MHRMH | 2

2.5K 545 230
                                    

2.BÖLÜM

Şarkı: Zara Larsson- Carry You Home.

Yayınlanma Tarihi: 18.06.2016

İYİ OKUMALAR.

Dün gece kendi evime bırakılmış, evin girişinde bavullar ile karşılaşmıştım. Şimdi ise, kahvemin suyunun ısınmasını beklerken evi topluyordum ama, ne toplamak. Telefonumun zil sesi ile beraber homurdanarak şarjdan kurtarıp kulağıma tutarken, arkadan birden fazla kişinin sesi geliyordu. Anlaşılan büro yine kalabalıktı. Beni duymasını ümit ederek..

"Hayal?" dedim. "Ooo," sitem edercesine uzatmaya başladı,

 "Birimizin aklına geldik demek?" alınmış sesini duyunca konuyu değiştirmeye çalıştım başaramadım tabi ki de.

 "Hayal,dün patronla konuştuktan sonra unutmuşum işte." saçma bulduğum tribine karşı sesim ciddi çıkıyordu, sonra aklıma gelen şey ile "Bavullarımı sen hazırladın dimi?" dedim tereddüt ile sorarken. "Tabi ki, ben hazırladım başka kim hazırlaya bilir?"kapının çaldığını duyunca, "Bir dakika bekle," telefonu masanın üstüne koyduktan sonra kapının yanına gidip mercekten dışarı baktım. Postaymış. Postadan başka eve gelen de giden de yoktu zaten. Hayal bile evime gelmemişti, daha doğrusu ben istememiştim. 4 yıl ya da daha fazla zamandan beri tanışıyorduk, aramızda ki samimiyet fazla olabilirdi ama evime gireceği anlamına gelmezdi.  "Kime bakmıştınız?" adam kaşlarını kaldırıp bana baktı, dikkatle süzünce elinde ki kağıtlara geri döndü. Sonra, "Ünal Ata?" diye sorunca, gözlerimi ağır ağır kapatıp açarken, beyaz dosya da bir kaç bir şey yaptı. Mektuplar ve diğer her şey babamın adıyla bana gelirdi. Babamın üstüneydi burası,o zamanlar babam benim için almıştı. Sarılırken eve girmiştik buraya,dilek dilemiştik. Sonra bir daha evime girmedi,sarılmadı,dilek dilemedik. Neyse.

"Şuraya imza atmanız lazım." imza atacağım yere saçma sapan bir karalama şeklinde bir şeyler karaladıktan sonra kalemi geri verdim. Kapıyı sertçe kapatıp masanın üstünde ki telefonun kapanmış olduğu gördüm,işime gelmişti. Patrona yakalanmış olması büyük bir ihtimaldi. Mesai saati dışında bir kaç kişi haricinde kişisel telefon yasaktı. İşler aksıyordu.

Zarfı yırttıktan sonra içinden mektup, poşet çıkınca mektubu elime aldım. Mektubu açtığımda bilet gibi bir şeyler döküldü önüme. Masanın üstüne koyarken zarfın dört kenarından tutup yırtınca içinden bir kağıt düşüverdi. Zarfın içine zarf koymakta neyin nesiydi? Kağıdı açınca siyah bir kalemle tüm sayfayı kaplayan yazıyı görmek şaşırtmıştı beni.

Esin Akut.

Bu mektubu okuduktan sonra parçalara ayır. İstanbul'a uçağın akşam saat yedide kalkacak. Sana güvenim sonsuz kızım. Git,bomba haberlerle geri dön. En fazla orada 3 ay kalacaksın belki de ceset bulunana kadar. Ya da kadın bulunana kadar. Seni ağabeyin olarak arayacağım. Poşetin içinde sana bir telefon aldım, kendi telefonu yok et. Ailene bile nerede olduğunu söyleme. Sadece bir zarf yolla onlara, bu işin ucunda seni bulurlarsa kimliğin ortaya çıkarsa eğer, onun için eve de bir not bırak. Başka bir yere gittiğini bildiren. Her zaman seni izleyeceğim. Hayal seni hava alanına bırakacak.

Oraya git ve fırtınalar estir, gökleri gürlet. Çünkü sen busun!

Kağıdı parçalara ayırmaya başladım, yırt-tıkça yırttım, en son mutfakta tezgahın içinde yakıp üstüne su tutarken yanmış siyah renge dönmüş olan beyaz kağıdın sönmesini bekliyordum,sabırsızca. Mutfaktan salona geçiş yaparken bavullarım gözüme ilişti. Bavulumun içine baktığım da kıyafetlerim gayet hoştular. Genelde bahçıvanlık tarzı şeyler vardı. Uzun uzun şeylerdi,bir iki tane kısa elbise vardı, genelde koyu renkler vardı çantamda pantolonlarım da gayet güzel katlanmış ve koyulmuştu. Bavulları kapının oraya götürdüm sonra kendimin özel ihtiyaçlarım için küçül el çantası hazırlamak için kutu evimin içinde ki odamın kapısını açıp içeriye girdim.

MİHRİMAH | FERFECİROnde histórias criam vida. Descubra agora