•3•

8.6K 875 208
                                    

Yemek yediğimiz sırada Taehyung ve Jungkook iddiaya girip neredeyse boğulacak kadar çok pizza yemişti, Jin'den azar işitmelerine rağmen aldırmamışlardı ve Hoseok tüm bunları kamerayla kaydetmişti. Daha sonra Jin'e bulaşıklar için yardıma gittiğimizde Namjoon'un yaklaşmasıyla iki tabak ve bir bardak kırması hemen hemen aynı dakika içine giriyordu.

Suga, ses sistemini kurup,izleyeceğimiz filmi yanındaki Jimin ve Iseul'la seçmeye çalışırken Taehyung kendi halindeydi. Hoseok, çektiği videoyu köşedeki küçük dizüstü bilgisayara aktarıyordu.

Jungkook ise yarım saattir lavabodaydı.

Aslında o kadar çok pizza dilimi ve acı sostan sonra bu normaldi. Normal olmayan, hiç yemek yememiş gibi önündeki cips paketini açmaya çalışan Taehyung'tu.

Herkes görebilsin diye Hoseok ve Jimin televizyonu geriye doğru itip, açısını koltuklara göre ayarlamıştı.

Televizyonun hemen karşısındaki koltukta, yarı-yatar pozisyondaki Suga, onun ayak ucunda Taehyung ve yanında da Sora vardı. Oy birliğiyle bir şeylere çarpmaması adına Namjoon'un tekli koltukta oturması gerektiğine karar verilmişti. Soldaki koltukta Jin, Iseul, yanındaki Jimin ve onun neredeyse kucağında oturan, rahatsız tavırlarla suratını asan Jungkook vardı.

Bense, Hoseok ve Yooseul'la aynı koltuktaydım.

Saat sekize kadar, okuldaki söylentiler hakkında konuştular. Namjoon, kendi sevgilisi Eva'dan bahsetti. Hoseok iki defa ablasıyla telefonda konuştu. Jimin, açıkça Iseul'a flörtöz şeyler söyledi. Sora, Suga'ya başka bir iddia hakkında bir şeyler söylemeye çalışırken, Suga onunla pek ilgilenmiyordu.

Saat sekizi çeyrek geçe, filmi başlattılar.

Saat sekiz buçukta, ilk beş kişi -Sora, Suga, Taehyung, Hoseok ve Jimin- uyuyakaldı.

Dokuza doğru, filmin ilk yarısı biterken uyuyakalanlara diğerleri de dahil oldu.

Uyanık kalabilen tek kişi olduğumu düşündüğüm sırada, kafasını omzuma dayamış ve kısmen horlamaya başlamış olan Yooseul'la filmi izlemeye devam ediyordum.

"Offf! Şu hale bak."

Jungkook, kucağına kafasını yerleştirmiş olan Jimin'i itti.

"Ah! Bacaklarım uyuştu."

Sonra, ona baktığımda uyanık olduğumu fark edip güldü.

"Şuna baksana! Neden uyuduklarını bile anlamadım. Film baya eğlenceli bence,"

Baygın bakışlarımla ekrana dönerken, kafamı geriye doğru attım.

"Cidden, ben bile bu filmi eğlenceli bulmuyorum."

Şaşırmış bir şekilde kaşlarını kaldırdı.

"Ne yani? Sence bu sıkıcı mı?"

"Sıkıcı demedim ama eğlenceli olmadığı da kesin."

Bir kez daha kucağına düşen Jimin'in başını Iseul'a doğru itti.

"Kafa karıştırıcı şeyler söylüyorsun. Bir şey ya sıkıcıdır ya da eğlenceli. Bunun ortası olmaz. Mantıklı bile değil."

Güldüm.

"Benim gözlüğüm ve kütüphane aboneliğim var. Seninse işe yaramaz popülerliğin ve okulda nasıl yapabildiğini anlayamadığım bir hayran kitlen. Sence hangimizin söylediği daha mantıklıdır?"

Bu kez, ciddi anlamda neşeyle güldüğünde yeni bir gezegen keşfetmiş gibi görünüyordu.

"Hey!" dedi.

sunya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin