Bahar Kutlaması

3.2K 222 20
                                    

Merhabalar. Uzun zamandır buralarda yoktum ve bu nedenle çok özür dilerim. Ama artık inşallah düzenli olarak yeni bölümleri yayımlayacağım. Beni takip ettiğiniz ve hikayemi beğendiğiniz için teşekkür ederim. İyiki varsınız 😊

(Multideki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim ♥️)

***

Ağacın gölgesine sığınmış, sırtımı geniş ve yaşlı gövdesine yaslamıştım. Eteğime biriktirdiğim taşları tembelce gölete atıyordum. Saray ahalisi pikniğe gitmişti. Bense onlara katılmak istemiyordum. Hasta olduğumu bahane etmiştim. Erik ve aptal Ariana'yı yan yana görmek istemiyordum.

"Sen de mi piknikleri sevmezsin?"

İşittiğim ses Anthony'e aitti. Oturuşumu düzelttim. O da zarif bir şekilde yanıma oturdu. "Saray maiyeti boğucu geliyor bana. Çok yapmacıklar." diye devam etti. İstem dışı gülümsedim.

"Kral olduğun zaman bu tarz bir maiyetin içinde yaşayacaksın ve en büyük sahtekarlıklarını sana sunacaklar." diyiverdim. Sözlerime içten bir şekilde güldü. Güldüğünde yanaklarında beliren gamzeler çok hoştu.

"Evet bu sebeple benim gibi olacak bir eş arıyorum. O zaman o sahtekarlığın içinde kaybolmam."

Sözleri bittikten sonra buz mavisi gözlerini uzun bir süre gözlerime dikti. Yanaklarım kızarırken gözlerimi kaçırdım. "O zaman sana iyi şanslar diliyorum."

Yeniden gülümsedi. "Evet, şansa ihtiyacım olacak."

Bana kur yaptığını anlamam zor değildi. Göz ucuyla baktığımda çok yakışıklı bir prensti Anthony ama Erik'in onun hakkında söyledikleri ise bocalamama neden oluyordu. Birden Anthony ayağa kalktı. "İzin verir misin? Sana bir süprizim var."

Şaşkınlığım bir kat daha artarak başımı evet anlamında salladım. Uzattığı elini tuttum. Nazikçe çekerek ayağa kaldırdı beni. Burun buruna gelişimiz ile kızardım ve geri çekildim. Buz mavisi gözleri ışıl ışıl parlayarak beni izliyordu. "Çok beğeneceksin." diye ekledi.

Beni saraya götürecek sanmıştım ama arka bahçedeki ormana uzanan patikaya doğru götürdü. Atının bir kenarda otlandığını gördüm. Yardımcısı hemen yanımızda bitti.

Gülümseyerek bana döndü ve "İzninizle prenses." diyerek belimden kucakladı ve atına bindirdi. Küçük bir çığlık atmıştım. Bu halime güldü ve hemen ardımdan bindi. Kollarını belimden uzatarak kayışları tuttu. Nefesi enseme vuruyordu.

"Şey... Nereye gidiyoruz?" diye kekeledim.

"Çok eğleneceğimiz bir yere." diye fısıldadı gizemli bir tavırla ve atını sürme başladı.

***
Ormanı geçtikten sonra vadi gibi bir yere geldik. Uzaktan bilmediğim bir müzik sesi geliyordu. Heyecanla yerimde kıpırdandım. Sanırım bugün çok farklı ve çok güzel bir gün geçirecektim.

Vadiye indiğimizde at arabalarını gördüm. Üzerlerinde çeşitli büyüklükte fıçılar vardı. Orta yerde bir ateş yanıyordu ve sopaya geçirilmiş kuşlar çeviriliyordu. Yağları ateşe damlarken midem guruldamıştı. İnsanlar rengarenk elbiseler içerisinde neşeyle dans ediyordu. Genç kızların saçlarında hanımelinden ve yeni çıkmaya başlayan kır çiçeklerinden taçlar vardı.

Anthony atından indi ve beni de indirdi. Heyecanım yüzüme yansımış olmalı ki halime içten bir şekilde güldü. "Burası neresi? Bunlar kim?"

"Bunlar göçebeler. İlk cemrenin havaya düşüşünü kutluyorlar."

Gördüğüm bu farklı manzara bende unutulmaz bir duygu seli yaşatsa da istem dışı bir hareketle geriledim. Anthony bu duraksayışımı fark ederek sorarcasına baktı.

Asi Prenses | Andarkan Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin