MHRMH | 11

849 312 83
                                    

11.BÖLÜM

Şarkı: Sia - The Greatest

Yayınlanma Tarihi. 15.09.2016.

İYİ OKUMALAR.

GİZEM GERİLİM'DE #63/10.09.2016

GİZEM GERİLİM'DE#49/15.09.2016

2K/ 13.09.2016

Tek ayağıma verdiğim ağırlığı iki ayağım da topladım. Ayağıma verdiğim fazla ağırlık yüzünden uyuşmaya başladığını hafif hafif giren acıyla anladım. Daha ne kadar bekleyecektik burada? Herkes ayrı yönlere giderken, kendi arabalarına binecekleri kesinleşmişti.

Tek bir sorun vardı, ben hangi arabaya binecektim? Batuhan'ın arabasına binmek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Bir kere atmosferi, güzel değildi. Furkan'ın arabasına binmek için pek bir şey yapmam gerekmiyordu. Arabaya binsem, yeterdi. Zaten geldiğim ilk günden beri beni umursadığı yoktu, umursamaz bir çocuk olduğu o kadar belli idi ki..

Tek geriye kalan Çağlar'dı. Şu günlere geldiysem, ya da ilk geldiğim günden bu yana kadar sorunsuz, problemsiz kimliğim açığa çıkmadan geldiysem, bir nevi Çağlar'ın sayesindeydi. Benimle iyi anlaşmaya mı çalışıyordu,yoksa bu onun normal hali miydi? Çağlar'ın durduğu yere adımlarımı yavaşlatıp,ilerledim.

"Hadi, gidiyoruz." tepki vermedim,zaten versem de arabaya bindiği için benim verdiğim tepkiyi görmeyecekti. Ön koltuk kapısını açtım,arabanın dış yüzeyinden çok iç yüzeyi dikkatimi çekmişti. Beni almaya gelirken ki arabası bu değildi. Daha spordu o arabası, bu farklıydı. Markasını bilmesem de, bu tür arabalar genelde eski jeep denildiğini duymuştum. Dış yüzü, simsiyahtı. Tek farklı renk yoktu, iç kısmı o kadar değişik, etkileyici idi ki. Kapısını kapattıktan sonra arabayı çalıştırması, arabayla hangi yolda gittiği umurumda bile değildi. Ben arabanın içi ile ilgileniyordum, dışına göre içi de siyahtı. Navigasyon'dan diğer her eşya vardı.

Cebimde ki kulaklığımı çıkartıp müzik listeme girdim. Bir kaç şarkı arasında kalıp son çare olan, müziğe tıkladım.

Arabalarla beraber garajdan çıktığımızda kafamı cama yasladım. Hiç bir şey düşünmek istemezken her şeyi düşündüğümüz o anlar vardır ya hani, eski küçüklüğümüz hatırlarız, okul yıllarımızı, kavga ettiğimizi, ağladığımız zamanları, annemizle tartışmalarımızı, en güzel geçirdiğimiz günleri, arkadaşlarımızı, kimsesizliğimle kaldığım zamanları işte o zamanlardan biriydi şimdi.

Şarkıyı duymuyordum bile, etrafı göremiyordum. Belki de görmek istemediğim-dendi. Arabaları solladığımızı görüyordum yanımızdan geçen, hızla giden Furkan'ın arabasını görüyordum, aynadan, Batuhan'ın arabasını görüyordum, yanımızda ki sürücü koltuğunda rujunu tazeleyen kadını görüyordum, Çağlar'ın bana baktığını, yolda ki tabelaları, geçtiğimiz ana yolda çeşit çeşit, farklı arabaları görüyordum. Ama ben kendimi göremiyordum.

Ne zaman kendime baksam, bir yansımamı görsem, bir aynada baksam, ya da gölgemi görsem, kendimi boşluktaymış gibi hissediyorum. Sanki uçurumdan aşağıya düşmüşüm, ne kaldıran var ne de yardım edenim, öyle bir boşluktayım. Kaldıramaya çalışıp da kaldıramayan birden fazla insan vardı hayatımda.

Ama hepsi beni sadece bir gecede silmişti, hayatımı bitiren, beni karanlığın en dibine bırakıp bütün kapıları kapatıp kendiliğinden çıkmamı bekleyen geceydi o gece. Issız ormanlardan bile karanlıktı o gece. Kimsesiz kalıp, bağırsam da yardım edenin, tuzun vücudum da bıraktığı yara, kurumuş kan lekeleri, ne kadar çığlık atsam da görenin hiç bir şey yapmadığı geceydi.

MİHRİMAH | FERFECİROpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz