19. Bölüm TUZAK part 3

15.6K 1.1K 90
                                    

1 GÜN ÖNCE

Mehmet'le yaptığı telefon görüşmesinden sonra paniğe kapılan Behiye, hemen Gülseren'i aradı. "Mehmet aradı. Bana Nilda'ya sürpriz doğum günü partisi yapacağını, bahanesiz beni de orada görmek istediğini söyledi."

Onun sesinin titrediğini fark eden Gülseren, önce yatıştırmaya çalıştı. Ama o da en az onun kadar gergindi. Son zamanlarda Nilda ile yaptıkları telefon görüşmelerinde, ortada bir sorun olduğunu iki kadın da hissedebiliyordu. Ama ne zaman her şeyin yolunda olup olmadığını sorsalar aynı cevabı almışlardı: "Merak edilecek bir şey yok. Kuruntu yapıyorsunuz."

Aralarında sürüp giden sessizliği Gülseren bozdu. "Ne yapmayı düşünüyorsun?"

Behiye, yıllardır kızının tek bir doğum gününü atlamadan, teyzesi olarak hep yanında olmuştu. Ama şimdi durum farklıydı. Artık aralarına giren Mehmet vardı. Düğününe gitmeyi ne kadar istese de o aileyle yüzleşmesinin doğuracağı sonuçlardan korkmuştu. Kızını gelinliğiyle görememek, içinde kalan en büyük ukdelerden birisiydi. Gülseren ve Ayhan'ın çektiği fotoğraflara saatlerce baksa da canlısını görmek bir anne için başka bir şeydi. Kısa bir süre düşündükten sonra telefonun ucundaki kadına, "Bilmiyorum," diye cevap verdi.

Gülseren onu anlayabiliyordu. Canının ne kadar acıdığını tahmin edebiliyordu. Kendisi dünyaya getirmediği hâlde onu bu kadar özlüyorsa, karşısındaki kadın uzaktan uzağa sevdiği kızına kim bilir nasıl hasretti? Behiye'yi cesaretlendirmek için, "Bence gitmelisin," dedi.

Evet, o da gitmeyi çok istiyordu. Peki ya Cahide onu tanırsa o zaman ne yapardı? Kızının hayatını tehlikeye atmak istemiyordu. Babası ve ağabeyi onun varlığını, kendisinin yaşadığını öğrenirlerse başlarına gelecekleri hayal bile edemiyordu. "Cahide'nin beni tanıması riskini göze alamam."

Ancak Gülseren ısrar ederek, "Düğüne gitmemeni anlıyorum. Çünkü o kadın seni tanımasa bile akrabalarından birisi tanıyabilirdi. Fakat bu seferki sade bir doğum günü. Cahide çok yaşlandı artık," dedi.

Gülseren'in söylediklerine karşılık, Behiye alay eder gibi güldü. O kadının ne mal olduğunu daha gencecik bir kızken öğrenmişti. Babası onu zorla evlendirmek istediği zaman Cahide'ye gidip oğlunu istemediğini söylediği hâlde kadın inatla evleneceksin demişti. Hatırladığı geçmişle dişlerini sıkarak,

"Sen o yaşlı cadıyı tanımıyorsun! Şeytanın ikiz kardeşidir o!" dedi.

Bir süre düşünen Gülseren, "Seni ilk tanıdığımda koyu renk saçları kalçalarına kadar inen, incecik bir kızdın. Şimdi ise kısacık kumral saçlarla ve o zamankine göre en az on kilo fazlanla olgun bir kadınsın. Aradaki farkı anlatabiliyor muyum? Yani üzerinden seneler geçti. Şeytanın ikiz kardeşi de olsa bence seni bu hâlinle tanıması mümkün değil," dedi.

O kadar sözden sonra Gülseren, Behiye'yi sonunda ikna etti etmesine ama hesaba katmadıkları, bu doğum günüyle birlikte her şeyin değişeceğiydi.

Oktay ve Müzeyyen, şaşkınlıkla neler döndüğünü anlamak için birbirlerine bakarken Nilda önce kendi anne ve babasına sarıldı. Bu esnada sıranın kendisine gelmesini bekleyen Behiye ise özlemle süzdüğü kızının son zamanlarda fazlasıyla kilo kaybettiğini fark etti. O an aklına gelenlerle düşünmeye başladı. Yoksa ona bu evde kötü mü davranıyorlardı? Çünkü Nilda bir şeye kafayı taktığında, üzüldüğünde yemeden içmeden kesilirdi. Genç kızın kendisine sarılmasıyla varsayımlarını bir kenara bıraktığında bulundukları salona Cahide geldi. Odadaki havanın bir anda gerildiğini hisseden kadın, geçmişte yaşadıklarının hafızasında tekrar canlanmasıyla ürperdi. Cahide'nin Gülseren ve Ayhan'a selam verip kendisine yaklaşmasıyla kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Neyse ki korktuğu gibi olmadı, yaşlı kadın diğerlerine yaptığı gibi, memnuniyetsiz yüz ifadesiyle onu tanımıyormuş gibi davrandı.

Kara Yazım (Tüm bölümleriyle tekrar yayında)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon