Bilinmeyen

2.6K 182 3
                                    

Harika kapak için oflmia 'ya çok teşekkür ederim. Ellerine sağlık.

***

Erik oldukça geç bir saatte gelmişti. Ben pencere kenarındaki koltukta oturmuş, dolunayı izliyordum o sırada. O ise beni fark etmemiş, gömleğini çıkarmaya başlanmıştı bile. Yüzünde bıkkın bir ifade olduğunu dolunayın zayıf ışıklarının altından bile görebiliyordum. Eli tam pantolonuna gitmişti ki varlığımı belli etmemin zamanı geldi diyerek, hafifçe öksürdüm. Hızla başını kaldırdı ve ay ışığının vurduğu yüzüme, garip bir canlıymışım gibi baktı.

"Senin burda ne işin var?" dedi en sonunda garip bir sesle. Yavaşça ayağa kalktım.

"Konuşmamız lazım. Benden kaçamayacağın tek yer de odan."

Bir süre boş boş yüzüme baktı. Ardından derin bir iç çekişle bir elini koyu renk saçlarına daldırdı. Saçları kabarmıştı ve gerçekten çok tatlı duruyordu. Onu yeniden öpme isteğimi zorlukla bastırdım ve boğazımı temizledim. İlgisi tekrar bana döndü.

"O gece..." diye başladım titrek bir sesle. O geceyi düşündükçe heyecandan titriyordum çünkü. "Bizi gören kişiyi buldun mu?"

Yüzünde beliren ifade tam anlamıyla, bir de o  dert vardı değil mi diye haykırıyordu. Masasının üzerinde duran şamdana yürüdü. Bir kav çıkardı kutusundan ve ateş yaktı. Mumun ucunu da yaktıktan sonra odaya, gölgeli ve loş bir aydınlık çöktü. Mumun titrek ışığı şimdi çıplak göğsüne vuruyordu. Yüzümün alev alev yandığını hissediyordum. Biraz serinleyebilmek için açık pencereye döndüm.

"Bulamadım. Hizmetçilerden biridir herhalde."

"Korkmuyor musun? Ya söylerse?"

Gözlerini kıstı. "Seninle benim sözüme karşılık dedikoducu bir hizmetçiye mi inanırlar sence?"

Kalbimin üzerine bir ağırlık çöktü. O akşamı da yok sayacaktık yani. Gergin bir ifadeyle yeniden masasına ilerledi. Bir kupaya şarap koyuyordu. "Ne yapmayı düşünüyorsun Erik?"

Sorumla birlikte kaşları çatıldı. Yüzüme boş boş bakması canımı sıkmıştı. "Aramızdakilere rağmen Ariana'yla birlikte olmaya devam mı edeceksin? Onunla evlenecek misin?"

Suratında tartışmaya açık olmadığını belli eden bir ifade vardı. "Evet." dedi kısaca. Ellerimi yumruk yaptım. Kalbimde büyüyen öfke damarlarımdan yayılarak bütün bedenime yayılıyordu. İçimden suratına okkalı bir tokat yapıştırmak gelse de dişlerimi sıktım.

"Neden? Onu sevmiyorsun bile!"

"Öyle olması gerek."

Bedenim hiddetle titrerken derin bir nefes aldım. "Ne demek bu?"

Cevap vermemek için kupayı ağzına dayadı ve oyalana oyalana şarabını içmeye başladı. Cevap vermeyeceğini anladığımdan konuyu değiştirdim. "Biliyor mu? Gerçek anne, babanı?"

Ters bir bakış attı. "Bilmiyor. Bilmeyecek de. Sakın ağzını açayım deme!" diye hırladı. Yüreğim kırık döküktü. Öyle mutsuzdum ki acısını ondan çıkarmak istiyordum.

"Seni terk eder diye mi düşünüyorsun?" dedim alayla.

Elindeki kupayı güm diye masaya koydu. "Asha, bilmediğin şeyler var. Koca ağzını açıp da herşeyi berbat etmene izin veremem. Son kez uyarıyorum."

"Bilmediğim ne varmış?" diye hırçınlaştım. Gözlerim dolu doluydu. "Ariana'nın amcasını biliyorum. Kölelerini de. Neyin peşindesin? Ariana'nın kurtuluşu olup, kahraman mı olmak istiyorsun?"

Asi Prenses | Andarkan Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin