Sezon 3, Bölüm 10 - Bilinen Gelecek

60 2 0
                                    

Su, Hamarût Birliği'ne girmiş ve Mâlik'i ikna etmiştir.Artık hergün bu konuda kendini çalıştırır ve azimle gittikçe rütbelenmeye başlar.
Araf, ondaki bu azme hayran kalır.Eski çocuksu Su'dan eser yoktur.O artık güçlü bir kız.Belli etmese de Araf' a gün geçtikçe tekrardan aşık olur.Yoğun çalışmanın ardından bir yıl daha geride kalır.
Geçen bu yılda Su, öyle azimle çalışmıştır ki, Hamarût Birliği'nin baş muhafızlığı görevini Araf'tan alır.Araf, onu tebrik eder.Mâlik, Su'nun bu rütbesine ödül olarak onu Fikr-i Âzap'a sokar.
Su, oradan çıktığında artık Ecrin in ölümünün acısını tamamen söküp atmıştır.Duyguları çok daha net olur.Buraya ilk girdiğinde amacı babasını kurtarmaktı ama Araf'a olan bağımlılığı Fikr-i Âzap ile çok daha artar.
Yine bir akşam eğitiminin ardından Hamarût'tan çıkarlar.Eve doğru gidecekken Araf: "Su, çalışmaya başladığından beri kendine zaman ayırmıyorsun.Bak ne diycem, şu ileride bir cafe var.Oraya oturup bir kahve içebilir miyiz?"
Su: Hmm, bilmem ki.
Araf: Hadi canım, kırma beni.
Su: Peki peki, tamam.
Araf ve Su cafe ye geçerler.Bir masaya oturup iki türk kahvesi söylerler.
Su: Böyle bir yer olduğunu bilseydim daha önce de gelirdim.(tebessümle)
Araf: O kadar çok odaklandın ki eğitime, dış dünyayı unuttun.
Su: Babam için yapıyorum biliyorsun.
Araf: Biliyorum ama bu kadar zorlamana gerek yok.
Su: Bu kadar zaman geçti Araf.Hiçbir haber alamadık.
Araf: Ölmüş olsaydı kesinlikle öğrenirdik.
Su: İyi ama, tutsak ettiyseler bile, yani amaç tahtı ele geçirmek ise bunca zaman onu neden öldürmediler.
Araf: Belki de öldüremiyorlardır.
Su: Nasıl yani?
Araf: Baban kötülüğün lideri sonuçta.
Su: Sen nasıl bilebiliyorsun bunu ya? Sanki özgür kardeşliktensin.
Araf: Evet.
Araf, istemeden ağzından kaçırır.
Su: Evet?
Araf: Şimdi söyleyeceklerimi beni bölmeden, tam olarak dinleyeceksin. Ondan sonra istediğini diyebilirsin tamam mıyız?
Su: Dökül bakalım.
Araf, derin bir nefes alır ve anlatmaya başlar.
Araf: Ben aynı zamanda Özgür Kardeşliğin bir üyesiyim.
Su: Ne!
Araf: Ani tepki verme demiştim.Önce bir dinle beni.
Su: Şuan ki sinirimi nasıl geçireceksin çok merak ediyorum.
Araf: Dinledikten sonra istediğini diyebilirsin.
Su: İyi hadi anlat.
Araf: Ben, aslında sandığın kişi değilim.Sana herşeyi anlatmam gerekiyor çünkü ileride bana yardım edeceksin.
Su: Nasıl?
Araf: Her şey seni iyi biri yapabilmek için.
Su, uzun zamandır yapmadığı o çocuksu ve aşık bakışını atar.
Araf: Herşeyin başlayacağı o ana dönebilmek için şimdi senin falına bakacağım ve sana bir şeyler söyleyeceğim.Şimdi anlamasan bile ileride bunları tek tek anlayacaksın ve bilmem gerekenleri bilmem gereken zamanda bana anlatacaksın tamam mı?
Su: İyi ama karşımdasın zaten.Bildiğin şeyleri neden tekrarlayım ki?
Araf: Her şeyin zamanı var Su.
Su: Peki tamam.
Araf, Su'nun falını eline alır ve gelecekte de bu fala baktığında şimdiki dediklerini tekrarlar.
Araf: Ben Hamarût'un kurucusu ve lideriyim.Özgür Kardeşliğinde gelecekteki lideriyim.Ben Araf'ım.İyilik ve kötülüğün tam ortasındayım.Sen benim vicdanım ve yol göstericimsin.Gelecekte ben bunları hatırlamıyor olacağım.Sen bana gereken zamanlarda gerekeni kadarına hatırlatacaksın.Özgür Kardeşlikten hiç kimse beni Hamarût' tan bilmiyor.Bu yüzden beni Özgür Kardeşliğin üyesi olarak hatırlatacaksın.Sen bile Hamarût'tan olduğumu unut.Bir gün gelecek onlar bana ulaşacaklar.O gün benden uzaklaş.Sonra beni Fikr-i Âzap a götür.İyiliğin kazanabilmesi için benim oraya girebilmem gerek.Eğer girememişsem benden kurtul.Mâlik'in yanında güvende olacaksın.
Su, ağzını açıp tek kelime edemez.Şaşkın şaşkın Araf'ı dinler.
Araf, falı kapatır.
Araf: Anlamadığın bir yer var mı?
Su, şaşkınlığını attıktan sonra: "Peki ama neden sana kötülüğü hatırlatacağım? Ve yapacaksam da bunu nasıl yapacağım?"
Araf: Onların içine geri dönüp başladığım işi bitirebilmem gerekiyor.
Su: Peki ama sana ne olacak ki?
Araf: Hafızamı kaybedeceğim.Bunu bil yeter.
Su: Ama ben hiç kötülük bilmem ki.Sana nasıl hatırlatayım?
Araf: Bir şekilde seni buraya tekrar getirip fala bakıcam.O gün beni bir eve götüreceksin.O evin neresi olduğunu ve orda ne yapman gerektiğini zamanı gelince anlayacaksın.Başına gelen en kötü olayı düşünmen yeterli olacak.
Su: Hiçbir şey anlamıyorum Araf.Çok karmaşık.
Araf: Anlayacaksın Su.
Su: Neyse.Dediklerini yapacağım.
Araf: Teşekkür ederim.
Su, tatlıca gülümser.
Araf: Su.
Su: Hı
Araf: Sana söylemem gereken bir şey daha var.Ama bu hoşuna gitmeyecek.
Su: Nedir o?
Araf: İçimdeki kötülüğü atabilmem için babanı öldürmem gerekebilir.
Su: Ne!

Fikr-i ÂzapWhere stories live. Discover now