Tartışma

3.1K 202 5
                                    

Anthony yere düştüğünde çığlık atarak ona doğru eğildim ama bir el sıkıca kolumdan kavrayarak beni ondan uzağa savurdu. "Uzak dur!" diye kükredi Erik. Boynundaki damarlar belirginleşmişti ve gözleri öfkeden kapkara kesilmişti. Anthony'i yakasından tutarak sertçe ayağa kaldırdı ve burnuna kafasını gömdü. Bir çatırdı sesini duymakla birlikte daha çok bağırdım. Anthony eliyle burnunu kapatmıştı ama parmaklarından sızan kanı görebiliyordum.

"Ondan uzak dur!" diye haykırdım tüm gücümle. Yine bana dönmüştü. Yine yüzüme haykıracaktı ki Anthony'nin yumruğuyla sendeledi. "Anthony!" diye bağırdım bu sefer fakat o beni duymadan kızgın bir boğa gibi Erik'in üzerine atladı. İkisi de yere düştü ve boğuşmaya başladılar.

"Durun artık! Durun!" diye bağırsam da beni görmeyecek kadar gözleri kararmıştı. Erik, birden Anthony'nin üzerine çıktı ve yumruklarını peş peşe sıralamaya başladı. Prensin bir gözü morarmıştı ve şişmeye başlamıştı. Erik'in de ondan kalır hali yoktu ya. Anthony tam kendinden geçecek diye düşünürken tek hamleyle onun üzerine çıktı. Bu sefer o yumruklamaya başladı. Etin ete çarparkenki iğrenç ses ve kanın kokusu midemi alt üst etmişti. Lanet olası sarayda kimse bizi duymuyor muydu?

"Yardım edin!" diye haykırdım tüm gücümle. "Birileri şu ahmakları durdursun artık!"

Muhafızlar koştururken James onlardan önce olay yerine vardı ve hızla Anthony'i, Erik'in üzerinden itti. Anthony yorgun bir şekilde çamur zemine yığıldı. Erik yeniden üzerine atlayacaktı ki James onu yakasından çekerek öbür tarafa fırlattı. "Kesin artık!"

Ariana ve Cecilia' da koşarak yanımıza gelmişlerdi. Cecilia bana sarılana dek ağladığımın farkında bile değildim.

"Seni geberteceğim!" diye böğürdü Erik.

"Ne bekliyorsun o zaman?" diye hırladı Anthony'i de.

"İkiniz de kesin artık!"

James'in sert sesi bıçak gibi kesti ortamdaki gerginliği. Ariana kağıt gibi bembeyaz olmuş bir yüzle korkuyla Erik'e bakıyordu. Fakat bakışlarını ondan ayırarak yanıma geldi ve elini omzuma koydu. Onu ittirmek istedim ama onun yerine başımı çevirdim.

"Neler oluyor burada?"

Babamın sesiyle başımı zorlukla kaldırdım. Hıçkırıklarım durmuyordu. Annem de babamın hemen arkasından belirmişti ve koşarak bana sarıldı. "Tatlım iyi misin?" dedi yumuşak bir sesle. Ardından gözleri Erik'i buldu. Onu dağılmış ve kanlı bir halde görünce nefesini tuttu ama bir tepki vermedi.

"Bu aşağılık herif Asha'dan faydalanmaya kalktı!" diye bağırdı Erik. Söyledikleriyle kıpkırmızı kesildim.

"Ne!" diye haykırdık Anthony ile aynı anda.

"Ben öyle bir şey yapmadım!"

"Öyle bir şey yapmadı!"

Yine aynı anda konuşmuştuk. Erik'in öfkeden burun delikleri genişlememişti ve gözleri ölüm çukurunu andırır gibi kopkoyuydu. Onu ilk defa böyle görüyordum ve bu beni korkutmuştu. "Seni öpecekti!" diye haykırdı yüzüme.

O an yer yarılsa da yerin altında kaybolsam diye düşünmüştüm. Babamın, annemin ve abimin yanında beni küçük düşürmesine hayretle bakakalsam da Anthony hemen atladı.

"Kötü bir niyetim yoktu!" Bu sefer bakışlar ona döndü. Nefes nefeseydi ve şişmiş burnundan hala kan sızıyordu. Babama döndü. "Ben Asha'yı seviyorum efendim ve onunla evlenmek istiyorum."

Zemin ayaklarımın altında titrerken Erik'in hırlayarak Anthony'nin üzerine atladığını hayal meyal fark ettim. Babam öfkeyle Erik'i çekiştirdi. "Yeter artık!" diye haykırdı. "Durmazsan seni zindana atarım."  Sesi sakindi ama altındaki öfke tüyleri diken diken edecek cinstendi.

Asi Prenses | Andarkan Serisi 2Where stories live. Discover now