•5•

7.8K 829 188
                                    

Kütüphanede her zamanki yerimde otururken elimdeki kitaptan ciddi anlamda zevk almamaya başlamıştım. Kitapları yarıda bırakma gibi bir huyum olmadığından, hızlı hızlı okumaya özen gösteriyordum.

Bir de kendi kendime söyleniyordum.

"Bir daha asla Yooseul'un kitaplığından kitap almayacağım..."

Kitabı bitirmeme elli sayfa kala bana seslenildiğini fark edip kafamı kaldırdım.

"Sunya?"

Kütüphaneden sorumlu kadın, tedirgin bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

"Efendim?"

Elindeki ceketle nereye gideceğini tahmin etmeye çalıştığım sırada konuşmaya başladı.

"Kızımın okulda gösterisi var. Müdür beyden izin aldım ama anca yerime birisini bırakırsam gidebileceğimi söyledi. Düşündüm de...Birkaç saatliğine sen idare edebilir misin?"

Eşyalarımı toplamaya başlarken gülümsedim.

"Ah, tabii tabii. Sen merak etme, ben hallederim."

Minnetle gülümserken hep oturduğu masayı işaret etti.

"Anahtarlar orada. Çıkmadan önce tüm kütüphaneyi kontrol edip içeride kimsenin olmadığından emin olduktan sonra kilitlersin, olur mu?"

"Olur." dedikten sonra kalkıp uzattığı iki dosyayı aldım.

"Bunlar da gün sonuna kadar kitapları teslim etmesi gereken öğrenciler. Gelmezlerse dert etme, yarın onlara bizzat hesap sorarım."

Onu başımla onayladıktan sonra girişteki masaya, onun yerine yerleştim.

Çıkmadan önce "Teşekkür ederim," diye mırıldandı.

"Senden başkasına güvenemezdim."

"Rica ederim. Hadi git, geç kalacaksın."

Kapıdan çıkıp merdivenleri inmeden önce, hala beni kontrol etmesine gülmeden edememiştim.

"Bugün Kitap Teslim Edecek Olan Öğrenciler Listesi"ne bakarken listenin sonlarında gördüğüm isim dikkatimi çekmişti.

Kim Jungkook.

Bangtan'ın Jungkook'u kitap okumayı biliyor muydu? Kabul ediyorum. İnsanları görünüşlerine göre yargılamak aptalca olurdu, önyargı olurdu. Ama, bir dakika durup Jungkook'a baksanız ve gün içinde neler yaptığına şahit olsanız, kitap okuma ihtimalini %30'dan bile daha az görürdünüz.

Herhangi hoş olmayan bir (mesela kızları etkilemek, video oyunlarında daha iyi hile yapabilmek gibi) sebeplerle kütüphaneden kitap almış olması çok az şaşırtıcıydı.

Daha şaşırtıcı olan şey, onun cidden kitap okuyor olma ihtimaliydi.

Saat beşe gelirken kütüphane tamamen boşalmıştı. Kapıyı kilitlemek için toparlandıktan sonra, görevli kadının uyarısı geldi aklıma.

İçeride kimsenin olmadığından emin olmak için tüm ışıkları yeniden açıp, raf aralarını gezmeye başladım.

Kütüphanenin en köşesindeki masada yatan kişi, Suga olmalıydı. Ya da onun gibi saçları turkuaz olan bir başka erkekti ama bu çevrede böyle şeyler olmazdı. Bu yüzden...

Yaklaşıp omzuna dokundum.

"Hey, uyan."

Tepki vermedi. Ortamın sessizliği beni ürkütürken tekrar omzunu ittim.

"Hey, Min Yoongi. Uyan."

İnsanlara anlamını bilmediğim lakaplarıyla seslenmezdim. Bu alışkanlığımın sebebini anlamanız çok da zor değil sanırım.

sunya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin