Sezon 3, Bölüm 14 - Eski Hikaye

49 2 0
                                    

Sanem: Canım iyi misin?
Araf'a doğru yaklaşır ve yanağını okşar.
Araf, Sanem'in elini nazikçe indirerek: "İyiyim, iyiyim.Sadece biraz başım ağrıyor."
Sanem, Araf'ı istediğini ima ederek, biraz da cilveli bir tonla: "Bu gece olmaz diyorsun yani?"
Araf, başından savmak ister ama isteksiz gözükmemek için: "Babana yakalanacağız en sonunda."
Sanem, Araf'ın yanına oturup, kalçasıyla ona yanaşarak: "Boşver onu sen."
Araf, hafif kenara kayarak: "Yapmam gereken işler var.Biraz uzanayım."
Sanem, hiç tavrını bozmadan, Araf'ın boynuna dudaklarını uzatır ve: "Yanında uyusam?"
Araf, yatağa doğru uzanır.
Araf: Canım gerçekten yorgunum.
Sanem, dudaklarını büzer.Ama hala arzusu bitmiş değildir.
Sanem: Madem yorgunsun kalk duş al bende sana masaj yapayım?
Araf, Sanem'den kurtulamayacağını anlar ve mecburen bu isteğini kabul eder.
Araf: Peki, tamam.Ama sadece masaj yapacaksın.
Sanem, Araf'a o kadar aşıktır ki, onu mutlu edebilecek en ufak bir şeyden bile haz alır ve onu kırmayı asla istemez.Yüzünde tatlı bir tebessümle: "Sadece masaj."
Araf, kıyafetlerini çıkartır.Sanem, daha önce Araf'ın vücudunu defalarca görmüş olsa da her seferinde sanki ilk kez görüyormuşçasına onu hayranlıkla izler.Bu onu hep tatmin etmiştir.
Araf ise zaten alışkın olduğu için refleks olarak onu yanında soyunmaktan hiç gocunmaz.Hatta buna o kadar alışmıştır ki farkında bile olmaz.Duşa doğru ilerler.
Araf, çocukluktan gelen alışkanlıktan mıdır bilinmez hep kaynar suda yıkanır.Yazın ortasında bile olsa farketmez.Sıcağı çok sever.Her zaman olduğu gibi suyu kaynar dereceye kadar ayarlar.Gözlerini kapatıp, baş aşağı suyu vücuduna teslim eder.
Tam bu sırada Sanem, banyonun kapısını açar ama Araf onu farketmez.Sanem, soyunur ve farkettirmeden Araf'ın arkasına geçer elini onun penisine atarak arkadan ona sarılır.
Araf, birden kendine gelir ve arkasına dönerek: "Ne yapıyorsun?"
Sanem, hiç istifini bozmayarak: "Masaj yapıyorum işte."
Araf: Tamam da neden çıplaksın?
Sanem, tebessümle: "Duştasın aşkım, kıyafetlerimi mi ıslatayım?"
Araf, yorgunluğun da verdiği sersemlikle: "Doğru ya farkında bile değilim."
Tüm bu konuşmalar yaşanırken Sanem hala Araf'ın penisini okşuyordur.Ve istemsizce dikilir.
Araf,  durumu farkederek: "Masajı omuzlarıma yapsan olmaz mı?"
Sanem, arzulu bir ses tonuyla: "Rahatlamaya ihtiyacın var."
Araf, hormonlarına hakim olamaz ve Sanem'e teslim olur.Gözlerini kapatır ve sıcak suyun altında kendisine mastürbasyon yapılmasının tadını çıkartır.
Sanem, bununla yetinmez.Araf'ın penisi iyice sertleştikten sonra ağzına alır.Büyük bir hazla onu emer.
Araf için kontrol çoktan kaybedilmiştir.Kendisini Sanem'in akışına bırakır.
Sanem, ayağa kalkar ve Araf'ın penisini klitorisinde gezdirir.
Araf, artık dayanamaz ve içindeki kötüyü serbest bırakır.Bu, Sanem'in en büyük arzularının oluşma sebebidir.
Araf, Sanem'i bacaklarından kaldırıp duvara dayar ve vajinasına sertçe girer.Ardından sert bir iki darbeden sonra, hızlı hızlı gelgitlerine devam eder.Kısa bir süre sonra Araf, Sanem'in içinden çıkar ve onun göğüslerine boşalır.
Sanem, daha sonra Araf'ı iyice köpükleyip tüm vücudunu yıkar ve yatağa geçirip masaj yapar.
Araf'ın yorgunluktan uyuyakaldığını farkedince her gece olduğu gibi çıplak bir şekilde yanına uzanır ve uyurlar.

Bu arada Araf'ın evinde Su ve Rukiye Hanım;
Su: Kim bu soytarı, söylesene artık!
Rukiye Hanım, Su'ya bir zarar gelmesini istemediği için gerçeği gizlemek ister.Biraz düşünüp cevap verir.
Rukiye Hanım: Araf'ın babası.Babanın yakın bir arkadaşıydı.Daha sonra bana..
Su: Evet?
Rukiye Hanım, üzgün ve kısık bir ses tonuyla: "O bana tecavüz etti.."
Su, sert tavrından bir anda çıkar ve bu soruyu sorduğu için pişman olur.
Su: Özür dilerim.
Rukiye Hanım: Babanda onun bu yaptığından dolayı ona "soytarı" diyordu.
Su: Yani Araf, tecavüz edildiğin çocuk?
Rukiye Hanım, başıyla onaylar.
Su, tekrar üzülür.
Rukiye Hanım: Bunu ona asla söyleme tamam mı?
Su: Söylemem.Hem, eğer o soytarı olmasaydı belkide babam seninle hiç ayrılmayacaktı ve bende senin kızın olacaktım.
Rukiye Hanım, yine başıyla onaylar.
Su: Çok seviyordun babamı dimi?
Rukiye Hanım, derin bir içtenlikle: "Çook."
Su, Rukiye Hanım'ı ne kadar üzdüğünün farkındadır.Gönlünü almak ister ve ona sarılarak: "Üzülme annecim."
Rukiye Hanım, şimdi kendisini mutlu hisseder.
Rukiye Hanım: Sen yeter ki iyi ol kızım.
Su, daha önce Rukiye Hanım'ın :"Araf benim oğlum değil sözünü de böylece anlamıştır.Tecavüz sonucu doğduğu için onu bir türlü kabullenemediğinden ona böyle söylemiştir."
Su, aklındaki diğer sorulara cevap bulabilmek için Rukiye Hanım'a bir şekilde acil işi çıkmış gibi davranır ve Araf'ın evinden çıkar.Yola doğru koyulur.
Su içinden: "Şimdi soytarı Araf'ın babası ve o kötü biri.Ama babamında yakın arkadaşıydı.Babam kötülüğün lideri ama onu istemeyen biri var ve şuan da tutsak.Bir dakika ya, yoksa bu soytarı.."
Su, aklının sonunda çalıştığını farkeder ve sanki ilk çağda ateşi bulmuş gibi: "Buldummm!"
Su, hızla evine doğru ilerler.Yürürken yine içindeki ses hiç susmaz.
Su içinden: "Demek ki soytarı, babamın sözde arkadaşı ve şuan kardeşliğin lideri olmak istiyor.Yani Araf, babasının yanında ama onun babası olduğunu bilmiyor.Ama neden babam bu kadar güveniyor ki Araf'a? Hikayenin eksik noktası annem.O bütün parçaları birleştirecek.Hem Araf bana Ecrin'in katilleri de oradan demişti.Ya o soytarıysa?..."

Fikr-i ÂzapWhere stories live. Discover now