-15- Kavanozdaki Kelebek

473 115 119
                                    


🎵Duman-Seni Kendime Sakladım🎵

Derin'in on beş dakikada hazırlanmış olması ve evden çıkmış olmaları Arın'ı ne kadar şaşırtmış olsa da bu duruma epey sevinmiş görünüyordu. Arabaya yaklaştılar ve "Biliyor musun?" dedi kafasını eğip gülümseyerek Arın.

"Ah bu ne hoş bir hareketti!" diye geçirdi içinden Derin ve içindeki sese çok kızdı hemen. Böyle şeyler düşünmemesi gerekiyordu.

Arın devam etti. "Seni tekrar siyahlar içinde görünce bu kadar sevineceğimi hiç düşünmezdim."

"Ben de durmuş seni dinliyorum." dedi Derin göz devirerek. Arın'ın diline düşmüştü bir kere. İçinden kendi kendine söyleniyordu.

"Beni o pijamalarla gördükten sonra yüz yıl dalga geçse ağzımı açamam!"

Beraber Arın'ın arabasına bindiler ve yola koyuldular.

"Nereye gidiyoruz? Biraz geç gelseydin bari de kahvaltı yapsaydım."

"Bu kadar sabırsız olma Derin. Yapacağız zaten."

Derin daha fazla konuşmak istemiyordu çünkü Arın'ın net cevaplar vermeyeceğini biliyordu. Ortalama on beş dakika sonra durdular ve arabadan indiler. Derin etrafı hayranlıkla seyrediyordu.

"İşte, burada kahvaltı yapacağız. Arada bir buraya gelip köy kahvaltısı yaparım ben. Gerçekten her şey çok güzel." dedi Arın.

Derin hala geldikleri yeri inceliyordu. Burası şehre inat çok daha yalın ve nostaljikti. Masalar tahtadan, oturaklar kütükten yapılmıştı ve üzerlerine minder koyulmuştu. Etrafı çitlerle çevrilmiş bir bahçenin içindeydi burası. Karşılıklı bir masaya oturdular. Derin yan tarafındaki manzarayı seyrederken, Arın karşısındaki manzarayı seyrediyordu...

"Manzara ne kadar da güzel öyle değil mi?" dedi Derin kafasını çevirmeden.

"Öyle," dedi Arın. "Çok güzel..."

Derin Arın'a döndü birden. Arın'ın bakışları kendisinin üzerindeydi. Arın afallamış bir şekilde başını salladı. "Şey..." dedi. Durumu toparlamaya çalışırken imdadına garson yetişti. Dakikalar sonra boş olan masa muazzam ve tek eksiği kuş sütü olan bir masaya dönüştü. Derin ve Arın yine yalnız kaldılar masada. Evet, etrafta insanlar vardı ama onlar birlikteyken yalnızdı.

"Nefis kokuyor!" dedi Derin yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirerek.

Arın gülümsedi. "Nefis kelimesi tat için kullanılmaz mı?"

"Uğraşmasana benimle!"

Derin bir manzaraya bir masaya baka baka kahvaltısını yapmaya başladı. Arın tam bir şey söyleyecek gibi olup vazgeçiyor, adeta kıvranıyordu.

"Okudum." dedi Derin gülümseyerek.

"N-ne?"

"Kitabı okuyup okumadığımı sormak istemiyor musun?"

Arın gülümsedi. "E-evet."

"Okudum," dedi Derin. "Bazı cümlelerin altını da çizdim."

Çantasından kitabı çıkardı ve Arın'a uzattı. Arın kitabı eline alıp sayfalara gelişi güzel baktı.

"Eve gidince, hangilerinin altını çizdiğine bakıp, tek tek okuyacağım."

Derin iç çekti. "Bakmana gerek yok. Yani, eğer kendi altını çizdiğin cümleleri biliyorsan."

"Nasıl yani?" dedi Arın kaşlarını çatarak. "Hepsi... Aynı mı?"

AYNALAR Where stories live. Discover now