29 bölüm

10.2K 556 53
                                    


Dur diye bilir misin kalbine? Sevme, çabalama, vazgeç, unut, yok say ve başka bunlara benzer binlerce kelime ama sadece onu unutmak için söylenen kelimeler. Yapamazsın değil mi. Yüreğine istediğin kişiyi soka bilseydi insanoğlu bu dünyada acı çeken kalır mıydı?

Nezarette geçirdiği saatlerin ardından sonunda serbest bırakılmıştı. Bunun hıncını alırdı buna mail olan herkesten ama şimdi bunu düşünecek ne zamanda, ne de kafadaydı. Sinirli şekilde emniyetten çıkarken temiz havayı ciğerlerine çekme ihtiyacı duymuştu kendisinde. Temiz hava ciğerlerine bayram etkisi yaratmıştı. Gözlerini kısarak etrafta gezdirdiğinde kafası eğik arabaya yaslanan Soner'i gördüğünde dudaklarını yana kıvırmıştı. Ayaklarını haraket ettirip onun yanına ulaştığında kafasını kaldıran adamla göz göze gelmişti. Kollarını açarak ona sarılan Soner'se Hiç beklemediği bir şeyi yapmıştı. O yüzden ilk saniyeler hiçbir tepki vermeden duraksasa da sonradan kendine gelerek kendiside kan kardeşine sarılmıştı.

- Bana tepkili olacağını sanmıştım.

- İşte kendin söylüyorsun bunu sen düşündün.

- Hiçbir şey söylemeyecek misin?

- Söyleyeceğim söyleyeceğim ama ondan önce bir şey yapmam gerek.

Diyen adamla Şükrü'nün suratına yediği yumruk bir olmuştu. Dudağının yanında hissettiği sıvıyla elini oraya götürmüştü. Patlayan dudağından akan kanı gördüğünde alaycı gülümsemeyle dostuna bakmıştı.

- Yapabileceğin bu mu?

Karşısındaki adama kışkırtıcı sözler söylemişti. Suratına yediği ikinci yumrukla bunu başardığını anlamıştı. Tabi ikinci yumruğun ardından peş peşe attığı yumruklarda cabasıydı. Suratına inen hiçbir yumruğun karşılığını, hatta yumruklarıyla beraber söylenen sözlere bile hiçbir söz söylememişti, ta ki söylenen en son cümleye kadar.

- Ulan it herif ben seni ne yapayım ha?

-....

- Ben sana inanmıştım, söylediğin her bir kelimeye inanmıştım.

- .....

- Ben senin Güneş'i sevdiğine inanmıştım.

Duyduğu kelimeler deminden beri yediği dayaklardan, hakaretlerden bile sarsıdıcı gelmişti Şükrü'ye ki yumruğunu havaya kaldıran Soner'in elini havada yakalayıp

- Bana ne istersen yap, ne istersen söyle hiçbir şey yapmam. Ama ve lakin sevgime söz söyleme abi. Sen ki beni biliyorsun, sen ki ondan neden vazgeçtiğimi biliyorsun, sen ki benim sevgimi biliyorsun. Sözleri çıkarttı iki dudağının arasından.

İki adamıda söylenilenler yaktı. Duyan yandı, söyleyenin külleri esen rüzgarla etrafa saçıldı...

Dizleri üzerine çöken adam eğik başını kaldırıp yediği yumruklardan dolayı burnundan ve dudağından yere dökülen kanlara bu sefer gözünden düşen damlalar eşlik etti. Ellerini yumruk yapıp yere vurduğunda eline giren taşları bile umursamıyordu.

- Erkekler ağlarsa sevmiş derler. Ben bu güne kadar gözümden tek damla yaş akıtmayan adam bak ağlıyorum inandınız mı?

- Şükrü yapma.

- Neden? Neden yapmayayım? Lan bir defa sordular mı ben ne istedim diye. Bana sadece söylendi, yapmayacaksın, sevmeyeceksin diye söylendi. Lan gözümden dökülmeyen yaşların yerine gönlümden düşen yaşların sayını unutan adamım ben sen bana sevmemişsin diyorsun.

Kalbine beni alHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin