-25- Galata

362 96 16
                                    

🎵Andrew Belle - In My Veins🎵

*Bir insandan acılarını çıkartınca geriye bir hiç kalır...*

Derin'den

         İnsanların bazen ani kararlar vermesi gerekir. Bu kararlar o kişinin ve bir çok kişinin hayatını değiştirebilecek nitelikte olabilir. Ağzımızdan çıkan tek kelimeyle hayatımızı koca bir yanlışa sürükleyebiliriz ve ya o hayatı en doğru yöne çekmiş oluruz. En kötüsü de yaşamadan bilemeyiz iyi mi yoksa kötü mü bir karar aldığımızı.

Ben cevabımı vermek için günlerce ve ya saatlerce düşünmedim. Hani bir söz var ya; "Mutluyken söz, kızgınken cevap, üzgünken karar verme." Ben hem kızgın hem de üzgündüm o an. Arın'ın gidişinden sonra onu affetmek için bu kadar zorlanırken bunu yapması... Kararımı da verdim cevabımı da. Dakikalar sonra "Evet." Sözcüğü çıktı dudaklarımın arasından. O sözcüğü kulaklarım işitir işitmez karşımdaki yüzün şaşkın ifadesiyle birlikte benim yüzüm de aynı ifadeye büründü. Ne demiştim ben öyle? Bazen dilim, beynimin izni olmadan patavatsızca şeyler söylerdi ama bu... Kabul etmiştim resmen. Derin birini hayatına kabul etmişti. Daha Arın'ı bile kabullenemeyen ben, nasıl yapmıştım bunu? "Ben şey..." Durumu düzeltmeye çalıştım. Aslında evet dereken hayır demek istemiştim diyemezdim sonuçta. "Bir şey söyleme lütfen..." dedi ve hevesle devam etti konuşmama izin vermeden. "Dudaklarının arasından kötü bir cümle çıkacak diye çok korkuyum. İzin ver de o tek kelimen beni bir süre mutlu etsin." Karşımdaki ışıldayan gözere baktıkça kalbim biraz daha alev almaya başladı. Ben neden mutlu değildim?

Zar zor oradan ayrıldım ve onunla gitmeyi kabul ettiğim ana lanet okudum tüm yol boyunca. Benim şu an bir sevgilim vardı... Beni eve bırakma teklifini geri çevirip bindiğim taksi sokağın başında durmuştu şimdi. Kapıyı açıp yavaşça indim. Taksi giderken ben öylece yerimde duruyordum. Önce bakkala gittiğim günleri anımsadım. Sonra buralardan sadece kitap almak için geçtiğim günleri, her şeyin yalan olduğu günleri, babamın yolunu gözlediğim günleri, annemi beklediğim günleri... Bir kaç adım attım sonra. Anlık gelen ürpertiyle kocaman montla yürüyen bir Derin gördüm. Kapının önündeki arabaya mutlulukla binen bir Derin, yürüyüşe çıkan bir Derin, Arın'ın yanındaki bir Derin... Oysa şimdi... Şimdi ne üzerimde mont, ne yanımda Arın, ne baba özlemi,ne mutlulukla atılan adımlar ne de yalnızlığım vardı... Bari yalnızlığım benimle kalsaydı. Yalnızlığı seviyordum. Gerçi, ruhum hala yalnız, yanımda insanlar da yok. Fakat; zihnimin içi ana baba günü... Bir kaç adım daha attım ve cebimdeki telefonu çıkartıp instagramı açtım. Arın'ın profiline girdim önce ve gördüğüm fotoğrafın artık profilinde olmadığını fark ettim. Neydi şimdi bu? Neden kaldırmıştı ki fotoğrafı? Artık çok geçti... Telefonumu cebime koydum ve kaldırımın kenarından bir çiçek kopararak hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Bu sokaktaki anılarım beni kovalıyormuşçasına...


_____________

Önce Arın'ın okuduğu defteri aldım önüme. Rastgele sayfalar açarak yazıların üzerine dokundum. Bu yazılara dokunmak bana acılarıma dokunuyormuş gibi hissettiriyordu. Peki, bu yazıları silsem silinir miydi acılarım da? Bunu düşünmeme rağmen hiç denemedim. Çünkü insan acılarıyla birlikte vardı. O insanı tamamlayan, büyüten acılarıydı. Acılarım olmasaydı, kırgınlıklarım ve yaralarım; neyim kalırdı ki benim? Bir insandan acılarını çıkartınca geriye bir hiç kalır. Çünkü insanı şekillendiren ve yönlendiren şey aldığı yaraların ta kendisidir. Eve girmeden önce kopardığım çiçeği defterin arasına koydum ve kapattım. Bu defteri bir daha açıp anılarımı bir filmmiş gibi başa sarıp izlemek istemiyordum. Defteri her zaman yatağımın altında duran kutuya koydum ve aldığım yeni defteri çıkardım. Yeni bir defter yepyeni bir hayat demekti. Peki bu defter acılarla mı dolu olacaktı? Bu deftere dokunduğum zaman mutluluklarıma dokunuyormuş gibi hissetmek istiyordum. Siyah kapaklı defterin ilk sayfasını açtım ve masum yaprakları acı çığlıklarımın hapsedildiği kalemimle birleştirerek yazmaya başladım bu günü. Bu deftere yazdığım ilk cümle defteri dolduracak tüm cümlelerden daha açıklayıcı olmalıydı.

AYNALAR Where stories live. Discover now