MHRMH | 16

639 206 65
                                    

16.BÖLÜM

Şarkı: Rihanna- Needed Me

Yayınlanma Tarihi. 26.08.2017.

İYİ OKUMALAR.

Birkaç saatin ardından hava aydınlanmış kış havasından eser bile kalmamıştı. Her gün havalar soğumaya adım adım atarken tersi yönüne sıcaklara doğru ilerliyordu. Arka koltukta ki kendi camımı açınca yüzüme esen rüzgar biraz rahatlatmıştı. Furkan ani bir frenle arabayı kaydırınca olduğum yerden biraz kenara kaymıştım. Güneş tam yüzüme çarparken yansımasıyla  gözlerimi kıstım.

"Furkan,  Allah aşkına in şu arabadan ben kullanayım." Kevser'in sesi ile bakışlarım arabanın tavanındaydı.  Kevser'in bakışlarını görebiliyordum ortada olmanın verdiği fırsatla. Dudakları düz bir hal alırken dudaklarının arasından bir nefes çıktı. Furkan kaçamak bir bakış atarak direksiyonu sola kaydırdı.

"Ne zaman bana "Ağabeyciğim" dersen o zaman seninle iyi anlaşırız kardeşim." diyerek konuyu kapattı. 

Arabayı bir yolda park ettikten sonra arabadan indik. Güneş tam yüzüme yüzüme vururken kafamda ki şapkaya şükretmekle yetindim.Bu sıcakta bir ipucu bulamaz isek hepimiz için yorucu ve üzücü bir gün olacaktı. Fotoğraf makinemin kablosu boynumu çok sıkıyordu, +ağabey- kardeş konuşurken ipini kısaltmakla yetindim. Kayda alarak videoyu başlattım ki, daha sonra tekrar inceleyeceğim için de kafam rahattı. Hiç bir şekilde açık vermeyecektim. Plan program oluşturmuştuk, polisler ipuçlarını inceleyecek, Kevser cana yakınlığı, kurnazlığı, ağızda bakla ıslattırmayacağı için de evleri kapı kapı o gezecekti, Furkan etrafta ki iş yerlerini gezecekti. Çağlar, Bahadır bey, Batuhan ise kendi programını yapmıştı. Ben ise dikkatli olduğum için etrafta ki yerleri gezecektim.  Mahperi hanım ise evi toparlayacak ve gelişmelerden haberdar edilecekti. Üçümüz de kendi yönümüze ayrıldık. Pantolonumun paçalarını düzeltikten sonra yürümeye etrafı izlemeye başladım. Kapıda ki kadınlar birbirleriyle konuşurken yanlarından hızlı adımlarla geçtim, bizim oturduğumuz evin tam karşısında olan manzaranın olduğu yerdi burası. Güneş'in doğup battığı yer.  Araba lastik izlerini görürüm umuduyla yerlere daha çok dikkat ediyordum ama kuru olan topraktan başka bir şey yoktu.

"Kızım, bir şey mi kaybettin?" sesin geldiği tarafa doğru döndüğüm de yaşlı bir nine ile karşılaşmayı beklemiyordum. Üzerinde ki, siyah beyaz elbisesi ve dağılmış saçları ile dikkatimi çekti. Bakışları küçük bir bebeğin bakışları kadar masum, saf, temizdi. Ama kimin temiz kimin kirli olduğu artık anlaşılmıyordu. Bu dünyada ki her şey bir bataklık gibi dibe çöküyordu zamanla. Teyzenin göz rengi mavinin en açık tonuydu güneşte parlıyor gözlerimi kamaştırıyordu.

"Onun gibi bir şey teyze." ilerleyecek-en söylediği cümlesiyle durdum.

"Bende geçenlerde bunu yamadım,içinden çöp pislik dökülüyordu sokaklara, e sokaklarda artık ev oldu dimi gızım." samimi ses tonu ile arkamı döndüm. Tam bir hayal kırıklığı yaşamıştım şu an. Elinde tuttuğu oyuncak bir ayıdan başka bir şey değildi. Nefesimi dışarı üflerken yüzümü gökyüzüne kaldırdıktan sonra gözlerimi açıp kapattım. Teyzeye bakarken gözlerinde hala aynı masumluk vardı.

"Benim bazı işlerim var, sonra tekrar konuşuruz teyze." Yanından ayrıldığımda etrafta bir şey bulamamak ve güneşin tam yüzüme çarpması sonucu sinirlerim bozulmuştu.  Saçlarımı topuz yaptıktan sonra şapkamı da elimde tutarken telefonumun  zil sesi kulaklarımı doldurunca tanıdık numarayı görmemle nefesimi tuttum. Açıp açmamak konusunda kararsızdım. Korkunun ecele faydası yoktu, zaten korktuğum da söylenemezdi. Kimseden korkmamayı acılarımın izi ile öğrenmiştim.

MİHRİMAH | FERFECİRحيث تعيش القصص. اكتشف الآن