Sezon 1, Bölüm 5 - İyilik Meleği'm

233 8 0
                                    

Araf: Benim evimde kalmana izin verdim tamamda, bari şu çantanı taşıtma Su.
Su: Artık resmen kocamsın.Taşıycaksın tabi.
Araf yine içinden: "Zaten annem seni nasıl kabul etti anlamadım ya, neyse"
Su: Duyduğumu biliyorsun dimi.
Araf: Alışamadım bir türlü buna.Her aklımdan geçeni bilmek zorundamısın?
Su: Alışsan iyi olur canım, zaten senin aklında ya sex var ya uyku.Başka birşey bilmez misin be adam.
Araf: O malum geceden sonra 3 koca ay geçti.Hala aklımdan çıkmıyor.İşin garip yani, artık iğrençte gelmiyor.Beni bile sadistleştirdin ya helal olsun.
Su: Kâğıtta yazılanı görünce sanki aklında şimşekler çaktı.
Araf: Sen gerçekten o yazıyı hiç okumadınmı ya, 1 yıldır cebinde taşıyorsun ve merak edip okumuyorsun.
Su: Bana okumamamı ve zamanı gelince sana vereceğimi kendin söyledin.
Araf içinden: "Bide ben hatırlarsam..."
Su: Bence içinden konuşmayı bırakmalısın ( hafif sırıtarak )
Araf: Derste hocayamı söveyim?
Su: Senin yüzünden sınıfın ortasında kahkaha atıyorum.(Tatlı bir gülümseme)
Araf: Tabi ben burda çıldırayım, sen gül hanfendi.
Su: Napayım ama çok komik küfrediyorsun.
Araf: Artık içimdende konuşmuycam, bakalım o zaman kime güleceksin.
Su: Yaaa, tamam, tamam.Bidaha gülmiycem söz.
Araf: İnanmadım ama olsun.
Su içinden: "Tabikide gülücem"(pis pis sırıtarak)
Araf kolundaki saate bakar ve "Sohbete daldık bak saat kaç olmuş, derse geç kalıcaz.Biraz hızlı yürü."
Su: Aman be tamam.
Sınıfa girdik ve sıramıza oturduk.Ders içinde zaman zaman Su'ya bakardım.Tüm derslerden kalıp sınıf tekrarı yapan o kız şimdi sınıfın en çalışkanı.Ben kendimi matematik dahisi sanardım.Beni sınavlara o çalıştırıyor.Derside öyle bir dinliyor ki onu hayranlıkla seyrediyorum.O meraklı bakışları, dikkatle dinlemesi, ne bileyim bi tuhaf hissediyorum.Evlendiğimiz günden beri o kadar tatlı bir kız oldu ki; sınıftakiler onu görünce şaşırıp kalıyor.Gerçi bu kadar güzel ve zeki bir kızın benimle evlenişine daha fazla şaşırıyorlardır.

Bi ara sınıfın en yakışıklı, zengin ve bir o kadar orospu çocuğu olan bebe buna asılmaya kalktı.Daha ben noluyor demeden bunu sınıfın ortasında bir rezil etti.Şimdi kimse takmıyor o çocuğu.

Sanırım gittikçe daha fazla aşık oluyorum.Bu kız nasıl birşey ya.Gören herkes melek der ama içindeki şeytanda kimsede yok.Gerçi yazdığım o nota göre bende öyleyim.Ama onun kadar olduğumu sanmıyorum.Tuhaf birşeyler var bende.Herneyse öğrenmem lazım.

Tuhaf bir şeyde keşfettim.Su, derse odaklandığı zaman aklımdan geçenleri okuyamıyor.Yani tek "özgür" olduğum yer maalesef derste ve buda Su'yun odaklanmasına bağlı.

Akşam eve gittik ve annem yine "gelinine özel" yemekler hazırlamıştı.
Araf: Anne, Su olmasa bu kadar güzel yemekler yapacağın yok.
Rukiye Hanım: Ne biçim konuşuyorsun sen anneyle!
Su pis pis güler.
Araf içinden: " bir kerede karşı çıkma be kadın"
Su bu kez kahkaha atar.
Rukiye Hanım: Kızım noldu yine neye gülüyorsun(kendi de gülümser).
Su: Araf'ın dediğine gülüyorum annecim.
Rukiye Hanım: Niye, gülünecek bir şey demedi ki.
Araf, Su'ya kaş göz işareti yapar ve "öhöm, öhöm"
Su: Şey yani, yüz ifadesine diyecektim.
Rukiye Hanım: Anladım ama neyse.Gül kızım gül.Sana gülmek yakışıyor.
Araf içinden: "Aman be ne kızı varmış.Bir geldi 18 yıllık oğlunu unuttu."
Su daha çok güler.
Araf: Canım, tamam yemeğine ye istersen.
Rukiye Hanım: Aaaa, karışma kızıma sen.Ne zaman isterse yer.Soğursa ısıtırım kızım yemeğini.Sen keyfine bak.
Araf içinden: "Hayır yani anlamıyorum ki.Kendini bu kadar sevdirecek ne yaptı bu kadına"
Su: Hayatım yemeğin soğuyacak ye de bide ısıtmayla uğraştırma annemi.
Rukiye Hanım: Evet, Araf birde seninle uğraşamam.
Araf içinden: " Gelinine gelince keyfine bak.Öz oğluna gelince uğraşamam.Ne biçim kaynanasın anlamıyorum ki.Sanki o öz kızı ben iç güveysi gelmişim."
Su: Canım daha ders çalışıcaz unuttunmu, hadi hızlı ye.
Araf: Unutmadım, canım.(imalı bir şekilde).Sende yersen hani daha erken başlayabiliriz.
Rukiye Hanım: Karışma kızıma sen.Yavaş yavaş ye kuzum.Boğazında kalmasın.
Su anneme bakarak tatlı tatlı gülümser.
Bir yandan da düşününce böyle daha iyi diyorum.En azından seviyor onu.Her ne kadar beni dışlasa da...

Yemek bitti ve odamıza geçtik.
Araf: Off yinemi ders ya.
Su: Mızmızlanma.Üniversiteyi kazanmak istemiyor musun?
Araf: Tamamda çok fazla çalışmıyormuyuz.Her seferinde kitabın üstünde uyuyakalıyorum senin yüzünden.Sözde evlendik, daha siftah yok.
Su içinden: "Senin iyiliğin için birlikte olmuyorum.Ah bir anlatabilsem sana..."
Su: Bu evlilik gerçek değil.Daha kaç kez söylüycem sana.Kim olduğunu hatırlatabilmek ve iyi olduğunu bilmek için hep yanında olmam lazım.E aynı evde yaşamamıza evlenmesek annen izin vermiyordu.Ne yapsaydım, annenimi öldürseydim?
Araf: O kadar da değil!
Su: Senin yanında olabilmek için yapardım.
Araf: Tamam anlıyorum bana yardım etmeye çalışıyorsun ama seninle bir anlaşma yaptık.Şu sadistçe düşüncelerini kendine saklayacaksın.Hele ki sevdiklerime dokunmak yok.
Su: O zaman sende ne zaman sevişecez diye tutturma!
Araf: Aman beee.
Araf içinden: "Zaten sen uyurken ben her yerini elliyorum.Ruhun bile duymuyor(sırıtarak)"
Su: Ne dedin sen!
Araf: Hiiç.Hiç bişey demedim.
Su: Araaaf!
Araf: Ne olmuş yani ellediysem.İçine girmedim ya.
Su: Yok bide girseydin.Bana bak sen fazla ileri gitmeye başladın!
Araf: Ne yapacaksın? Evden mi gideceksin? Benimi boşayacaksın?
Su biranda sakinleşti.Nedenini anlayamadım tek dediği şey: "Ben yatıyorum.Sende ne yaparsan yap."
Acaba çokmu sert konuştum.Dediğine göre beni iyileştirmek için bu kadar şeye katlanıyor.Hatta sırf bunun için benimle evlendi bile.Sabah ondan özür dilemeliyim.
Bir kaç saniye sessizliğin ardından, odanın dışından büyük bir çığlık kopar;
"Aaaaaaaaaaa!"

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin