama şimdi iyiyim.'' 'Eli bacağıma mı geldi? Saçmalama Chanyeol! Her şeyin içine sıçtın. Mükemmelsin Chanyeol!'

''Özür Dilerim! Bundan sonra daha dikkatli olacağım!'' Baekhyun panikle söyledi.

~

Chanyeol bugün hastaneden taburcu oluyordu. Chanyeol yatakta oturur halde iken etrafına baktı. Annesi ve Bayan Byun vardı ve yerde duran bir kaç bavul. Babası neredeydi? Baekhyun neredeydi?

''Anne! Babam yok mu?'' 

''Şirketteki işlerle uğraşıyor hayatım.''

''ohh! Peki!''

~

''Baekhyun bugün Chanyeol taburcu olmuyor mu? Neden buradasın?'' Kyungsoo sevgilisinin yakalarını düzeltirken sordu.

Kai, sevgilisine ufak bir gülümseme verip, nazikçe burnunu öptü. Kyungsoo ise kıkırdadı. Kai'ın ona heran kırılabilecek bir şey gibi davranmasını seviyordu.

''Eyy! Vıcık vıcıksınız! Öğğ!'' Baekhyun ağzını kapatıp kusma hareketi yaptı.

Kyungsoo sevgilisinin kollarından ayrılıp, ''Ee Baekhyun? Bugün diyorum. Chanyeol taburcu olmuyor mu?'' 

''Oluyorsa oluyor canım. Ben bana düşen görevi yaptım. Hastanedeyken, yardımcı oldum. Ziyaret ettim. Sıra ailesinde.'' Baekhyun umursamazca söylendi.

''Baekhyun iyide siz ı-ıhm.. Yani ileride evlenmeyecek misiniz? Yani daha yakın olmanız gerekmiyor mu?'' Kai sevgilisini onayladı ve başını salladı.

Baekhyun içeceğinden bir yudum aldı ve masaya kollarını yasladı. ''Kyungsoo! Ben henüz 1 haftadır tanıdığım biri ile evlenmem. Cidden evleneceğimi mi düşündünüz? Ve de sevmediğim biri ile? Kyungsoo hatırlıyor musun? Kris anlatmıştı? Zeus'un insanları çift olarak yarattığı ve sonra ayırdığı ile alakalı idi. Ben diğer yarımı bulmadan evlenmek istemiyorum Kyungsoo. Ve o kişi Chanyeol değil. Chanyeol olsa hissederdim değil mi?'' Baekhyun elini kalbinin olduğu yere koydu ve bastırdı.

''Burada ki şeyin onu görünce hızlı atması ya da bana dokunduğunda orada bir yanma hissi olması gerekmez mi? Kyungsoo ben Chanyeol'a aşık olamam! O benim diğer yarım değil. Ve bende öyle. Bu birliktelik sadece ikimizi daha fazla üzecek. Kyungsoo herkes sizin gibi şanslı olamıyor. Jongin ile birbirinizi kaybetmeyin sakın huh?''

Baekhyun Kyungsoo'nun konuşmasına müsade etmeden masadan kalktı ve çıkışa yöneldi.

''Jonginnie~ Ben yanlış bir şey mi yaptım?'' Kyungsoo dolu gözlerini Jongin'e çevirdi.

''Hayır hayatım. Sadece gerçekler bazen 'biraz' acı olabiliyor. Ona biraz zaman vermeliyiz.'' Jongin, Kyungsoo'nun başını göğsüne yasladı ve sırtına ufak daireler çizerken konuştu.

Baekhyun ise kafeden sinirle çıkmış ve arabasına atlamıştı. Yalnız başına sahilde oturmak iyi gelebilirdi. Önünde ki Mondeo'ya biraz mesafe bırakarak arabasını park etti ve hiç bir şey almadan arabadan indi.

Arabasının kapısı kapandığında otomatik olarak kilitlenmişti. Sahilde biraz yürüdü ilk başta. Bunu yaparken ayakkabılarını çıkarmış ve eline almıştı. Kum ile ayaklarının buluşması onu rahatlatıyordu. 

Baekhyun kendini kumlara bıraktı. Saçlarına kum bulaşmıştı ama önemsemedi. ''Nerede hata yapıyorum?'' Baekhyun gökyüzünde ki bulutlara bakarken konuşuyordu. 

Yattığı yerden kalktı ve saçlarına bulaşan kumu temizledi. Saçlarını karıştırdığı için kum gözüne gelmişti. Baekhyun bir anda gözlerini kaşıdığı için eyeliner'ı da bozulmuştu. ''CİDDEN NERDE HATA YAPIYORUM? EYELİNER'IM DA BOZULDU.'' Baekhyun ayaklarını kuma vurarak isyan ediyordu.

''Pardon yardımcı olabilir miyim?'' Baekhyun tepinme işini sonraya erteleyip arkasında ki adama baktı. ''Uh? Yani pardon. Efendim?'' ''Bir sorun olduğunu gördüm ve yanına geldim. Yani sahildesin, sonbahar ve sakince dururken bir anda tepinmeye başladın.'' ''Cidden bu kadar acayip miydi?'' Baekhyun merakla sorduğunda acayip sevimli bir hal almıştı.

Adam gülerek başını salladı. ''Evet komik gözüküyordun. Ama sevimliydi.'' Baekhyun biraz kızarmıştı. Hadi ama!! Bir iltifat almıştı. Son derece yakışıklı birinden hemde! 

''Ohh bu arada ben kendimi tanıtmayı unuttum! Ben Sehun . Oh Sehun.''

''Byun Baekhyun. Tanıştığımıza memnun oldum.''

Sehun ve Baekhyun beraber arabalarına doğru yürüdüler. ''Eğlenceli biri gibisin Baekhyun-ah!'' ''Öyleyimdir.'' Baekhyun en büyük gülümsemesini gösterirken söyledi.

Baekhyun arabasının camına baktığı anda büyük bir çığlık atmıştı. ''AAAAAA BU NE BE! EYELİNER'IM BOK GİBİ OLMUŞ!'' Sehun zorla Baekhyun'un ağzını kapattı. ''Baekhyun biraz sakin olur musun?''

''Ahh! Pardon! Bir anda oldu.'' Baekhyun elini saçına koydu ve mahçup bir ifade ile Sehun'a baktı. 

Baekhyun anahtarı almak için ceplerine baktı ama ne anahtarı vardı ne de telefonu. Tabi ya! Sinirle arabadan indiğinde unutmuştu. ''Baekhyun bir sorun mu var?''

''Anahtarlar! Arabada kalmış!'' 

Sehun bir anda kahkaha atmaya başladığında Baekhyun sinirle yeni arkadaşına baktı. ''Yah gülmesene!'' ''Sandığımdan daha da eğlencelisin!''

Bir kaç dakika sonra Sehun zorla kendine geldiğinde konuştu. ''Sorun yok Baekhyun! Benim arabam var. Seni eve bırakırım arabanı da ararız alırlar. Önemli değil.'' ''Çok teşekkür ederim Sehunnie~'' ''Sehunnie~mi?'' ''Hoşuna gitmedi mi yoksa?'' ''BaekBaek nasıl?''

Sehun Baekhyun'u eve bırakırken birbirleri hakkında bir çok şey öğrenmişlerdi.  Baekhyun Sehun'un telefonuna kendi numarasını kaydetti. Ve birbirleri ile daha sonra sık sık görüşmek için sözleştiler.

''Sehun yukarı gelmek ister misin? Bir şeyler ikram etmek isterim. Ailemle de tanışmış olursun.''

Baekhyun'un ısrarları üzerine Sehun yukarı çıkmıştı.

Baekhyun Sehun'u ailesine tanıttı. OMO! bir kişi daha vardı! ''Chanyeol! Sen taburcu mu oldun?'' Bilmemezlik en iyiysiydi! ''Evet Baekhyun.''

''Bu arkadaşım Chanyeol. Chanyeol bu da Sehun!''

'Arkadaşım?!' Chanyeol.

'Sehun. Gelecekte ki sevgilin BaekBaek!' Sehun.

Bayram Şekeri tadında bir bölüm~

Afiyetle okuyun~








A Phone Beside Me (ChanBaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin