25 bölüm

9.9K 537 27
                                    


Yüreğindekileri döktüğünde hafifler insan. Öyle olmasıda gerekir. Bazen bu kural çiğnenir. Daha da acılarının üstüne acı yüklenmiş hissi yaşatır kalbe. Acılar daha çok yüklenir hayatına. Çabalamaktan usanır beden, beyin, ruh. Ama çok istese de vazgeçemez. Kalbe ne zaman söz geçirebilmiştir ki insanoğlu şimdi geçirebilsin.

Sevdiğinin dudakları kapanmıştı kendi dudaklarına. Evet bu ilk değildi belki ama onun için ayık kafayla, tüm hücrelerini hissettiği ilk öpüşüydü. Dudaklarının üzerinde olan dudaklara karşılık vermeği o kadar isterdiki. Hem bu her zaman kurduğu hayallerden biri değil miyidi? Öyleydi. Yalnız böyle olmasını hiçbir zaman ne hayal etmiş, ne de istemişti. O yüzden yüzünü sabit tuttan ellerin üzerine koydu ellerini, biranda elektrik akımı yaşamış gibi hissettiğinde geri çekmek istesede diremdi. Karşılık vermediği dudaklar hala kendi dudaklarının üzerinde hüküm sürerken ve bu da kendisinden geçiriyorken nasıl uzaklaştıracaktı ki kendisini?

Ama yapmalıydı ne olursa olsun. Kalbinin beynini ele geçirmesine izin vermemeliydi. Adamın dudaklarını daha bir baskın hissettiğinde beynine üşüşen anılarla ellerini koyduğu ellerinin üzerinden çekip adamın göğsüne koyduğu an tüm gücüyle adamı kendisinden uzaklaştırdığı an tokadıda genç adamın yüzüne indirmişti.

- Ne sanıyorsun?

- Neyi?

Verdiği soruya karşılık gelen cevapla yine kendisini tutamamış Şükrü'nün yüzüne ikinci tokatı indirmişti.

- Benimle dalga geçme.

Genç adam gelen ikinci tokatla yüzünü eliyle tutmuş hafif gülümsemesini dudaklarına kondurup

- Güzelim...

Daha adam sözünü tamamlamadan gelen üçüncü tokatla sinirlenmeye başlamıştı. Onu öpmüştü evet ama açıklama yapmadan onu tokatlaması garibine gidiyordu. Hem şu an bu duruma gelmelerinide anlamış değildi. Ne konuşacaktı genç kızla konuşmaları nereye varmıştı kendisi bile algılayamıyordu. Genç kızın yine tokat atacağını anladığı an elini havada kavrayarak sinirli ses tonuyla

- Ne yaptığını sanıyorsun sen?

- Asıl sen ne yapıyorsun? Ben beyim ha senin gözünde? Ucuz kadın mı? Seni sevdim diye beni böyle kullanacağını mı sanıyorsun.

- Saçmalıyorsun şu an Güneş.

- Ben saçmalıyorum ha güzelmiş. Her şeyi sen yap, et saçmalayan yine ben olayım.

Diyerek elini genç adamın elinden hırsla çekmişti. Delirecekti en sonunda bu adamın sevgisi onu delirtecekti. Böyle yapmaya da devam ederse haraketleri delirmesini daha hızlandıracaktı. Bir eli belinde diğer eliniyse saçlarına geçirmiş halde yolarcasına arkaya doğru iterek bir ileri bir geri haraket ettiğinde adam sadece sakince genç kızın içindeki tüm öfkesini kusmasını bekliyordu. Tabi bu kıvamında olsa daha makbule geçer çünkü adamın bir anda atan kafasıyla yapacaklarına hiç kimse akıl sır erdiremiyordu.

Gergin surat ifadesinin yerini yüzündeki alay gülümsemeye bıraktığında, çatık kaşlarla gelecek olan sözleri bekliyordu Şükrü.

- Tabi ya anladım ben seni.

- Ne söylemeye çalışıyorsun, dolandırmadan söyle.

- Karın yetmedi mi sana.

- Sözlerinin devamını sakın getirme.

- Niye doğruları söylemek bozdu mu seni?

- Bilip bilmeden kafanda saçmasapan şeyler üretipte benim karşıma benim yaptığım gibi sunma.

Kalbine beni alWo Geschichten leben. Entdecke jetzt