Sezon 3, Bölüm 13 - Hiçbir Şey Gizli Kalamaz

44 1 0
                                    

Hannas, elleri ve ayakları çivili demir zincirlerle bağlanmış.Yüzünde ve vücudunda bir çok yara izi ile sadece yırtık bir don ile uzun saç ve uzun sakallarıyla, çarmığa gerilmiş İsa figürüne benzer bir halde kızının karşısındadır.
Su'nun gözlerinden yaşlar gelir ve babasına sarılır.
Hannas, bitkin bir ses tonuyla: "Sen misin kızım?
Su, ağlayarak: "Evet, babacım, benim."
Hannas: Nasıl buldun beni?
Su: Buldum işte.Hem bak burdayım.
Hannas: Bunu bilmem gerekiyor.
Su, kısık sesle: "Araf getirdi."
Hannas: Araf mı? O da kim?
Su, nasıl açıklayacağını düşünürken birden aklına Rukiye Hanım gelir.Sonuçta o babasını tanıyordur.
Su: Neydiii..
Hannas: Ne neydi?
Su: Heh.. Soytarının Maskesi.
Hannas, şaşırır: Bunu sana kim söyledi?
Su: Araf'ın annesi.O seni tanıyormuş.
Hannas: Demek Araf'ın annesi o.
Su: Şu soytarının maskesi.Ne demek o baba?
Hannas içinden: "Seni gidi salak soytarı! Beni öldürerek herşeye hükmedeceğini sanıyorsun.Ama ölümüm krallığımı taclandıracak."
Su: Neden sustun baba?
Hannas: Boşver kızım.Bunun bir önemi yok.
Su: Seni görmeyeli uzun zaman oldu.Bir şey demeyecek misin?
Hannas: Ne kadar zamanın var?
Su: En fazla 2 dakika.
Hannas: Öyleyse iyi dinle.
Su: Tamam.
Hannas: Araf sana ne derse yap ve o ne yaparsa yapsın karşı çıkma.
Su: Nasıl yani?
Hannas: Dediğimi duydun.
Su: Onu tanımıyorsun bile.
Hannas: İleride onunla evleneceksin.
Su, utanarak: "Ama sen nasıl..?"
Hannas, Su'yun lafını bölerek: "Hadi git şimdi.Beni merak etme.Dediklerimi de unutma."
Su, son kez babasına sarılır ve geçitten geçer.O geçtiği gibi duvar eski haline döner ve nöbetçiler uyanır.
Su, etrafa bakar ama Araf yoktur.Hızlıca gizli geçitten çıkar ve Araf'ın dediği gibi Hamarût'a doğru yola koyulur.
Yolda düşüncelere dalar.
Babam Araf'ı tanımıyorken Soytarının Maskesinin oğlu olduğunu öğrendiği an birden nasıl bu kadar değişti? Araf hakkında ne biliyor? Ona neden bu kadar güveniyor? Onu sevdiğimi farketmiş olsa bile evleneceğimizin düşüncesini nasıl bu kadar rahat söyleyebilir? Bir baba kızını kıskanmaz mı? Hem neden annemden bahsetmedi hiç? Sanki tüm derdi soytarın maskesiymiş gibi.Hem bu soytarı da kim? Kafayı yiyeceğim.
Araf'ın her dediğini yap ne demek? Yoksa onun kendisini öldüreceğini biliyor mu? Bilse bile Araf kim ki ölse bile onun için sorun olmayacak.En iyisi Rukiye Hanım'ın yanına gideyim.Belki o bir şeyler biliyordur.
Su, yolunu değiştirip Araf'ın evine doğru yola koyulur.Yol boyunca yine içinden söylenmeye devam eder."Herkes bir şey biliyor.Ama kimse anlatmıyor.Sanki hiç gizli bir şey yokmuş gibi birde şu yüzük var.Off Araf off!"
Su, Araf'ın evinin kapısına varır.Kapıyı çalar.Bir süre sonra Rukiye Hanım kapıyı açar.Su'yu karşısında görünce hem şaşırır hem sevinir.
Rukiye Hanım: Aa, hoşgeldin kızım.
Su, nidali bir tonla: "Ben senin kızın değilim."
Rukiye Hanım: Niye kızdın ki şimdi, kötü bir şey mi dedim?
Su: Kusura bakma.Biraz gerginim.
Rukiye Hanım: Hayırdır ne oldu?
Su: Babamın yanından geliyorum.
Rukiye Hanım heyecanla bir tonla: "Hannas geri döndü mü?"
Su, Rukiye Hanım'ın bu heyecanını farkedip sorar: "Neden bu kadar sevindin?"
Rukiye Hanım'ın eli ayağına dolaşır: "Şeey.Yani senin adına sevindim."
Su: Öyleyse sevinmeni gerektirecek bir şey yok.
Rukiye Hanım: Neden ama.Sonunda babana kavuştun.
Su: Sadece konuştum.O geri dönemez.
Rukiye Hanım: Neden ama?
Su: Boşver şimdi onu da.Sana birşey sorucam.
Rukiye Hanım: Sor tabi.
Su: Babam bana seni kim getirdi diye sorduğunda Araf dedim ama onu tanımadı.Ancak Soytarının Maskesinin oğlu dediğimde birden şaşırdı.
Rukiye Hanım, heyecanla: "Ona benden mi bahsettin?"
Su: Evette.Soruma cevap ver.
Rukiye Hanım: Ne sorusu?
Su: Babam seni nerden tanıyor?
Rukiye Hanım, bu sorudan daha önce kaçmayı başarabilmişti.Fakat şimdi Hannas'ın Su'ya söylediklerinden sonra ona bir cevap vermek zorunda hisseder.Ama doğru cevabı vermek istemez.Sonuçta Su'ya Özgür Kardeşlikten bahsedemez.
Su: Eee, sustun?
Rukiye Hanım: Tamam anlatacağım.Ama aramızda kalacak ve bu konu açıklamamak üzere kapanacak tamam mı?
Su, sonuç olarak bir gizemi çözeceğinden dolayı cevabı almak ister ve bu koşulu kabul eder.
Rukiye Hanım: Ben ve baban.
Su: Eee?
Rukiye Hanım: Biz babanla eskiden sevgiliydik.
Su: Ne!
Rukiye Hanım: Yaşandı ve bitti Su.Ama birbirimizi çok seviyorduk.Yani en azından ben öyle sanıyordum.
Su: Ee sonra?
Rukiye Hanım: Sonra baban, bir gün bana dedi ki: "Seni koruyabilmem için ayrılmamız gerekiyor."
Su: E seviyormuş işte.
Rukiye Hanım: Bilmiyorum.Sonra ben bir şeyler yaşadım ama o benim yanımda olmadı ve annenle birlikte oldu.Bende izimi kaybettirdim ve gittim.
Su: Sonuçta seni korumuş.
Rukiye Hanım: Sanki neyden korumak istediğini biliyor gibisin.
Su, biraz telaşlanarak: "Yoo.Sadece şuan iyisin yani onu kastettim.Hem bak bir oğlunda var."
Rukiye Hanım içinden: "Yaa, ne demezsin."
Su: Her neyse peki bir sorum daha var.
Rukiye Hanım: Nedir?
Su: Soytarının Maskesi sensin tamamda bu Soytarı da kim?

Bu arada Araf; Su, babasının yanındayken, etrafa bakındığında kimseye göremez.Dikkat çekmemek için ön kapıdan girer ve hiçbir şey yokmuş gibi davranır.Odasına gider ve kısa bir süre sonra kapısı çalar.
"Girebilir miyim?"
Araf: Gel canım.
Ve Sanem, içeriye girer.

Fikr-i ÂzapWhere stories live. Discover now