8. bölüm-SENELER ÖNCE

16.8K 1.1K 90
                                    

Mehmet, Nilda'dan kimliğini alıp, birkaç telefon görüşmesiyle nüfuzunu kullanıp öğleden sonraya kadar tüm işlemleri halletti. Akşamüzeri birlikte nikâh dairesine gidip, imzalarını atarlarken genç kız her şeyin bir rüya olduğunu düşündü. Hayatı hızla şekil değiştirirken kendini sadece seyirci gibi hissetti. Birileri etrafında bir şeyler söylüyor, o ise sadece kabul ediyordu. Evlendiği adamın soyadını bile nikâh memurunun sorduğu soruyla öğrenmişti. Mehmet AKHİSARLI

Nikâhtan sonra Nilda elinde tuttuğu nikâh cüzdanına baktı. Hâlâ inanamıyordu. Daha birkaç hafta önce tanıştığı, soyadını bile yeni öğrendiği adamla bilinmeyen bir hayata ilk adımını atmıştı. Peki, onu nasıl bir yaşam bekliyordu? Kendi ailesinin bu evliliği öğrendiği zaman az çok ne tepki vereceğini tahmin etse de kocasının ailesi bu sürpriz nikâh karşısında nasıl davranacaklardı, işte bunu çok merak ediyordu. Nikâh dairesinden çıktıklarında, daha fazla dayanamayıp kafasındaki soruyu sordu. "Peki, senin ailen gizlice evlendiğin için kızmazlar mı?"

Mehmet arabayı kullanırken, gözünü yoldan ayırmadan, "Onlar benim kararlarımı sorgulamazlar. Çünkü yanlış bir şey yapmayacağımı bilirler. Hatta ablam ve erkek kardeşim bu habere sevinebilirler. Özellikle de babaannem," dedi.

"Peki ya baban?"

Babasından bahsedilmesiyle aniden frene basıp arabayı durdurdu. Sinirle dişlerini sıksa da hassas olduğu bu konuda öfkesini belli etmemeliydi. Önlerindeki yoldan gözlerini ayırmadan cevap bekleyen karısına, "Yaşasaydı nasıl karşılardı, bilemiyorum," dedi ve arabayı tekrar çalıştırdı.

Genç kız, babasının öldüğünü daha önce söylememesini garipsese de irdelememesi gerektiğine karar vererek sustu. Nasıl olsa zamanı geldiğinde anlatırdı. Nilda ve Mehmet, yeni yaşayacakları şehre doğru yola çıkmadan önce evlendiklerini haber vermek için Behiye'nin pastanesine uğradılar. El ele kapıdan girdiklerinde Behiye, müşterilerinden birisiyle ayaküstü sohbet ediyordu. Kendine doğru yürüyen çifti fark ettiğinde önce onların birleşen ellerine sonra yüzlerine baktı. Bir tuhaflık hissederek, müşterisine afiyet olsun dileklerinde bulunup Mehmet ve Nilda'yı karşıladı. Onların yakınlığı karşısında söyleyecek bir şey bulamadığı için sadece, "Siz?" diyebildi ancak cümlesini tamamlayamadı. Genç kız, sıradan bir şeyden bahseder gibi çantasından nikâh cüzdanını çıkartıp kadına uzattı. "Biz evlendik."

Behiye'nin ağzı şaşkınlıkla açılırken, defteri alıp içini açtı. Mehmet AKHİSARLI ismini okuduğu an, kalbi korkuyla atmaya başladı. İçinden sadece bir soyadı benzerliği derken genç adam, "Bizi tebrik etmeyecek misiniz?" diye sordu. Behiye olanları anlamaya çalışarak, "Demek evlendiniz?" dedi.

Genç kız, karşısındaki kadına sıkıca sarılıp, çok mutlu olduğunu dile getirdiğinde Behiye için söyleyecek bir şey kalmamıştı. Yerle bir olan ruh hâliyle tebessüm etmeye çalışarak Nilda'yı kutladıktan sonra elini Mehmet'e uzattı. "Umarım yanlış bir karar vermemişsinizdir, çocuklar."

Mehmet, Behiye'nin gözlerinin içine bakarak, "Bence çok doğru bir karar verdik," dedi ve sanki tebriğini kabul edermiş gibi kadının kulağına eğilerek Nilda'nın duyamayacağı fısıltısıyla, "Yoksa şüpheniz mi var, kayınvalideciğim?" dedi.

24 YIL ÖNCE

Kayalıkların üzerinde, sel sularıyla her zamankinden daha coşkun akan dereye bakan genç kadın, saatlerdir tuttuğu gözyaşlarını nihayet özgür bıraktı. Son kez ellerini karnının üzerinde birleştirirken yapmak zorunda olduğu şeyin dışında, sevdiği adamın artık hayatta olmamasına ağlıyordu. Sadece kendisine verilen sözün tutulmamasından değil, evlenmek için zorlandığı kötü kalpli adamın gözlerindeki zaferde görmüştü. O artık gelmeyecekti. Gözlerindeki yaşları silerken daha dünyaya gelmemiş bebeğine ilk ve son kez seslendi. "Beni affet, bebeğim!" Sonra sonsuzluğa ulaşmak için bir adım attığında arkasından küçük ağabeyi İlter'in sesini duydu. "Dur Behiye! Yapma!"

Kara Yazım (Tüm bölümleriyle tekrar yayında)Where stories live. Discover now