Kalp Atışı

3.3K 222 24
                                    

Prens Anthony sandığımdan daha eğlenceli biriydi. Veliaht bir prens olmasına rağmen ne kasıntıydı ne de çok kendini beğenmiş biriydi. Onun Erik'le anlaşamaması gayet normaldi.

Balo salonunda mumlar yarı bellerine kadar erimiş, gece yarısı gelmişti ama asıl eğlence şimdi başlamıştı. Krallar ve kraliçeler kendi köşelerine çekilince meydan biz gençlere kalmıştı. İçki su gibi akıyor, herkes dans ediyordu. Bense içemeyen nadir kişilerdendim. Bu elbette Anthony'nin gözünden kaçmamıştı.
"Neden şarap içmiyorsun?"

Onun kollarında dans ederken Erik öfkeden mosmor olmuş bir şekilde etrafımızda dönüyordu. Bunu kesinlikle ayık kafayla görmeli ve keyfini çıkarmalıydım. Ama tabii ona bunu söylemedim. Ayrıca geçen seferki yaramazlığım şaraba karşı hoş hisler hissetmeme engel oluyordu. "Şarap midemi bulandırıyor. Hala alışamadım." deyiverdim. Anlayışla gülümsedi.

"Bira olmaması ne kadar kötü."

İlgim Erik'ten hemen Anthony'e kaydı. "Bira mı?"

"Hiç bira içmedin sanırım."

Bu bir soru değildi. Dudak büktüm. "Denemek isterdim doğrusu."

Yüzünde haylaz bir gülümseme oluştu. Prens gerçekten de denildiği kadar yakışıklıydı özellikle yaramazlık yapmak istediği zamanlarda. Sanırım o da benim gibi kural dışı yaşamaya bayılanlardandı. "Bildiğim çok güzel bir meyhane var. Seni oraya götürebilirim. Biraları gerçekten çok güzel."

Hevesle söylediklerini dinledim. Şehre daha önce hiç inmemiştim. Hayatım saraydan saraya yer değiştirmekle geçiyordu. Ah bir de katılmayı tercih etmediğim av partileri vardı. Et sevmeyen biri değildim ama yeterli etimiz varken eğlence uğruna hayvanların öldürülmesine karşıydım. "Çok isterim." diye atladım. Ardından yüzüm düştü. "Ama annem ve babamın izin vereceğini sanmıyorum. Bilirsin, prenseslerin şehre inmesi hele de meyhaneye gitmesi hiç hoş karşılanan bir şey değildir. Ah, ama o kadar çok merak ediyorum ki!"

"Kimsenin bu kalabalıkta yokluğumuzu fark edeceğini sanmıyorum. Bana güven, çok eğleneceğiz."

O sırada yanımıza gelen Erik hızla koluma yapıştı. "Eş değişikliği?" diye sordu cevap beklemeden prensesi, prensin kollarına atarak. Ariana şaşkınlıkla önce bize baktı ardından Anthony'e döndü.

"Eee... tabii." diye kekeledi. "Merhaba Prens Anthony."

Anthony, Erik'in bu kaba tavrına sesini çıkarmadan prensese gülümsedi. Buz mavisi gözlerindeki ateş ise öfkelendiğini saklayamıyordu. Erik belimi sıkıca sararak, döne döne halkanın ortasına getirdi beni.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye hırladı dişlerinin arasından.

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye tısladım ben de öfkeyle.

"O adamdan uzak duracaksın."

"Senden mi izin alacağım?"

Eli parmaklarımı sıkınca dudaklarımdan acı dolu bir inilti yükseliverdi. Tutuşu gevşese de çenesi kaskatı, bakışları buz gibiydi. "Bana bak küçük hanım bugün yeterince canımı sıktın. Ariana'ya söylediğin yalanlardan haberim var. Sabrımı fazla zorlama. O heriften uzak duracaksın."

Yalanlarımın ortaya çıktığını biliyordum ama bozuntuya vermemeye çalıştım. Dikkatini Anthony'de toplayarak kabahatimi örtebilirdim. "Müstakbel adaylarımla tanışmam isteniyordu hatırlarsan." dedim imalı bir tonla. Yüzü daha da karardı.

"Anthony'nin flört etmekteki amacı evlilik mi sanıyorsun?"

Kaşlarım havaya kalktı. Yüzündeki ima ise cevabını veriyordu. Yüzüm yanmaya başlarken bakışlarımı kaçırdım. "İğrençsin. Asla öyle bir yaklaşımda bulunmadı."

Asi Prenses | Andarkan Serisi 2Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang