21 bölüm

9.2K 522 55
                                    



Kuruda ola ola boğulduğun anlar oldumu hiç? Yaşadığın tüm hayatın biranda zehir zembereğe dönüştümü peki? Ya da tam her şeyden vazgeçip tümüyle onun sana geleceğini anladığın an aslında koca bir yalanın içinde filizlendiğini anladın mı?

Zor hepsini yaşamak çok zor. Bazıları bunlardan hiçbirine katlanamazken Güneş hepsini yaşadı. Yine en büyük darbeyi yiyenin kendisi olduğunu sandı. Yine sevdiğine mi yoksa sevilmediğine mi yansın bilemedi. Bilinmezliklede boğuştu. Farkında değildi ama bunların hepsinin suçlusu kendisiydi aslında. Yaşadıklarına kendisi sebeb olmuşken kimi suçalayabilirsin? Ama insanoğlu işte ilk kaçacağı kapı kolay olanıdır.

Anın şokuyla ne yapacağını bilemedi. Aslında ne yapması gerektiğini. Sadece tek yapabildiğini gözlerini o müptelası olduğu gözlere sabitlemekle yetindi. Kulağında telefonun varlığını diğer taraftaysa adamın sinsice nefes alışverişini duymadı dahası duyamadı. Karşısındaki adamın çatık kaşlarla gözlerinin içine bakarak kendisini okumaya çalıştığına bile görmedi. Gözünden kayıp düşen tek damlanın farkına bile genç adamın telaşla sorduğu sorudan sonra çıka bilmişti düşüncelerinden

- Bir şey mi oldu Güneş?

- Y__yooo

- Ne oldu çabuk söyle.

Önce gözlerini güçbela çekti adamdan sonra tek elini havada sallayarak arkasını dönüp kendisini toplayarak

- Dediğim gibi yok bir şeyim. Sadece öğrenmem gereken şeyi öğrendim.

- Ne öğrendin?

- Sana tebriklerini sunuyordular. Tebrik ederim bende evlenmişsin.

Diyerek ayaklarını haraket ettirerek ilerlemeğe başladığı 3 ve ya 4 cü adımında iri ellerin koluna asılarak onu döndürmesiyle adama yapışması aynı anda olmuştu. O muhteşem koku genzine dolduğunda içine çekti ilk sonrada doyamadığı koku ciğerlerini asit dökülmüşçesine yaktı. İşte o zaman yanlışını farketti ve avuç içlerini dolduran bedeni ite bildiği kadar itti

- Bırak beni. İnkar etmiyorsun bile.

- Gerçek olan şeyin neyini inkar edeyim Güneş.

- Bırak beni. Bırak dedim sana. Seni değil görmek sesini duymak istemiyorum.

Çırpındı, kendisini parçalamak istedi, hatta duyduklarından sonra her tarafı küle çevirmekti aklından geçenler. Sahi istedikleri normal miydi? Kesinlikle yanlıştı. Ama genç kıza göre yanlış olan bir şey varsa oda şu anda ona söylenilenlerdi.

Genç adam kollarında çırpınan, göğsünü yumruklayan genç kıza sabretmeğe çalıştı ama onunda sabrı bir yere kadardı. Bu sefer iki eliyle genç kızın iki kolunada asılarak ona göre kuvvetli sayılmayacak şekilde sarsarak

- Kendine gel. Sana ihanet etmişim gibi muamele yapma. Ha bir ay ha şimdi eninde sonunda evlenecektim. Bunu gayet iyi bildiğin halde şimdiki tavırlar ne.

Sözler tükendi, bakışlar anlamını yitirdi, kalp? Kalp atışına lanet etti. Kulaklar sağır olmayı diledi...

Kollarında asılı kalan eller yavaşça sözlerinin ne kadar yakıcı ve hazmetmeyici olduğunu anladığı an genç kızdan temasını kesti.

Beyin ayrı cümleler kurarken yüreğin tek cümlede kaldımı. Ayakların koşarak gitmek istediği yer belliyken bedeninle o yönü değiştirdin mi. Dudakların güzel sözler için kıpırdandığında dilin işleve geçip yılan gibi zehir saçdımı. Gözlerin tek kişiyi görmek istediği halde kafan buna mani olarken durdura bildin mi. Bunca zamana kadar yapmadığını, yapamadığını şimdide yapamadı Ahmet Şükrü.

Kalbine beni alWhere stories live. Discover now