ORMANTİK MAFYA

2. Bölüm

Multimedia karakterlerimiz. Çocukların yaşlarında kafanız karışmış gibi. Bu bölümde en büyükleri yani Vuslat 18 yaşında. Diğerleri de bu civarlarda. Çocukları büyükten küçüğe yazalım. Vuslat, Yalın Uhud, Ömür, Masal Alya, Mirza, Rüya.

Keyifli okumalar...

VUSLAT

Odamın kapısı gürültüyle açıldığında gözlerimi araladım. ''Vuslat! Şu alarmını kapat. ''Kafamı kaşırken olayı anlamaya çalışıyordum. Mirza odama girmiş ve sinirle bana bakıyordu. Arkadan gelen sesle hemen yataktan kalktım. ''Alarm değil.'' dedim komodinin üzerinden telefonumu alırken. Mirza odamdan çıkarken telefonumu açtım.

''Hemen hazırlan dışarı çıkıyoruz. ''Esnedikten sonra''Sanırım biraz daha uyuyacağım. '' diye mırıldandım.

''Harika planlarım var. İtiraz hakkın yok! ''Masal'a karşı gelmek imkansız gibi bir şeydi.

''Uyanmam birkaç saatimi alır. Ardından bir duş alırım. Geç kalkıp babamlarla kahvaltı etmediğim için azar faslı olur. Sonra kahvaltı ederim. Ama annemi biliyorsun ancak kahvaltıyı hazırlar. Yavaş yemek yediğim için bayağa da kahvaltı sürer. Sonra da-''

''Kapat telefonu! ''Sırıttım.

''Neden kızıyorsun ki? ''

''Akşam buluşuyoruz. '' Telefonu kapatınca yüzümdeki sırıtmayla telefonu yatağımın üzerine attım. Masal çok ya da boş konuşmalara gelemezdi. Bende bu yöntemi kullanmış ve başarılı olmuştum. Bugün alış verişe çıkacaktım. Masal böyle şeylerden pek hoşlanmayan bir kızdı ve söylersem 'kız gibi tüm gün alış veriş mi yapacaksın?' diye beni azarlardı. Acaba ben neydim? Ya da Masal neydi? Kızların doğasına alış veriş yapmak vardır. Ama Masal bunu anlamıyor. Aslında giyinmesini benden, Rüya'dan daha iyi biliyordu. Fakat tüm gün alış veriş yapmayı saçma ve zaman kaybı olarak tanımlıyordu. Benim aksime... Masal aramızda erkeklerle iletişime geçmeyi en iyi bilen, her şekilde erkekleri etkileyebilen, daha reşit olmamasına rağmen benden büyük gözüküp barlardan çıkmayan, dibine kadar güzel ve etkileyici bir kız. Aynı zamanda erkek gibi konuşup herkesi dize getirme potansiyeline sahip biriydi. Sanırım fazla tuhaftı.

Odamdan çıkıp banyoya gireceğim sırada kapının kilitli olduğunu anlayınca kapıyı yumruklamaya başladım. ''Sen içeridesin değil mi Mirza? ''Gülme sesi geldi.

''Başka kapıya ablacığım. ''Oflarken odama girdim. Pantolon tişört ikilisini giydikten sonra aynanın karşısına geçtim. Belime kadar gelen sarı saçlarımı tararken saçımı boyatma konusunu babama açacağımı aklımın bir köşesine not ettim. Saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptıktan sonra odamdan çıktım ve banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp havluyla kuruladım. Ardından banyodan çıktım. Mutfağa girince her sabah olduğu gibi yine omlet yapan anneme, masada oturmuş babam ve Mirza'ya''Günaydın. '' dedim.

''Günaydın kızım. '' dedi annem omletleri masaya koyarken. Babamın karşısına oturunca şirince gülümsedim. ''Babacığım... ''

Tek kaşını kaldırıp bana baktı. ''Çıkar bakalım ağzındaki baklayı. ''Gülümsemeye çalıştım. Babam beni çok iyi tanıyordu. Annemde bana merakla bakarken kahvaltımı etmeye başladım. Sanki havadan sudan konuşuyormuş gibi ''Saçlarımı maviye boyatacağım. ''dedim. Babamın tepkisine baktığımda alayla bana baktığını gördüm.

''İstersen pembeye boyat kızım. ''Babamdan bunu beklemediğim için şaşırmıştım. Canım babam beni çok seviyordu ve isteğimi kabul etmişti.

''Aslında bende öyle düşünmüştüm. Ama mavi daha çok yakışır. Mor rengini de düşünmüyor değilim. ''Babam bana uzaylı görmüş gibi bakarken Mirza gülüyor, annem ise şaşkınca bana bakıyordu.