-18- Kurtarıcı

397 110 89
                                    

🎵Can you hear my heart🎵

Yapabilirim. Hiçbir şey benim başarımı engelleyemez. Sınav günü gelecek ve ben o kapıya gülerek girip o kapıdan gülerek çıkacağım.
"Fakat bu kapı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." diye mırıldandı Derin sınıfa girince. Motivasyon konuşması yapıyordu çünkü sınıfa girince tüm isteğini kaybedeceğini biliyordu. Bir kaç kişiyle merhabalaştıktan sonra boş olan bir sıraya geçti. Tek boş olan sıraya. Yanı da boştu ve bu Derin'in günlük mutluluk ihtiyacını karşılayacak bir ayrıntıydı. Bazı engelleri aşmış, bazı şeyleri yenmişti ama yalnızlığa alışmıştı.
Etrafına bakındı biraz. Saçma sapan esprilere gülüşen erkeklere, dedikodu yapan kız grubuna. Hiç bir zaman onlardan olmamıştı. Hiç bir zaman onların arasına karışmamıştı. Kendini yabancı hissediyordu insanlara karşı. Onların yaptıkları midesini bulandırıyor, gözlerini devirmesine sebep oluyordu. Ama şimdi çoğu şey yine saçma gelse de bu duyguları eskisi kadar yoğun değildi. 
Her adımda biraz daha uzaklaşıyorum kendimden. Ve uzaklaştıkça daha da kendim oluyorum fark etmeden...  diye geçirdi içinden. Arın'la vakit geçirmek onu değiştirmişti. Kendisi olmaktan çıkmıştı ama bu onu daha da kendi yapıyordu işte... Garipti. Garipti ama güzeldi.

                                        ♛

"Evet çocuklar, arkadaşınız okulumuza yeni geldi ve tek boş sınıf bizimki. Bize kendini tanıt."
"Ben Arya Seçkin."
"Bu kadar mı tatlım?"
"Evet."
Arkalardan bir ses "Hocam arkadaş niye yarım dönem için saha değiştirmiş?" diye sorunca sınıftan bir kaç kişi güldü ve öğretmen onları susturup "Seni ilgilendiriyor mu çocuğum?" diye sordu. Ses çıkmayınca "Güzel," dedi ve memnun bir şekilde gülümsedi. "Hadi Arya’cığım Derin'in yanına geç. Tek boş yer orası. Belki ikiniz anlaşırsınız." dedi.
Bunu kinayeli bir tonda söylemişti. Şimdiye kadar Derin'in birileriyle arkadaşlık kurduğunu pek görmemişti çünkü. Arya Derin'in yanına oturdu ve ikisi de birbirine göz ucuyla baktı. Ders coğrafyaydı ve Derin derse pek ilgili gözükmüyordu. "Kendini tanıtmayı sevmez misin?" diye sordu Arya'ya kısık bir sesle.
"Anlatacak bir şeyim yok. Herhangi bir özelliğim falan."
Derin başıyla onayladı ve başka bir şey söylemedi. Ders ikisinin de tahtaya boş boş bakışıyla geçti ve tenefüs zili çalınca Arya Derin'e kendini okulu gezdirip gezdiremeyeceğini sordu. Derin'de kabul etti ve beraber zemin  kata indiler.
"Okulumuz beş katlı, burası zemin kat. Yemekhane burada. Yatılı kalanlar ve yemek parasını ödeyenler burada yiyor. Evi yakın olanlar da aile imzalı izin kağıdıyla öğle araları yemek için eve gidebiliyor," omuz silki ve devam etti. "Çoğu kişi bu tür kağıtları kendi imzalıyor."
Arya gülümsedi ve elini devam et dercesine salladı.
"Öğle araları saat birle iki arası. Ders dokuzda başlıyor ve dörtte bitiyor."
Giriş kata çıktılar ve Arya etrafa bakındı.
"Burası giriş kat. Bizi pek ilgilendirmiyor. Temizlik malzemelerinin bulunduğu odalar, depo gibi kullanılan odalar var. Şu köşede okulun ödülleri var ve duvarlarda okulla ilgili bilgiler asılı."
"Sanırım, başarılı bir okul."
"Kimin umurunda..."
Sıra sıra bütün katları dolaştılar ve bu öğlene kadar sürdü. İkisi birlikte kantinden yiyecek aldılar ve yemek için sınıfa gittiler.
"Neden çoğu kişi bize bakıyor?" diye sordu Arya.
"Çünkü yanımda biri var." diye cevap verdi Derin ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra.
Arya kaşlarını kaldırdı ve Derin'e baktı.
"Yanımda birinin olmasına alışkın değiller işte. Genelde tek takılırım."
"Son bir soru daha," diye sırıttı Arya ve Derin'e baktı onay bekler gibi. Derin eliyle söylemesini işaret edince gülümsedi. "Madem kimseyle takılmıyorsun, pek tanınan biri olmaman gerekiyor. Ama herkes bu ufak ayrıntıyı fark etti."
"Biraz tanındığım söylenebilir. Şiir okuyorum programlarda.”
Derin’in şiir okuyan biri olması Arya’nın oldukça hoşuna gitmişti. İçten içe onunla edebileceği sohbetleri düşünüyor ve mutlu oluyordu. Öğle tenefüsü bitince sonraki ders başladı ve öğretmen sınıfa girmeden bir çocuk sınıfa girip duyuru yapıp çıktı.
"Çok yakışıklı." dedi Arya.
Derin iç çekti. "Kıvanç Keskin. Okulun bir numaralı kız avcısı. Okulda sevgili olmadığı kız sayısı az. Sorsan, 'Gerçek aşkı arıyorum, bulana dek aramaya devam edeceğim.' der."
Arya gülünce Derin ona ciddi bir şekilde baktı. "Senin gibi sarışınlar onun ilgisini daha çok çekiyor. Av olmak istemiyorsan, ona fazla yaklaşma.”
                 
                                        ♛
"Son ders müzik ve boş. Eve gideceğim."
"Sen bilirsin. Ben müzik sınıfında biraz vakit geçireceğim."
Bir aydır sınıf arkadaşı olmalarına rağmen aralarında geçen diyaloglar hala kısıtlıydı. İkisi de birbirine adım atamıyordu. Arya müzik sınıfına gitti ve müzik aletlerine bakındı. Dolabın yanında duran kahverengi gitarı görünce gülümsedi ve onu eline alıp sandalyeye oturdu. Akorunu ayarladıktan sonra ayağıyla ritim tutup ne çalacağını düşündü. Dakikalar sonra oda müzik sesiyle doldu ve Arya çalarken Naz Ölçal’ın Yoksun şarkısını söylemeye başladı. Tam tekrar şarkıya girecekken bir başka ses ondan önce davrandı. Arya'yı izleyen Derin şarkıyı söyleye söyleye Arya'nın karşısındaki sandalyeye geçip oturdu.
Şarkı bitince ikisi de birbirini alkışladı.
"Yapabildiğin hiçbir şey olmadığını söylemiştin," dedi Derin gülümseyerek ve devam etti. "Daha iyisini düşünemiyorum."
Arya başını eğdi ve omuz silkti. "Yeterli bulmuyorum."
Derin inanamazcasına Arya'ya bakarken Arya gülümsedi ve "Çok iyi söyledin." dedi.
"Hissederek söyledim." diye karşılık verdi Derin. Şarkı ona çok anlamlı gelmişti ve gerçekten bir şeyleri hissetmişti.
"Kimi özlüyorsun? Senden giden kim?"
Beklemediği bir soruyla karşılaşmıştı Derin. Yutkundu. Kendinden mi gitmişti Arın, yoksa bu ülkeden mi?
"Öyle biri yok." dedi serçe ve kapının önünde bıraktığı çantasını alıp çıktı.
Arya Derin'in duymayacağını bile bile ona cevap verdi gitarı yerine yerleştirirken.  "Olmasaydı eğer, sorduğum zaman önce gözlerin ışıl ışıl parlayıp hemen ardından hüzünle dolmazdı..."
                   
                                        ♛

Derin yürüyerek okula giderken bir yandan da şarkı mırıldanıyordu. Birden uzun bir korna sesi işitti. Kolunda bir el hissettikten sonra da kendini yerde buldu.
Heyecandan gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Yüzünde bir nefes hissedince yavaş yavaş gözlerini açtı ve bir çift zehir yeşili gözle karşılaştı. Önce yutkundu, sonra gözlerini kırpıştırdı üzerinde durup ona gülümseyen adama. Kolları Derin'in başının iki yanında duruyor, yerden destek alıyordu. Adam yerden kalıp Derin'in kalkmasına da yardımcı oldu.
"Dikkat etsene biraz az kalsın eziliyordun." dedi yumuşak bir sesle.
"B-ben teşekkür ederim." dedi Derin ve tam adım atacakken adam onu kolundan tutup durdurdu.
"Ben kurtarıcın." deyip sırıttı elini uzatırken. "Şey pardon, Berk Akay diyecektim. Dilim sürçtü."
Derin'de umursamaz bir tavırla Berk'e elini uzatıp "Derin Merdümgiriz." dedi ve el sıkıştılar.
"Sen şu psikologdaki kızsın."
Derin kaşlarını biraz çattı ve Berk'e baktı. Zihninin içinde bu yüzü tarıyor ve hatırlamaya çalışıyordu.
Berk güldü ve "Sen baya dalgındın hatırlamıyor olabilirsin.  Aradan uzun zaman geçti zaten, ben seni unutmamışım ama." deyip tekrar  gülümsedi.
"Ah, evet hatırladım şimdi. Tanıştığımıza memnun oldum. Okula gitmeliyim, gecikiyorum." dedi alelacele Derin. İçinden geçirdikleriyse memnun olduğunu doğrulamıyordu. Sapık olduğunu düşündüğü adam karşısında duruyordu sonuçta.
"Bende memnun oldum."
Derin arkasını dönüp bir kaç adım attı ve tam karşıya geçecekken Berk ona tekrar seslendi.
"Derin!"
Derin göz devirerek Berk'e döndü. "Efendim?"
Berk sırıttı.
"Bundan sonra daha dikkatli ol. Her zaman seni kurtaracak bir ben bulamazsın. Ya da... Vazgeçtim olma. Ben bu kurtarma işini sevdim."

_____

Bu gün 1k olduk!! 19 Ağustos'da bu kitabı ilk yayınladığımda içimde bi korku vardı. Ya kimse okumazsa, ya kimse beğenmezse diye. Ama şimdi üç ay oldu ve altı yüz küsür oy ve 1k okunma. Umuyorumki bu böyle devam eder, kitabım daha fazla okuyucuya ulaşır. Umuyorum ki yazdıklarımla kalbinizin küçük bir noktasına olsa da dokunabilirim. Herkese teşekkür ederim♥🙏

AYNALAR Место, где живут истории. Откройте их для себя