''Dinner.''

449 31 1
                                    

Baekhyun çok da araştırmamıştı aslında. Yemeğin biran önce bitmesini ve normal yaşamına geri dönmek istiyordu. Her zaman gittiği restoran'ın adını, günü ve saati mesaj olarak Chanyeol'a gönderdi. Bu cumartesi. Saat 22.00 da. Baekhyun'un gizli yerinde. Onun yalnızken gittiği yerde o ve Chanyeol yemek yiyecekti. Baş başa.

Chanyeol gelen mesaja uzun müddet baktı. Neden cumartesi diye düşündü önce, daha sonra neden geç saatte olduğunu düşündü. Gidecekleri yeri araştırdı biraz, lüksten uzak ufak ve sıcak bir mekan gibi gözüküyordu.

Baekhyun'un bu saf haline gülümsedi ve telefonu cebine geri koydu.

Cumartesi akşamı;

Buluşma saat 22.00 da olmasına rağmen ikisi aynı saatte, 21.30 da kapının önündeydi. 

Chanyeol trafik olacağını düşündüğü için evden erken çıkmıştı. Fakat tüm Kore halkı sanki Baekhyun ve Chanyeol'un erkenden buluşmasını ister gibi trafiği boşaltmıştı. Normalde 1 saat olan bu yolu Chanyeol 20 dakikaya indirmişti. Onun için 20 saniyeydi ama bu durumu karıştırmayalım.

Baekhyun ise buluşmalara geç kalmaktan hoşlanmazdı.  Erkenden gitmek ve Chanyeol'u geç kaldığı için azarlamak istemişti. Onunla aynı saatte orada olmak Baekhyun'u heyecanlandırmıştı.

'Kader' dedi Chanyeol içinden, burada aynı saatte karşı karşıya durmamız, bizim kaderimiz.

Chanyeol Baekhyun'u süzdü.

Baekhyun 'o' gece doğal olmuştu. Siyah bir polar, sade bir t-shirt, ve koyu renk kot pantolonuyla bir şirket varisi değil de lise son sınıf öğrencisi bir çocuk gibiydi.

Chanyeol gülümsedi. Dişleri tüm güzelliğiyle, para verilse dahi gidilemez, ulaşılamaz bir sergi gibi güzelliğini sergiledi.

Baekhyun Chanyeol'u süzdü.

Chanyeol ise baştan aşağı siyahtı. Siyah montu, siyah t-shirt'ü, siyah pantolonu, siyah ayakkabıları. Chanyeol'un o güzel gülümsemesi varken başka renge gerek var mıydı ki?

Baekhyun gülümsedi.

''İçeri geçelim istersen?'' Aslında bu bir soru değildi. Orada durup saatlerce Chanyeol'u süzebilirdi, ama istemedi. Yanlarından geçen insanların ona bakmasını istemedi.

Chanyeol sadece başını salladı ve Baekhyun'un onun önünden içeri geçmesine izin verdi.

Baekhyun yaşlı bir amcaya sarılıp farklı bir aksanla Chanyeol'u tanıttı. Yaşlı amca Baekhyun'a sarıldığı gibi Chanyeol'a da sarıldı. 

''Buranın eriştesinin yerini hiçbir yer tutamaz. Erişteler küflü makineler yerine elde yapılıyor. Ve sana sarılan amcanın mükemmel bir sosu var. Yediğinde bana hak vereceksin.'' 

Chanyeol Baekhyun'un abarttığını düşündü. Bir erişte nasıl değişik olabilirdi?

Tuzlu? tuzsuz?

Acılı? Acısız?

Sebzeli? Sebzesiz?

''Fazla abartmıyor musun? Sadece bir erişte. Diğerlerinden ne farkı olabilir ki Baekhyun?''

Baekhyun sadece homurdanarak, ''Dene ve gör.'' dedi.

''Mükemmel erişteler gelene kadar sorularını sormak ister misin Baekhyun?''

''Evlenmemiz konusunda ne düşünüyorsun Chanyeol?''

Baekhyun bu durumu çoktan kabul etmiş gibiydi. Bu Chanyeol'u sevindirmişti.

''Şu sürede tanıdığım kadarıyla eğlenceli,hırslı,zeki,başarılı birisin. Güzelsin. Böyle biriyle kim evlenmek istemez ki?''

Baekhyun sadece başını salladı. Güzel demesine bir şey dememişti. Hatta hoşuna bile gitmişti. Birazcık.

''Aslında ne olmak istiyordun? Ailen seni şirketin başına koymak istemeseydi ne olmak isterdin Chanyeol?''

''Profesyonel Basketbol oyuncusu. Kendimi geliştirmek isterdim. Sen ne yapmak isterdin Baekhyun?''

Burada soruları ben sorarım, iddiayı ben kazandım demek istedi Baekhyun. Ama Chanyeol onun hakkında bir şeyler merak etmişti. Ufak bir tebessüm etti. İyi ki olmamışsın Chanyeol demek istedi. Ya seni tanımasaydım? Sen kaslarını bir topu potadan geçirmek için sergilerken ya seni tanımasaydım Chanyeol?

''Cerrah olmak isterdim. Her gün farklı ameliyatlara girip insanların hayatında iz bırakmak isterdim. Sence de ameliyat önlüğünün içinde çok sexy olmaz mıydım?''

Chanyeol ufak bir kahkaha attı.  O kahkahanın ardında söyleyemediği bir sürü sözcük vardı.

İyi ki olmamışsın dedi içinden. O zaman yollarımız birleşmezdi, senin gibi birini tanımamak hayatı eksik yaşamak demektir. demek istedi, Sen o önlüğün içinde tüm güzellini sergilerken seni tanımamak nefessizliktir demek istedi,ama sadece gülümseyebildi.

''Diğer yaşantımda bol bol hastaneye gideceğim. Eğer cerrah olursan dahi seni göz önünde tutabilmek için.''

Baekhyun utandığını gizlemek için bir yol aradı. 

Bu yol ise başka bir soruya geçmesiydi. Bu soruyu daha farklı nasıl sorabilirdi bilmiyordu bu yüzden sanki önemli değilmiş gibi çıktı ağzından kelimeler. "Önceki sevgilin ile neden ayrıldınız?" Basit bir soru gibi duruyordu ama Chanyeol için çok derindi.

"Aldatıldım." Dedi. Ağızdan tek seferde çıkan bu kelime o kadar ağırdı ki insan onu taşırken ölecekmiş gibi hissediyordu.

"Anlatmak ister misin?" Dedi Baekhyun. Sesi o kadar ikna ediciydi ki Chanyeol kendini söze başlarken bulmuştu.

Ve hiçbir şeyi atlamadan anlattı. Dağ evindeki her yeri fotoğraf olan odasına kadar anlattı. Ardından tekrar söze başladı.

"Sonra aldatıldığımı öğrendim. Ailem benim için çok çabaladı. Bende bu çabanın karşılığını vermeye onu unutmak ile başlamak istedim. Onu unutmanın ilk yolu da numarasını silmekti. Sonra yanlışlıkla o numarayı aradım." Baekhyun bir yerden tanıdık gelen hikâyeyi dinlerken sessiz kaldı.

"Sonra telefonu açan kişi bana ahjussi dedi." Baekhyun devamını bildiği hikâyeyi anlatmasına müsade etmedi.

"Sen sahiden o ahjussi misin? Beni neden o gün o kadar bekletin?" Baekhyun sinirle konuşurken Chanyeol ufak bir kahkaha atmıştı.

"O gün seni aradım ama bulamadım. Bu yüzden önemsemedim ve boşverdim." Baekhyun başını saklarken yemekler geldiği için konu kaynamıştı.

Chanyeol eriştenin cidden harika olduğunu düşündü. Yemekler bittiğinde ise  saat çoktan 00.00 olmuştu.

''Birini seviyor musun Chanyeol?''

Chanyeol dirseklerini masaya koydu ve ellerini çenesinin altına yerleştirdi. ''Evet, Seni seviyorum geçerli olur mu Baekhyun?'' 

Baekhyun afalladı. Bu itirafı beklemiyordu. 

''Önümüzde ki Cumartesi. aynı saatte, aynı yerde, bu sefer bir iddia değilde bir randevu olarak benimle buluş Baekhyun. Bu sefer sen beni tanıma, benim de seni tanımama izin ver.''

Baekhyun cevap vermedi ama dediğini yapacaktı.

Chanyeol şüphe duymadı, Çünkü geleceğini biliyordu.

''Ve son bir şey daha Baekhyun, lütfen o buluşmaya duygularından emin olarak, beni severek gel. Çünkü benim sevgim gün geçtikçe katlanırken senin bana yetişmen uzun sürmesin. Yorulmanı istemem.'' Chanyeol Baekhyun'un yanağına ufak bir buse bıraktı.

Chanyeol'un öptüğü yer yanıyordu.

Baekhyun'un tenine değen dudaklar ise çoktan kül olmuştu.

A Phone Beside Me (ChanBaek)Where stories live. Discover now