MHRMH | 6

1.3K 412 122
                                    

6.BÖLÜM

Şarkı: Hayley Kiyoko Girls Like Girls.

Yayınlanma Tarihi. 29.07.2016.

İYİ OKUMALAR.

Kapının kulpunu açıp aşağıya indimSaclarıma şekil vermeye çalışarak adımlarımı hızlandırdım.Saçlarımı geriye atarak derin bir nefes aldım. İlk defa saçlarımı açıyor gibi hissediyordum. Yüzyıllar sonra saçlarım açılmış bir rapunzeldim sanki?  Saçlarımın renginden mutluydum kestane rengiydi. Merdivenin son basamağından aşağıya indiğim de geri dönüşümün olmadığını anladım. Derin bir nefes alıp ellerimle elbiseyi düzelttim.

Salonun gösterişli kapısından tekrar içeriye girdiğim de kendi etrafım da dönme hareketleri yaptım. Kendim için bir kaç adım atarak rahatlamaya çalıştım. Kendi kendime mırıldanmaya başladım. Stresli olduğum zamanlar yapardım bunu.

"Yaparım. Yapabilirim. Kolay zaten yapmak,yapılabilir." diye kendimi avutmaya çalıştığım saçma cümleler, kelimeler eşliğinde, mırıldanmaya başladım. Bir yerden yabancı bir müzik çalmaya başlayınca müziğin sesini dinlemeye başladım. Tanıdık ve kulağa hoş gelen bir müziğin sesiyle gözlerimi kırpıştırdım. 

Ne zaman bir müzik duysam kendi kendime dans eder ve ruhumu teslim ederek küllere ayırırdım. Bedenim rüzgar da savrulan saçlar gibi savrulur. Kendini bana bırakır, bulut gibi uçmak için kendimden ayrılırdım. Ne yapacağımı bilemeden öylece ayrılırdım. Topuklu ayakkabı ayağımda yokmuş gibi dans ediyordum. Nasıl bu kadar rahat bırakmıştım kendimi. Durdumak için çaba sarf etsem de işe yaramıyordu. Ortalıkta kimse yoktu ama ben kendimi durduramıyordum. Aldığım eğitimlerden birisi de buydu, küçükken almıştım dans eğitimi. Sonra zamanla salmıştım ve bırakmıştım.

 Elbise bedenime zaten yapışmıştı, dans ederken de kalkmıyor ve bu benim için çok işime yarıyordu. Bol olsa da stresten terlemiştim, üstümde hareket etmiyordu. Müziğin ritmine göre sallanıyordu bedenim. Yavaş yavaş kendimi bıraktım. Bir balerin gibi etrafta dönmek bana kendimi iyi hissetirmişti, ne ara ben merdivenlerden inip salona geldim, onu bile hatırlamıyordum ki. Gözlerimin kapalı olması bile benim için garipti, rahat hissetmeye başlamıştım kendimi. Burada, bu şehirde farklı olacaktım ben. İstanbul da, değişecektim.

Müzik yavaş yavaş bitince kendiliğinden duran ayaklarım salonun girişine bakan tarafa durdu, görmek istemediğim bir kaç kişiyi gördü.

Alkış sesi yükseldi, teyzesi dedikleri kişiydi sanırım bu. Alkışlamaya devam ediyordu. Yanıma yaklaştığın da gözlerine baktığım da beni beğendiğini ima eden bakışlar atıyordu. Ağzından çıkan kelimeler ile tek kaşımı istemsizce havaya kaldırdım.

"Bir kadın, dans edebiliyorsa eğer o çoktan kendini öğrenmiştir. Ya da... Kendini kaybetmiş ve ruhunu etrafına dağıtmıştır. " elini uzattı.Duruşu bakışı mimikleri,ses tonu aynı Kevser'e benziyordu. Bakışları çok hoştu. İnsanın içini ısıtmaya yetiyordu. Üzerine giydiği elbise saçları her şeyi ile uyum içerisindeydi. Saçları siyahtı ve maşaydı. İnanılmaz derece de asil duruyordu. Bu kadın bu kadar asilse anneleri nasıldır acaba?

"Mahperi Demirgah." eline baktım elimi uzatıp,gözlerine baktım. Gözleri o kadar derin bakıyordu ki...

" Esin Akut, Memnun oldum." karşımda ki bir kadın olmasaydı eğer elini sıkmazdım ama eğer bu kadını bozsaydım o da bir gün beni bozardı.

"Çocuklar neden orada dikiliyorsunuz otursanıza masaya." Mahperi hanımın baktığı yere baktığım da Çağlar memnuniyetle bakarken, Furkan şaşırmıştı. Kevser gülümsüyordu. En önemlisi ise Derin dondurucu Batuhan'ın bakışıydı. Beni süzmesi kaşlarını havaya kaldırması, buruk gülümsemesi. Daha sayamadığım bir kaç ayrıntı. Masaya doğru ilerledim. Masa çok düzenli hazırlanmıştı ve dikkat çekiciydi. En başa Babaları sandığım adam oturdu.

MİHRİMAH | FERFECİRWhere stories live. Discover now