C❼

1.1K 164 89
                                    

Açıkçası karavana girdiğimde öpüşen bir çift görmeyi beklemiyordum.

Bunun Michael ve Luke olacağını ise hayal bile edemezdim.

Ben sırıtarak onlara bakmaya devam ederken Luke hemen geri çekildi ve elini boynuna götürdü. Michael ise saçlarındaki kıvılcımları durdurmaya çalışıyordu.

Silah dükkanından bulabildiğimiz kadar mermi ve silahları doldurduğumuz poşetleri karavanın arka tarafına yerleştirip hala şaşkınlıkla Michael'a bakmakta olan Ashton'a döndüm. "Um, sizi bölmek istemezdik ama tekrardan yola çıkma zamanı gelmedi mi?"

Ashton, sırıtarak içeri girdiğinde, Luke'un yüzünün neredeyse Michael'ın saçları kadar kırmızıya döndüğünü görüp hafifçe kıkırdadım.

Ashton arka tarafa gelip benim yanıma oturdu ve Luke bir şeyler mırıldanıp tekrardan motoru çalıştırdı.

"Çok tatlı değiller mi?" diye fısıldandım Ashton'a. Ashton kıkırdayıp onayladı. "Her ne kadar Michael'a hala tam olarak ısınamamış olsam da geçekten de yakışıyorlar."

"Ama yine de bu karavandaki en şirin çift biziz."

Küçük bir kahkaha attı. "Tabii ki de öyleyiz." Uzanıp yanağımı öptüğünde kıkırdadım.

Bir süreliğine bir sessizlik oldu. Uzanıp başımı Ashton'ın kucağına koydum ve onu izlemeye devam ettim. Yüzünün tüm o mükemmel hatlarını ezberlemek istiyordum.

Uykum gelmeye başladığında esnedim. Ashton düşünceli bir şekilde camdan dışarıyı izlemeye devam ediyordu. Tam gözlerimi kapamak üzereyken, "Calum?" diye mırıldandı.

Gözlerimi açıp bakışlarımı ona kaldırdığımda tam gözümün yanındaki kesik izine baktığını gördüm. Bir şey söylemediğimde konuşmasına devam etti. "Şu mektuplar var ya, neyden bahsetmiştin?"

"Senden." dedim kıkırdayarak. "Başka kimsem yok. O yüzden sadece seni ne kadar çok sevdiğimi anlatıp durmuştum. Tam bir sayfa tuttu ama Luke'tan bahsetmediğimi fark edince en son paragrafta iyi bir arkadaş olduğu için ona da teşekkür ettim. Sen?"

Hafifçe iç çekti. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı. "Zamanı geldiğinde öğrenmen daha iyi olur."

Kaşlarımı çattım. "O zaman o mektubu asla okumamak istiyorum." diye mırıldandım üzgün ve birazcık kızgın bir sesle.

Gülümsedi ve uzun parmaklarını saçlarımdan geçirdi. "Ben de öyle." dedi. "Ama şimdi bunu düşünmek için iyi bir zaman değil. Uyu biraz, bir şeyler buluşsak seni uyandırırım tamam mı?"

Mırıldanarak onayladım ve gözlerimi kapayıp onun ritmik nefeslerini dinleyerek uykuya daldım.

~
Doldurma bir bölüm olduğunun farkındayım ama sadece, Luke'un "Is Muke alive?" ve Calum'ın "Cashton all the way." dediği videoyu gördünüz mü diye soracaktım...

Ayrıca 14.bölüme gelmiş olmama rağmen hala birlikte bir hafta bile geçirmediler. O yüzden birazcık hızlı ilerlemeye çalışacağım çünkü Cashton smut yazasım geldi.

colored minds //muke {cashton}Where stories live. Discover now