Sezon 1, Bölüm 4 - "Ben Araf..."

247 11 0
                                    

Araf: Su! içerde misin?
Ses boşluğa doğru yankılanır.Su'dan ses yok.
Ya tekrar içeri girmeye çalıştığımda bu sefer başka bir yerde kendime gelirsem? Üstelik nerde olduğumuzuda bilmiyorum.Tekrar burayı bulmam zor olur.Ama ya Su içerdeyse, onu bulmam lazım.
O an içerde ne olursa olsun bunun beni etkilemeyeceğini ve Su'yu kurtarmak için herşeye dayanabileceğimi düşünerek kapıya elimi attım.Ve oldu işte! Kapı açılıyor ve hatırlıyorum!
İçeri girdim ve etrafa bakmaya başladım.Kapkaranlık bir oda.Tam telefonumu çıkartıp ışığı açacaktım ki, arkamdan birinin bana sopayla vurduğunu hissettim.Ayıldığımda ellerim, ayaklarım ve gözlerim bağlıydı.
Araf: Su! Orda mısın?
Su: Evet Araf.
Araf: Beni çözebilirmisin? Biri başıma vurdu ve sonra beni bağladı.
Su: Hayır Araf, çözemem.
Araf: Neden? Senidemi bayıltıp bağladılar?
Su: Hayır, seni ben bağladım.
Araf: Niye yaptın bunu? Ben sana ne yaptım?
Su: Birşeyler öğrenmek istedin.Bende sana göstericem dedim.
Araf: Ne yani kastettiğin bu muydu?
Su: Aletleri getirin!
Araf: Ne aleti? Kimle konuşuyorsun sen?
Su: Kesin kıyafetlerini!
Araf: Su, ne diyorsun sen? Kim var odada?
Kıyafetlerimi kesmeye başladılar.
Su: Jiletleri getirin, boydan boydan kollarını ve ayaklarını kesin!
Araf: Jilet mi? Su, lütfen yapma! Ben sana ne yaptım?
Su: Kapa çeneni!
Jiletlerle kollarımı ve bacaklarımı çizmeye başladılar.Çığlık atıp durdum.Dayanılmaz bir acı.Her yerimden kan aktığını hissedebiliyordum.Ama dayanmalıyım!
Araf: (bitkin bir halde) Bunu neden yapıyorsun Su?
Su: Bileklerinden kesmediğime dua et!
Araf: Keşke öyle yapsaydın da ölseydim!
Su: Bu daha hiçbir şey.
Araf: Daha ne yapabilirsinki!
Su: Açın gözlerini!
Gözlerimi açtılar.Öyle bitkin bir haldeyim ki zar zor kafamı kaldırıp etrafa bakabildim.Gözleriminde kamaşması geçtikten sonra herşey netleşti.
Su, karşıda çıplak bir şekilde duruyor.Adamların başında maske var.Ama onlarda çıplak.
Araf: Siz neden çıplaksınız?
Su: Ne oldu? Beni böyle hayal etmiyormuydun?
Araf: Evet ama bu şekilde, bu ortamda, bu adamlarla değil!
Su: Gözlerini kapatamayacak şekilde bantlayın ve başını çevirememesini sağlayın!
Araf: Su, yaptığın yetmedi mi? Buda ne şimdi?
Su: Herşeyi görmeni istiyorum.
Dediği şekilde gözlerimi kapatmamı ve başımı çevirmemi engellediler.
Su: Kadını getirin!
Kapıyı açıp, elleri ve ağzı bağlı hamile bir kadın getirdiler.Ben ne yapacaklar diye düşünürken, Su, kadının karnını kesip daha olgunlaşmamış çocuğu çıkardı ve kesmeye başladı.Kadın gözyaşları içinde ve acı çekerek bayıldı.
Araf: Su, yeter artık! Hiç mi acımıyorsun? Bu ne çeşit bir sadistlik!
Su hiçbir şey demedi, paramparça olan çocuğun etlerini çıplak olan adamların vücutlarına sürdü.
Araf: Bu iğrençliği görmek istemiyorum.Ne olur beni öldürün artık!
Su: Daha işimiz bitmedi.
Araf: Daha ne yapacaksın! Hiç inancın yokmu senin!
Su: Siz ikiniz buraya gelin!
Su elindeki bıçakla adamların cinsel organların derisini yüzmeye başladı.
Adamlar acı çekiyordu ama karşı çıkmıyordu.Bu nasıl bir inanç?
Araf: Su! Yeter! Öldür beni!
Su: Bu derilerin tadına bakmak istermisin?
Araf: Ne saçmalıyorsun sen!
Su, kestiği derileri zorla ağzıma tıkadı.
Yutmam için zorladı ama kustum.
Su, kusmuğumu adamlara yemelerini emretti.
Doğru dürüst cümle kurabilecek halde değilim.Bu kadar iğrençlik, dayanılmaz bir acı.
Adamlar kusmuğuda yediler.Daha sonra onlara, karşısında durup onu seyretmelerini emretti.
Su, bana bakıp mastürbasyon yapmaya başladı ve adamlardan da, cinsel organlarının derisini soymasına rağmen mastürbasyon yapmalarını emretti.
Bu ne çeşit bir fantezi? Nasıl bir sadistlik? Acı çeken adamların boşalması 1 dakika bile sürmedi.Ben hiç bu kadar erken boşaldığımı hatırlamıyorum.Acı, bunları azdırıyormu? Peki bu kadar iğrençliğin içinde, Su'ya bakarken benim ki neden dikleşti? Nefsim her türlü pisliği yok sayıp, herşeye rağmen cinselliği nasıl ön plana atabiliyor? Ruhum nerede?
Su: Sonunda anlamaya başladın mı?
Araf: Ne kadar iğrenç bir insan olduğunu mu? Hatta insan bile değilsin sen!
Su: Öyleyse neden dimdik oldu?(kahkaha atarak)
Araf: Şeyy..
Su: Yaralarının acısını hissetmiyorsun dimi?
Araf içinden konuşur: " Gerçektende hissetmiyorum.Ama bu nasıl olabilir?"
Su: Gözlerindeki bandı çıkarın.Kilodunu indirin ve mastürbasyon yaptırın ona!
Araf: Su, lütfen dur!
Su: Tek elini çözün, kendi yapsın.
Su bu sefer bir kalemi vajinasına sokup çıkarmaya başladı.Tek elimi çözdüler.Biraz duraksasamda o kadar azmıştım ki mastürbasyona başladım.En azından o adamların yaptırmasından iyidir diye düşündüm.Ve oldu işte bir dakika bile sürmedi.Hiç bu kadar erken boşalmamıştım.Tüm tüylerim diken diken oldu.Çok tuhaf bir his.Zevkin böylesini tatmamıştım.Derken elimi tekrar bağladılar.
Tabi ya, tek elimi çözmüşlerdi, neden diğer elimide çözüp kaçmayı denemedim ki? Mastürbasyon yapma fikri öyle beynime işlemişti ki bu aklımın ucundan bile geçmedi.
Su: Gördüğün gibi, istesen kaçabilirdin.Ama bu aklına bile gelmedi.Çünkü tüm bu iğrençliklere rağmen, nefsine hakim olamadın ve zevkine yenik düştün.
Araf: Ama neden? Ben nasıl bir şeytana dönüştüm?
Su: Zaten hep böyleydin.
Araf: Ne saçmalıyorsun sen!
Su: Cebindeki kağıdı çıkarıp, okumasını sağlayın!
Cafede Su'yun verdiği o katlanmış kağıdı çıkardılar ve gözümün önüne getirdiler.Kağıtta yazan şey:

"Ben Araf.İyi ve kötünün arasındaki çizgiyim.Bunu okuduğunda şaşırma.Senin el yazın, çünkü bunları sen yazdın.Zamanla herşeyi hatırlayacaksın ve kim olduğunu da.O zamana kadar her ne olursa olsun Su'dan vazgeçme.Onu dinle..."

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin