M①③

863 140 7
                                    

6 gün olmuş ve bunu yayınlamayı unuttum afedersiniz...
~

Ertesi gün yüzüme çarpan güneş ışıklarıyla uyandığımda bugünün hiç de güzel olmayacağını çoktan anlamıştım bile.

Feel'e neler söyleyeceğimi aklımda binlerce kez tekrar etmiştim ancak şu anda onun kulübesine bu kadar yakınken zihnimdeki tüm şeyler kaybolmuş gibiydi. Sol elim hafifçe titrerken yere oturdum.

Keşke Luke da burada olsaydı, diye düşündüm. Ya da en azından bana moral verebilecek herhangi biri. Ama onlar benim yalnız gitmemin daha iyi olacağını söyleyip bu isteğimi reddetmişlerdi. Belki de haklılardı, bilemiyorum. Feel'in benim yalnız geldiğimi görünce bana daha yakın davranacağını umuyordum. Böylece ne istediğini veya ne planladığını daha kısa bir sürede öğrenebilecektim.

Ayağa kalktım ve derin bir nefes aldım. Tüm vücudum donmuş gibi hissediyordum, o yüzden birkaç kıvılcımın ben yürürken etrafa saçılmasına izin verdim.

Feel'in kulübesinin kapısında birkaç saniye duraksadıktan sonra hafifçe kapıyı tıklattım. İçeriye gelmemi söyleyen bir ses duyduğumda kapıyı yavaşça ittim. Feel masasının başında duruyor ve bir tür bavul hazırlıyordu.

"Um, Feel?" diye mırıldandım o gözlerini bana çevirirken. "Ne yapıyorsun?"

Feel'in yüzünde büyük bir sırıtma belirdi. "Gidiyorum." dedi büyük çantaya silahını da sıkıştırmaya çalışırken. "Benimle yeni bir dünya kurmaya ne dersin?"

Yutkundum. "N-ne demek istiyorsun Feel?" diye sordum çekingen bir sesle. Feel'in dudaklarından dökülecek olan her kelimeyi korkuyla bekliyordum.

"Bana katıl, Michael." dedi Feel yüzünde şeytani bir sırıtma vardı ve neredeyse bir yılanı andıran gözleriyle bana bakmaya devam ederken başını yana eğdi. "Senin kaçtığın kamp en büyük Toplama Kampı'ydı ve buradan kaçmayı başaran ilk ve tek kişi de sensin, yani benimle gelirsen bana büyük bir güç kazandırmış olacaksın. Hem ikimiz de Hükümet'ten nefret ediyoruz ve Hükümet'i yıkacak olan resimleri çoktan yayınladım bile. Çocukların ne şartlarda 'rehabilitasyon' adı altında çalıştırıldıklarını, askerlerin öldürdüğü on binlerce çocuğun resimlerini ve daha da fazlasını. Hepsini ele geçirmem uzun sürdü ama şimdiyse o Toplama Kampları'nın gerçek yüzünü tüm halk görecek ve büyük bir ayaklanma başlatacaklarına da eminim çünkü hala normal halkın bir kısmının bizim gibileri sevdiğini biliyorum. Sadece, bana katıl ve birlikte yeni bir yönetim kurup tüm normal insanları kamplara tıkalım."

Sözcükler boğazımda düğümlendi.

Feel kahkaha attığında bu neredeyse canımı acıtan yüksek bir nota gibi gelmişti bana. "Düşünsene, tüm normaller zaten bizden korkuyor. Bizi serbest bırakıp kendi sonlarını hazırlamış olacaklar ve bunun farkında bile değiller. Tüm normallerin bizim ne gibi şeyleri atlattığımızı öğrenmesini sağlarız. Acı veren bir yolla tabii ki."

Gözlerini tekrardan bana dikti. "Ne diyorsun Michael?" diye sordu kanımı donduran bir sesle. "Bu işte var mısın? Yoksa Güvenli Bölge'nin yok olmasını mı izlemek istersin?"

"N-ne?" diye kekeleyebildim sadece. "Güvenli Bölge'yi yok mu etmek istiyorsun?"

"Evet." dedi. Hala korkunç bir şekilde sırıtıyordu. "Hükümet resimleri kimim yayınlandığını fark edecek ve peşimize düşecektir. Ama onun yerine burayı havaya uçurmayı ve tüm kanıtları yok etmiş olmayı tercih ederim. Hatta şu an Believe'in yerleştirdiği mayınları aktif hale getirdim bile." Korkunç bir şekilde kıkırdadı. "Ben, Hope, Believe, Love ve sen yeni Hükümet olacağız. Gerisi sadece bize ayak bağı olur."

"Peki ya benim arkadaşlarım?" diye sordun güçsüz çıkan sesimle. Düşünüyormuş gibi hafifçe mırıldandı. "Hmm, onlara da ihtiyacımız yok. Savunmak değil, silah tutmayı bildiklerini bile sanmıyorum."

Feel çantasının fermuarını çekti ve bana döndü. "Bizimle geliyor musun, yoksa diğerleri gibi seni de öldürmeli miyiz? Çünkü görgü tanığı kalmayana dek yok etmeliyiz bu kampı ve malesef ki sen de buna dahil olabilirsin."

Sertçe yutkundum. "Gelmiyorum." dedim yumruklarımı sıkarak. Feel'in yüzündeki gülümseme soldu ve omuzlarını silkti. "Pekala öyleyse. Beş dakika içinde sen de herkesle birlikte öleceksin o zaman. Kötü bir seçim yaptın bana kalırsa."

Feel arkasını döndü ve kulübeden çıktı.

Neler olduğunu neredeyse daha kavrayamamışken hemen dışarı koştum.

İlk bomba patlamadan önce Calum, Ashton veya Luke'u bulmalıydım.

~
Hey, C13'ten sonraki 4 bölümü aynı anda atacağım o yüzden geç gelebilir yine gelecek bölüm. Özür dilerim.

colored minds //muke {cashton}Where stories live. Discover now