Sezon 3, Bölüm 16 - Dejavu

41 2 0
                                    

Araf: Ama sen, nasıl?
Derin: Gel benimle.
Beynimde binbir düşünce, Derin'in peşine takılmış yürüyorum.Ama burası?
Derin: İşte sana herşeyi öğreteceğim yer burası Araf.
Araf, sanki buraya daha önce gelmiş gibi olur.Tuhaf bir dejavu...
Derin: Şimdi.Kapıyı açabilmemiz için, en değer verdiğin kişinin en acı anını düşünmeni istiyorum senden.
Araf: Neden peki?
Derin: Mühür gerekli.
Araf: Peki düşündüğüm kişiye nolur?
Derin: Kardeşliğe hizmet ettiğin sürece birşey olmaz.
Araf: Diyelim ki etmek istemedim.
Derin: Öyleyse mührü kırman gerekecek.O düşündüğünü ve ondan gelecek bir soyu öldürmeden kurtulamazsın.
Araf: Peki kendim olursam bu?
Derin: Kendini öldürmen bir şeyi değiştirmez.Lanet devam eder.
Araf'ın düşündükçe beynine tuhaf hisler gelir.
Derin: Düşündün mü?
Araf: Bir dakika.
Araf içinden: "Madem illa ki biri ölecek bu babam olsun."
Araf: Tamam buldum.
Derin: Düşün öyleyse.
Araf: Ama bu kişiyi hiç görmedim.
Derin: Eğer acın fazlaysa.Sorun değil.
Araf kendini tamamen hiç görmediği ve en kötü zamanlarında yanında olmayan babasına odaklar.
Derin: Artık içerdeyiz.
Araf: Peki ya şimdi ne yapıcaz?
Derin: Senin olanı sana vereceğim.
Araf: Nasıl yani?
Derin: Gel bak sana ne göstericem.
Araf, sebebini anlamaz ama aklına birden Sanem gelir.
Derin: Bu yüzüğü takmanı istiyorum senden.
Araf bir anda afallar.
Araf: Ne, neden?
Derin: Neden benden üstün olduğunu görmek istemiyor musun?
Bunu yapmam gerekiyor.Yoksa Derin kim olduğumu anlar.
Araf, yüzüğü parmağına geçirir, gözleri yeşile döner ve..
Araf: "תחושה!"
Derin, Araf'ın dediklerini tıpki bir ayin gibi yüksek sesle çevirir: "Hissediyorum!"
Etrafa dumanlar dolmaya başlar.
Araf, Derin'e bakar ve :"הרע נמצא בכל מקום !"
Derin: "Kötülük, her yerdedir!"
Etraftaki dumanlar Araf'ın etrafında dönmeye başlar.
Araf, dumanlara bakarak: " לציית !"
Derin: "İtaat edin!"
Dumanlardan gelen sesler : " מאסטר סולימן !"
Derin: "Efendi Süleyman!"
Araf, Derin'e bakarak: " החותם שלי !"
Derin: "Mühür.."
Derin: Ne, ne yaptın sen çocuk!
Araf'ın bu sözü söylediğini duyan Derin, hızlıca yüzüğü parmağından çıkarır.
Araf, kendine gelir.
Derin: Bunu neden yaptın!
Araf: Neyi?
Derin: Ne olursa olsun Kardeşlik ten ayrılmayacağına bana söz vermelisin.
Derin'e kendimi inandırmam gerekiyor.Bu yüzden bu sözü vermeliyim.
Araf: Söz veriyorum.
Derin: Tamam.Sen şimdi git.Ben bir şey bırakıp geliyorum.
Araf, odadan çıkar.Çaktırmadan Derin'in içeriye ne bıraktığına bakar.Gördüğü şey, sadece bir kağıt parçası.Bunun gereksiz olduğunu düşünür.
Araf, koridorda adımlarken Derin arkasından gelip, koluna girer.
Araf: Koluma girmeden konuşamıyor musun?
Derin: Daha samimi hissettiriyor.
Araf, bu kızdan korkması gerektiğini anlar.Biraz önce yaşadıklarını düşününce, her şey çok anlamsız.
Araf: Peki öyleyse.
Derin: Ee, o kızın kim olduğunu söylemeyecek misin?
Araf: Bu seni neden ilgilendiriyor?
Derin: Onu Hannas ile görüştürmenin bir sebebi olmalı.
Araf, Derin'den iyice korkmaya başlar.
Araf: Öyleyse öyle.Sonuçta onu ben öldüreceğim!
Derin: Kızmana gerek yok.Sadece sordum.
Araf: Benimle ilgilenmeni istemiyorum.Hem yapacak işlerin yok mu senin?
Derin: Neyse, daha sonra yine görüşücez nasıl olsa.. der ve gider.
Araf içinden: "Bu kızdan kesinlikle kurtulmam gerekiyor.Beni Adom'a söylerse kesinlikle işim biter."
Araf, kardeşlikten çıkıp Su ile buluştukları eve gider.Su'nun onu görebilmek için geleceğini düşünür.
Kapıyı açıp baktığında Su'yu yatakta ağlarken bulur.
Araf: Su.
Su, koşarak Araf'a sarılır.Ağlamaklı bir tonla: "Beni hiç bırakma olur mu?"
Araf, ona sıkıca sarılır ve: "Burdayım bitanem."
Su, kendine gelene kadar Araf ona sarılır.Sakinleştiğinde ise yatağın üzerinde otururlar.Su'nun gözlerindeki yaşları siler.
Su: Neden Dünya bu kadar acımasız?
Araf: Sen o kadar saf ve temizsin ki..
Su: Ama ben saf olmak istemiyorum.Hep üzülen ben oluyorum.
Araf: Ben seni mutlu etmek için varım.
Su, Araf'ı dudağından öper.Bu çok kısa süreli olur.Teşekkür edermiş gibi.
Araf: Bu neydi şimdi?
Su, utanarak: "Hiiç, içimden geldi."
Araf, gülümser.
Su, dudaklarını büzer ve: "Araf."
Araf: Efendim canım.
Su: Bana Ecrin'in katilinin kim olduğunu söyler misin?
Araf, biraz duraksayıp bunun zamanının geldiğini düşünür.
Araf: Adom diye biri.
Su: Yani soytarı o mu?(Su, ağzından kaçırır.)
Araf: Soytarı derken?
Su, toparlamaya çalışır: "Anla işte sende benim küfrümde böyle."
Araf, tebessümle: "Küfrün bile ne kadar nazik."
Su: Yaa konuyu dağıtmasana.
Araf: Ama ne yapayım çok tatlısın.
Su: Gıcık.
Araf: Neyse hadi, sor bakalım ne soracaksan, bugün kabul günüm.
Su, tam Adom hakkında birşey soracaktı ki birden gözlerini büyütür ve asıl bulmacanın parçalarını beyninde oturtur.
Su içinden: "Bu nasıl aklıma gelmez.Adom.. Araf'ın öz babası.Ve Ecrin'in katili de o.Ben şimdi en yakın arkadaşımın katilinin oğluna mı aşığım yani.Ama Araf'ın ne suçu var ki.."
Araf: Ne düşünüyorsun öyle?
Su: Hiiiç, hiç bir şey.
Araf, Su'nun bir şeyler gizlediğini anlar.
Araf: Çıkart bakalım ağzındaki baklayı.
Su, babasının Adom olduğunu Araf'a söylemek istemez.Bu yüzden onun ilgisini çekebilecek bir şey bulmalıdır.
Su: Biz şimdi yatakta oturuyoruz ya.
Araf: Ee?
Su: Yani ne bileyim.Geçen gün birbirimizi gördük.
Araf, sırıtarak: "Eee?"
Su: Ya, hemen pisleşme sende.Aklıma geldi o an.
Araf: Tekrar görmek mi istiyorsun yoksa?
Su, Araf'ın omzuna vurur.
Su: Kaşınma!
Araf, Su'nun dudaklarını parmaklarıyla büzer ve: "Şaka yapıyorum sadece."
Su, Araf'ın parmaklarını çeker.
Su: Yapmasana ya.
Araf, tebessümle: "Sen istemediğin sürece cinsel bir şey olmaz merak etme."
Su, Araf'a hafif bir tokat atar: "Yok bir de olsaydı!"
Araf: Elin de ağırmış.
Su: En iyisi ben evime döneyim.Senle yalnız kalmaya gelmiyor.
Su, tam ayağa kalkar, aklına annesiyle olan konuşması gelir ve tekrar oturur.
Araf: Ne oldu?
Su: Düşündüm de, sen gitsen daha iyi olur.Ben burda kalacağım.
Araf: Gitmesine giderim de.Sen neden eve gitmiyorsun?
Su: Annemle tartıştık da biraz.Boşver.
Araf: Neyse sorun yok.Burada kalabilirsin.Ben ara ara uğrarım.
Su: Tamam ama çok bekletme olur mu?
Araf: İşlerimi halledip hemen dönerim merak etme.
Su: Tamam canım.
Araf, kardeşliğe doğru yola koyulur.Su, içerde Araf'ı düşünüp durur.Aradan 5 dakika geçer ve evin kapısı çalar.
Su: Beni özledi kesin!
Su, koşarak kapıyı açar ve tatlı bir gülümsemeyle: "Hoşgeldiiin"
Derin: Hoşbuldum.

Fikr-i ÂzapWhere stories live. Discover now