-37- Hâviye

76 20 0
                                    

"Derin! Derin uyan!" Çağrı Demir, Derin'in yanaklarına vuruyor, onu kendine getirmeye çalışıyordu. Sonunda bir bardak suyu yüzüne döktü.

Derin gözlerini kırpıştırdı önce. Sonra abisine baktı. "Başım..." diye inledi. "Başım çatlıyor."

"Ne yaptın sen Derin!" diye bağırdı Çağrı. Derin yerde yattığını fark etti o an. Abisi de oldukça endişeli gözüküyordu. Elinde bir ağırlık hissetti, eline baktı.

"Silah!" diye bağırdı doğrulup elindeki silahı fırlatırken. Ayağa kalktı ve etrafa baktı. "Baba..."

Donup kalmıştı. "Baba..." dedi yeniden Çağrı'nın gözlerine bakarak. Bir şeyler söylesin istiyordu. Babası koltuğun yanında, yerde, kanlar içinde yatıyordu.

"Derin..." dedi Çağrı dudaklarını ısırarak. "Ben, çok uzaklaşmamıştım. Silah sesi duydum. Geldiğimde ikiniz de yerde yatıyordunuz ve sen bayılmıştın."

"Ambulans." dedi Derin başını ellerinin arasına sıkıştırarak. "Ambulansı aradın mı?"

Çağrı elini saçlarının arasından geçirdi ve Derin' e yaklaştı. "Geldiğimde çoktan ölmüştü Derin. Ayrıca eğer ambulans gelirse poliste gelir ve sen..."

Derin bir çığlık atıp Çağrı'yı susturdu. "Ben yapmadım. Ben, ben hiçbir şey hatırlamıyorum."

Babasına baktı. "Ben yapmadım." dedi sessizce. "Ben yapmadım öyle değil mi?"

Babasının yanına yaklaştı ve yere çöktü. Kalbinden vurulmuştu. Kana dokundu Derin. "İstediğim bu değildi." dedi başını sallayarak. "Baba, ölme." diye inledi. "Ölme..."

Kurduğu cümle keldi aklına başına saplanan ağrıyla birlikte. Anne, bir silah yakar mı cehennem ateşini kalpte? Kendisi mi yapmıştı gerçekten bunu? "İstediğim bu değildi!" diye bağırdı gözyaşlarını serbest bırakırken. Babasının saçlarına dokundu. Titriyordu. "Ne olur, ölme."

"Derin artık çok geç, buradan hemen uzaklaşmalısın." dedi Çağrı eğilip Derin'in kolunu tutarken.

Derin Çağrı'ya baktı çenesi titreyerek. "Babam!" diye bağırdı. "Babam..." dedi yeniden bu kez güçsüz bir sesle. "Ölmesin... Ölmedi değil mi Çağrı?"

Babasının yanaklarına dokundu. Soğuktu. "Ben, ben bununla yaşayamam..." Çığlık çığlığa ağlamaya başladı. "Ölemezsin!" diye bağırdı. "Ölme!"

İyice kendini kaybediyordu. Başındaki ağrı ve feryatları vücudunun güçsüz düşmesine sebep olmuştu. Sesi gittikçe kısılsa da inlemeleri devam ediyordu. "Ölme baba..." dedi yeniden ve yere yığıldı yavaşça.

Çağrı onu kucağına aldı ve arabaya doğru yürümeye başladı. Soğuk hava işlenen cinayetin tokadını atıyordu yüzüne. O gün atılan her adım ye daha çok yaklaştırıyordu yanması gerekenleri...

Çağrı Derin'i arabanın arka koltuğuna yatırdıktan sonra yola çıktı. Yaklaşık iki saat sonra bir dağ evinin önünde durdular. Hava kararmıştı. Eve girerken, Derin "Baba..." diye sayıklıyordu. Üst kata çıktılar, Çağrı Derin'i yatağa yatırdı ve odadan çıktı sessizce.

----

Derin gözlerini açtı yavaşça. Yerinden doğruldu. Başında hala ağrının izleri vardı. Etrafına baktı, hatırlamaya çalıştı.

"Ben... Ben yapmadım." dedi kısık bir sesle. Hırkasının cebini yokladı, telefon oradaydı. Tereddüt etti önce. Ayağa kalkıp bir ileri bir geri yürümeye başladı. Derin bir nefes alıp Arın'ın numarasını tuşladı.

"Canım?"

Telefonun ucundaki sesi duyunca sesi titredi Derin'in. "Arın, ben..." dedi ve ağlamaya başladı.

"Derin neyin var? Endişeleniyorum."

"Ben berbat bir şey yaptım Arın. Ben... Ben bununla nasıl yaşarım?"

Derin'in söyledikleri Arın'ı korkutmuştu. Oturduğu yerden fırladı ve bağırmaya başladı."

"Neredesin Derin? Yanına geleceğim, söyle."

"Bilmiyorum."

Bu cevap Arın'ı daha çok korkutmuştu. Derin'e bir şeyler söylemeye çalışırken telefon kapandı aniden. Derin'in şarjı bitmişti.

O sırada Çağrı, Derin'i kontrol etmek için içeri girdi. Telefonu görünce hızlı adımlara yanına gitti ve elinden alıp bağırmaya başladı. "Kiminle konuştun sen! Ne dedin Derin? Kendini yakalatmak mı istiyorsun?"

"Ben hiçbir şey istemiyorum abi! Şu durumun saçmalığına baksana. Ben... Ben inanmıyorum. Hiçbir şey hatırlamıyorum abi. Kalbim acıyor. Babamın katili miyim ben? Bir daha göremeyecek miyim onu? İstediğim bu değildi. Yakalanmak umurumda mı sence abi!"

"Ben sadece kardeşimi korumaya çalışıyorum." dedi Çağrı Derin'i ellerinden tutup yatağa oturturken. Endişe dolu gözlerle bakıyordu. "Seni anlıyorum fakat bunları daha sonra konuşmalıyız, yorgunsun." dedi. Elini okşadı naifçe. "Her şey düzelecek. Benim biraz işim var, sen uyu, geleceğim."

AYNALAR Onde as histórias ganham vida. Descobre agora