MHRMH | 15

728 249 117
                                    

15.BÖLÜM 

Şarkı: Halsey-Eyes Closed  

Yayınlanma Tarihi. 29.05.2017

İYİ OKUMALAR.

Bakışlarım terasın kapısındaydı. O büyük gürültünün nereden geldiği belli oluyordu,terasın kapısı yerdeydi. Camı tuzla buz olmuştu. Terasın kapısının yanında ki saksıda olan çiçeklerin gübreleri devrilmiş,etrafa saçılmıştı. Takılınca bu kadar dağılacağını tahmin etmiyordum,kasten düşürülmüş gibi bir görüntü vardı. Büyük gürültü sadece terasın kapısından gelmemişti,başka bir şey de vardı. 

Herkesin dikkati başka yerdeydi. Furkan evi dolaşıyor,terasa çıkıyordu. Kevser polisleri aramakla meşguldü. Çağlar ise koltukta hiç mimik hareket ettirmeden öylece oturuyordu. Kol dirsekleri bacak dirsekleri ile birleşmişti. Gözlerimi etrafımda gezdirince,salonun boyası dökülmeye başlamış olan gri duvarda çizilen resim beni şaşırmıştı, bıçakla boğazı kesilmeye başlanmış bir kafa vardı.Sadece yarısı vardı,yarım ve tamamlanmamıştı.  Dikkatli bakılmadığı sürece bir şey anlaşılmıyordu ama,inceleyince alnı,başı,çenesi, çok belliydi. Birkaç dakikada bu kadar detaylı ve güzel çizmek... Zor değil miydi? Başın hemen üstünde sol kısımında orta derecede yazılan "M" harfi dikkatimi çekmişti. Neyin harfiydi bu? Mihrimah'ın mı? 

Kapının eşiğinden ayrılıp,duvara doğru adımlarımı ilerlettim. Yavaş ve ağır adımlarla duvara yürürken bir yandan da dikkatim ÇAMOĞLU ailesindeydi. Kevser'in bakışları bende durduktan sonra arkamda kalan duvarı gördü. Kirpikleri bir kaç kere kırpılırken dudakları aralanmıştı. Gözlerini kısık tutuyordu çünkü yutkunmakta zorluk çekiyordu.Ayağa yavaşça kalktıktan sonra benim yanımdan geçti. Bir tablo gibiydi gözümde,o.Duvarın yanına gidince derin bir nefes alıp verdi. Sonra büyük bir çığlık.

Bütün köyü kaplayacak,bir çığlık.

Acı dolu. 

İçindeki yangını söndürmek ister gibi.

Yutkunamamanın acısını verecek gibi.

Duvara tırnaklarını geçire,geçire...

Saçlarını çekiştirirken yere bırakmasını gördüğüm gibi dudaklarımın arasından evde kopan ikinci bir çığlık benden geldi. Kendimi frenliyemiyordum. Çığlığım daha büyük bir hal alıyordu. Kollarından tutmak adına duvarın yanından ayrılıp yanına koştum.

"Kevser!" resim çizili duvarın hemen yanına çökmüştü. Kolay değildi yaşadıkları. Bir aydır,annesinden haber yoktu. Bir ay dile kolay gibi gelirken yaşanması güç bir durumdu. Ama onlar dik durabilen bir yapıya sahiptiler. Kevser,ne kadar dik durabilirse durmaya çalışıyordu. Sinirden ağlamaya devam ederken başı dizlerimin arasındaydı,sadece hıçkırarak ağlıyor,kımıldamıyordu. Başını oynatmaya başladığında mırıldandı.

"Anne,anne..." demeye başladığında koltuğa kaldırıp,yatırdık. Acısını dışarıya vurmamaya çalışırken bile dışarıya vurması çok,çok... Doğru kelimeyi bulamıyordum onlar için. Bulamayacaktım da. Huzursuz olmak sanırım bunun gibi bir şey idi.

Koltuğun boşta kalan kısmına otururken,kapı çaldı. Açmak için kalkacakken Furkan bana bakıp kapıyı açtı. Polisler içeriye avını yakalamak isteyen bir avcı gibi etrafa saçılmışlardı. Alper Bahadır bey ile konuşurken evi inceliyordu. Bakışlarımız birleşince,bana öylece baktı. Nefesini dışarıya üflerken, terasın kırılmış kapısının yanındaydı. Koltukta otururken resim çizili duvar arkamda kaldığı için duvara ne yaptıklarını merak ediyordum. Boyaların kalan izlerinden örnek almışlardı.

MİHRİMAH | FERFECİRWhere stories live. Discover now