-7- Geçmişin Temiz Sayfalarına Kirli Bir Işık

702 203 646
                                    

"Sen bu bilgisayarı en son ne zaman kullandın Derin?"
"Bir ay kadar oldu. Neden?"
“Ben ekranı açtığımda yanlışlıkla İnstagram’a tıkladım. Karşıma çıkan hesabın adı @sessizharflikiz.”
"Ah evet size bahsettiğim hesap. Onun profilinde gezinirken açık kalmış olmalı."
"Hayır öyle değil. Hesaba bu bilgisayardan giriş yapılmış."
"N-nasıl yani?"
"Hesaba sen giriş yapmışsın Derin."
Kağan Bey'in gözleri dehşet doluydu. Peki benimkiler? Gözlerim karardı, sendeledim.
"Çisem Hanım su alabilir miyiz?"
Annem su getirdi ve ne olduğunu sordu. Kağan Bey önemli bir şey olmadığını söyledi ve annemden bizi yalnız bırakmasını rica etti. Yalnız kaldık.
"İyi misin?"
"Evet." Ekrana baktım. Hesaba baktım. Kendi kendime attığım mesaja baktım. En son bir ay önce paylaşım yapılmıştı. Bendim o. Kağan Bey mesaja bakmak istedi ve mesajı açtım.
Gönderen: @MrdmgrzDerin
Merhaba. Ben Derin Merdümgiriz. Sana mesaj göndermemin sebebi, seni uzun süredir takip ediyorum ve paylaşımların bana çok yakın geliyor. Sanki o cümleler bir yapboz gibi kalbimin eksik parçalarını tamamlıyor. Telefonumu elime alıp İnstagram’ı büyük bir zevkle açıyorum yeni paylaşımlar yapmış olman umuduyla. Eğer kabul edersen seninle sohbet etmek isterim. Arkadaş olmayı... Paylaşımında da söylediğin gibi: "İnsanın en iyi dostu kendisi olsa da, her zaman bir aynaya ihtiyaç duyar." Aynam olabileceğin düşüncesiyle en kısa zamanda bana dönmeni bekliyorum. Sevgiler...
"Bir yıl önce gönderilmiş başarılı bir mesaj." dedi Kağan Bey kısık bir sesle. Gözlerimin içine baktı. Konuyu dağıtmak istiyordu.
Gülümsedim. "Mesaj başarılı ama gönderildiği yer başarılı olmamış."
Bir şey söyleyemedi. Ekrana öylece baktı sadece. Durdu, durdu ve bana döndü. "Şifreyi biliyor musun?"
"Hayır."
"Emin misin?"
"Evet." madem bu hesap benim neden şifreyi bilmiyorum diye düşünüyorsun öyle değil mi yabancı? İnan bana ben de bilmiyordum.
Paylaşımlarımı inceledi. Fazla paylaşım yoktu zaten. Fotoğrafını çekti hepsinin. Sonra ayağa kalktı. "Yarın devam edeceğiz Derin. "
"Neye yarar ki?" dedim acı bir gülümsemeyle. "Ben kendime teşhisi koydum. Bir kaçığım."
Şaşkın gözüküyordu. "Saçmalama Derin! Senin durumlarının farklı olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar çok insanın sorunlarını çözmeye çalıştım. Ama seninki farklı. "
"Bilmiyorum..."
"Yarın saat ikide buradayım."

                                               ♛

Arın gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Derin'i hiç böyle hayal etmemişti. Gerçi Derin'i hiç hayal etmemişti ama hayal etseydi de böyle olmazdı. Kız Kulesi gözlü kadın, gözlerinin güzelliğini acıdan mı almıştı? Olabilirdi. Neden olmasın? Zaten her güzelliğin arkasında bir acı yok muydu?

                                               ♛

5 Mart 2015
Adam gözlerini ovaladı. Saat çok geç olmuştu. Ama o yatağına uzanmış, gözlerini tavana dikmiş düşünüyordu. Şimdiye kadar böyle bir durumla karşılaşmamıştı. Komodinin üzerine koyduğu telefonu yokladı o yöne bakmadan. Orda olduğunu anladığında çekmeceden gözlüğünü çıkardı ve taktı. Telefonunu eline alarak doğruldu. Yastıkları duvara yasladı ve sırtını oraya dayadı. Galerisine girdi ve Derin'in bilgisayarındaki hesaptan çektiği fotoğrafları okumaya başladı.
Bıçak kadar keskindir, yalnızlığın yarası.
Yüzüme sertçe çarpan bir tokat, kimsesizliğin parmak izleri bunlar.
Derin'in düşünceleri, derin düşüncelerdi.
Psikolog Kağan tüm sözleri okuduktan sonra telefonu tekrar komodinin üzerine koydu ve gözlüklerini çıkardı. Işığı kapattıktan sonra gözlerindeki ağırlığın kendisini uyutmasına izin verdi.
                                                ♛

"Merhaba Derin." dedi Kağan Bey oturduktan sonra.
"Bu gün nasılsın?"
"Bu soru sizin geleneksel sorunuz olabilir ama bu gün buna cevap vermeye gerek olduğunu düşünmüyorum."
"Bugün nasılsın Derin?"
Sabırla sorusunu yineledi. Israr edeceği kesindi. Cevap verdim mecburen. "İmkansızı başardım." dedim gülerek. "Kendi kendimi aldatmış gibi hissediyorum. Bir insan kendini nasıl aldatabilir ki? Bunu bile başardım."
Deftere not aldı yine. Daha neyin notunu alıyordu ki?
"Gözlerin neden kıpkırmızı?"
"Uyuyamadım. Daha doğrusu uyumadım."
"Neden?"
"Düşündüm.”
Kağan Bey bir süre öylece baktı bana. Bir şey söyleyecek gibi duruyordu.
"Bence bunların hepsi beyninin seni koruma yöntemi."
"Ama neyden?” diye sordum. Böyle olsa bilmez miydim?
"Ben bilmiyorum. Cevap senin içinde saklı. Nedenini sen biliyorsun ve hatırlamalısın Derin."
"Deneyeceğim."
Daha sonra Kağan Bey ayağa kalktı ve çantasını aldı. Paltosunu giyindikten sonra "Annenle konuştum haftaya benim yerime geleceksin. Adres annende." dedi.
Nedenini sordum ama bana cevap vermeden çıktı. Bir yılı aşkındır beraber olmamıza rağmen pek bir ilerleme kaydetmemiştim. Görünüşe göre bir planı vardı. Bana düşense merak etmekti…
Hayat yorucu. Sana anlatacaklarım da sona eriyor. Her şey bitiyor yabancı! Her şey bitiyorsa, biteceğini bile bile neden başlıyoruz bir şeylere? Yarıda kesebiliriz o zaman öyle değil mi? Mesela ben bu defteri yazmayı bitireceğimi bile bile neden yazmaya başlıyorum? Okuduğum kitabı neden okuyorum biteceğini bile bile? Bu hayatı neden yaşıyoruz yabancı, öleceğimizi bile bile? 






____

Yorum ve beğenileriniz önemli♥

Tahminler var mı?

AYNALAR Where stories live. Discover now