22.bölüm MEKTUP

12.6K 1.1K 253
                                    

Mehmet telefonda söylediği gibi, Nilda'yı almak için yarım saat sonra eve geldi. Yine sessizlikle geçen kısa süreli yolculuğun ardından araba bahçe içinde müstakil bir yapının önünde durdu. Nilda arabadan indikten sonra tabelasında UMUT yazan ve kreş olduğunu fark ettiği binaya baktı. Neden orada olduklarını anlamaya çalışırken, Mehmet koluna girerek, "Bakalım içeride bizi kimler bekliyormuş?" dediğinde onun sözlerine karşılık yine sessiz kaldı.

Birlikte bahçe kapısından girdiklerinde dört yaşlarındaki bir kız çocuğu elinde tuttuğu çiçeği ona getirdi. Nilda, şaşkın bakışlarıyla uzun saçları atkuyruğu yapılmış sevimli kızdan çiçeği alıp alnına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı.

"Teşekkür ederim." Neler dönüyordu, hiçbir fikri yoktu. Zaman geçtikçe merakı artsa da sormaya da niyeti yoktu. Çocuk ona sevgiyle bakarken çevreleri yavaş yavaş kalabalıklaştı. O, ne olduğunu anlamaya çalıştığı sırada, Mehmet onları ilgiyle izleyen çocuklara gülümseyerek bakıp sevdiği karısına döndü. "Yeni kreşini umarım beğenmişsindir. Artık eski sağlığına kavuştuğuna göre evde oturmaktan sıkılmış olabileceğini düşündüm."

Nilda, onun sözlerinin tam olarak, ne anlama geldiğini kavramaya çalışırken kreşteki öğretmenlerden birisi güzel temennilerde bulunmak için elini uzattı. "Hayırlı olsun. Ben Seden. Sizinle daha önce tanışmayı istesem de eşinizin sürprizini bozmamak adına sizinle iletişime geçemedim."

Genç kız, hayalinin bu şekilde gerçekleşmesini beklemiyordu. Eğer onları izleyen küçük çocuklar olmasaydı, gözyaşı dökebilirdi. Kocasının sıkça yaptığı sürprizlere böyle bir şeyi dâhil etmesi, gerçekten onun için büyük sürprizdi. Uzun bir aradan sonra ilk kez konuşmak istese de ne söyleyeceğini bilemiyordu. Ne yapsaydı? Boynuna sarılıp teşekkür mü etseydi? Yaşadığı karmaşayla nasıl davranacağına karar veremezken, gözlerini kaçırarak, "Teşekkür ederim," dedi.

Haftalardan sonra ilk kez Nilda'nın onunla konuşmasıyla Mehmet, kalabalığa aldırmadan genç kızın narin bedenine sıkıca sarıldı. "Sen yeter ki iste, seni mutlu edebilmek için yapamayacağım hiçbir şey yok!"

Kreşte bulundukları süre içinde binayı gezip, öğretmenler ve çocuklarla tanışarak hoş vakit geçirdiler. Hatta Mehmet'in bir ara çocukların arasına karışıp, boyama yaptığı anları izlerken genç kız gördüklerine inanmakta güçlük çekti. O an aklına, kocasının nasıl bir baba olacağı geldi. Tanımadığı bu küçük varlıklarla, bu kadar sabırla ilgilenebiliyorsa kim bilir kendi çocuğu için nasıl bir baba olurdu? Nilda için her şey hayal edebileceğinden daha fazlasıydı. Hatta kusursuzdu.

Eve dönüş saati gelip, arabalarına bindiklerinde ikisi de yorulmuştu ama geçirdikleri güzel vakitten sonra yüzleri gülümsüyordu. Ta ki eve gelinceye kadar... Kapıyı açan evin çalışanı misafirleri olduğunu söylediğinde birbirlerine baktılar.

Müzeyyen gelmeden önce haber verdiği için o olamazdı. Oktay'ın da çalışma saatleri olduğundan, kimin geldiğini merak ederek salona girdiler.Cahide, Nilda ve Mehmet'i görünce, ayağa kalkarak, "Bir an için hiç gelmeyeceksiniz sandım!" dedi.

Beklenmedik davetsiz misafir, ikisinin de canını sıktı. Nilda tedirgin olarak, kocasının arkasına gizlenirken Mehmet'in onun bu tutumundan dolayı canı sıkıldı. Tam da her şeyi yoluna koymaya başladığı gün, babaannesi gelerek huzurlarını kaçıramazdı. Nilda'ya güven vermek için elini tutarak yanına çekti, parmaklarını parmaklarının arasından geçirdi. "Hayırdır babaanne?"

"Aşk olsun, oğlum! İnsan büyüklerini böyle mi karşılar?"

Cahide'nin yaptıklarından sonra hiçbir şey olmamış gibi onları ziyaret etmesi normal değildi. Son bir aydır iş yoğunluğu ve kreşin hazırlanma süreciyle ilgilendiğinden, babaannesiyle konuşmayı erteleyen genç adam buna pişman oldu. Eğer daha önce onunla yüzleşmiş olsalardı, belki de böyle elini kolunu sallayarak evlerine gelemezdi. Babaannesinin söylediklerinden sonra Mehmet Nilda'ya dönüp alnından öptü.

Kara Yazım (Tüm bölümleriyle tekrar yayında)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora