23. Bölüm "Sinirini yerim"

161K 5.8K 2.1K
                                    

RÜYA

Kulaklarımı dolduran telefon sesiyle homurdanarak gözlerimi araladım. Esnerken bir elimi yastığımın altından çektim ve gözlerim yarı açık yarı kapalı komodinin üzerindeki telefonuma uzandım.

Telefonu açtıktan sonra kulağıma yaslarken kafamı yastıktan kaldırmamıştım.

"Efendim?" diye mırıldandım. Arayanın kim olduğuna bile bakmamıştım.

"Rüya, Vuslat orada mı?" Mirza'nın telaşlı sesiyle kaşlarım çatılırken yatakta oturur pozisyona geldim. Tabii Mirza bu süreçte sabırsız sesiyle "Sana diyorum Rüya! Vuslat sizde mi?" dedi.

"Hayır. Neden ki? Evde değil mi?"

"Kahretsin! Sizde de yok. " Kaşlarım iyice çatılırken dağınık saçlarımı geriye ittirdim.

"Ne oldu Mirza? Anlamadım. "

"Olay çok uzun Rüya. Anlatmaya vaktim yok. Vuslat'ı bulmamız lazım. Sen buraya gel. Zaten birazdan herkes gelecek, büyük fırtınalar kopacak. Hiç iyi olmayacak. "

Üstü kapalı konuşuyordu. Ne dediğini, neyden bahsettiğini anlayamamıştım.

"Tamam. Geliyorum."

Telefonu kapatırken annemin yüksek çıkan sesini duyunca yataktan kalktım. Bu sabah ne oluyordu böyle?

Bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken odamdan çıktım. Annem koridorda yanında babam varken telefonda biriyle konuşuyordu.

"Ne diyorsun Güneş? Nasıl olur?"

Merakla babamın yanına gittiğimde babam elini saçlarıma götürüp başımdan öptü.

"Tamam tamam. Hemen geliyoruz. "

Annem telefonu kapattıktan sonra dudaklarını ıslattı. Endişeli gözlerini babama çevirip "Güneş'lere gitmemiz gerek Rüzgar. " dedi.

"Ne oldu Sidal? Neden?"

"Arabada anlatırım. "

"Anne bende geleceğim. " dedim. Bu sırada abim de odasından çıkıyordu.

"Kızım, siz abinle evde durun. Ortalık karışmış. "

"Ya anne bende geleyim. Vuslat abla ortalıkta yokmuş. Kötü bir şey mi var anne? Bizde gelelim." Annem derin bir nefes verdi.

"Tamam. Hemen üstünüzü değiştirin, çıkalım."

Tabii abim de olayı sormuştu ama kısaca hazırlanması gerektiğini söyledikten sonra hemen odama girip hızla günlük bir kıyafet giydim. Saçlarımı seri bir şekilde tarayıp serbest bıraktım.

Koridordan anne ve babamın sesi geldiğine göre onlar çoktan hazırlanmışlardı. Odamdan çıkıp abime de haber verip beraber annemlerin peşinden evden çıktık.

Arabaya bindikten sonra annem hızlı hızlı olayı anlatmıştı.

Annemin anlattıklarıyla öyle şok olmuştum ki ağzım açık kalmıştı. Araf amca, Yalın abiyi sadece Vuslat abladan uzak kalsın diye İtalya'ya göndermişti. Araf amca yüzünden Yalın abinin ailesi de yıllarca onun özlemini çekmişlerdi. Esat amca ne yapacaktı bilmiyorum. Vuslat ablayı düşünemiyordum bile. Zaten dün akşamdan beri evde yokmuş. Araf amca, Vuslat ablayı evden kovmuş. Bir de bundan önce de el kaldırmış. Bana yapılmış gibi yüreğime öyle bir ağırlık çökmüştü ki... Vuslat abla ağlayarak evden çıkmış ve hala eve gelmemiş. Telefonu da kapalıymış.

Bir anda bunca şey bana bile ağır gelmişti. Vuslat abla ise bunları yaşamıştı. Acaba neredeydi? Durumu nasıldı? Nereye gidebilirdi ki?

Araf amcalara geldiğimizde salondan bağırış sesleri geliyordu. Anne ve babam hızlı adımlarla salona giderken bize kapıyı açan Mirza'nın yanına sindim. Yalın abi, Masal da buradaydı. Herkes buradaydı.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin