-28-

386 87 28
                                    

    Merhabalar!!! Bu bölüm 1950 kelime oldu şimdiye kadarki en uzun bölüm💗 Umarım beğenirsiniz🎈🎈

İyi okumalarr...💕

_______

🎵Kaan TANGÖZE - Bekle Dedi Gitti🎵

*Tek umduğum sonunda yıkmayı başarabildiğim duvarların altında kalmamak...*

____

                       Karşımda duran elbiselere baktım ve göz devirmekle yetindim. 

"Arya, biliyorsun ki bu benim abimin doğum günü kutlaması. Ve elindeki elbiseleri ben gecelik olarak giyinmeye bile utanırm."

"Ah tabi." diye homurdanmaya başladı ve elindeki elbiseleri kabinin önündeki pufa fırlattı. Tek kaşını kaldırarak beni süzdü ve devam etti. "Hayvanlı pijamalar giyinen biri olarak utanman normal."

Biraz kendine bakmalısın gibi zırvalıklarla söylenmeye devam ederken benim odaklandığım şey kurduğu ilk cümleydi. Hayvanlı pijamalar... Arın'a yakalandığım, rezil olduğum o pijamalar. Sahi ne zaman gelecekti Arın? Bir yıl geçti gidişinin üzerinden... Söz vermişti.  Aklıma Oğuz Atay'ın bir sözü geldi. "Aklımdan çıkmıyor. Aklım çıkıyor, o çıkmıyor." Ne oluyordu bana böyle? Bu soruyu cevaplamamak için zihnimin en ücra köşelerine fırlattıktan sonra   Arya'ya hiçbir cevap vermeden elime etekleri pileli, siyah ve kısa bir elbise aldım.

"Ben bunu alacağım."

Göz devirmesine aldırış etmeden az önce elbiseleri fırlattığı pufa oturdum ve defilenin başlamasını bekledim. Sekiz tane elbise seçmişti denemek için. O sekiz elbiseyi birleştirsek bir elbise anca ederdi...

Kabinden çıkar çıkmaz "Bu fazla siyah." diyerek dudak büzdü ve fikrimi bile sormadan tekrar kabinde girdi.

 "En azından seçim yapman kısa sürecek." diyerek sırıttım.

"Bu fazla uzun. Rahibe gibi oldum."

"Bu çok taşlı."

"Bu fazla sade.

"Bu patates çuvalı gibi."

"Bu fazla sexy. Kıvanç görürse kızabilir."

Kaşlarımı kaldırıp dudağımı ısırarak "Bu... Sanki daha çok onun hoşuna gider gibi. Yani düşüneceği şey seni başka erkeklerin de o halde görüyor olması değil de, kendinin öyle görebilmesi."

"Derin."

Susmamı isteyen ciddi sesine karşın ellerimi teslim oluyormuşçasına havaya kaldırdım. "Pekala dostum. Devam et."

Arya yedinci elbisesini denemek için kabine girdikten dakikalar sonra tiz bir çığlık işittim ve kabinin kapısı aniden açıldı. "Bu, bu mükemmel."

Kendine bir sanat eseriymişçesin bakıyordu. Hiç bu kadar özgüvenli olmamıştım. Haklıydı da.  Kısa, hafif göğüs dekolteli, beyaz bir elbise giyinmişti ve üzerinde harika duruyordu. Fiziği zaten çok güzeldi ve göğüs hizasına inen sarı saçları tabloyu tamamlıyordu. Mükemmeldi...

Aldığımız elbiselere uygun çanta ve ayakkabı da aldıktan sonra sıra hediyedeydi. Onu tanımadığım için ne alacağıma karar verememiştim fakat Arya'nın fikriyle bir kol saati almakta karar kıldım. 

Eve gidip saçımızı ve makyajımızı yapmaya koyulduk. Arya'nın makyaj çantasından aldığım fondoteni yüzüme yedirirken gözlerim aynadaki yansımama takıldı. Ben kimdim?   Ufacık bir kelebekken kavanozumda, şimdi hiç bilmediği bir yerde ve hiç bilmediğim bir haldeydim... Kafamı kitaplara gömer orada yaşardım. Bazen hayvanlı pijamalarımı bazen de dizleri çıkmış eşofmanlarımı giyinirdim. Bu elbisenin kızı olmadım hiç bir zaman. Ne böyle şeyler giyinmeye, ne de bu kıyafetle gidilecek yerlere gidecek cesaretim oldu. Hiç makyaj yapmadım mesela. Ben kendi cehennemimde boğulurken; yüzümü gören cennetlikti... Hiç arkadaşım olmamıştı. Okulda en arka sıraya oturur, derse katılmaz fakat sınavdan yüksek not aldığım için hep şaşırtırdım öğretmenleri. İnsanların arasında yapabildiğim tek şey o sahneye çıkıp şiir okumaktı. Herkes hayran kalırdı bana ama konuşmaya çekinirlerdi. Kabul ediyorum yalnızlığımı kendim yarattım. Sınırlarımı, korkularımı aşsaydım her şey çok daha farklı olacaktı biliyorum. Ama beni bu bataklığa sürükleyen insanlar ruhumu soyutlaştırmasaydı ben de yalnız kalmayı tercih etmezdim. Gerçi bu tercih değil de adeta zorunluluktu benim için. Sonra... Sevgilim olmadı. Hiç kimseye derin anlamlar yüklemedim ve sevmedim. Sevmek? Aynada bana alayla bakan gözlerime korkak bir bakış attıktan sonra kafamı çevirdim. Gerçeklerle yüzleşmek zordu benim için. Belki bir gün yüzleşecektim ama şimdi değil...

AYNALAR Where stories live. Discover now