Sezon 1, Bölüm 6 - Derin Bir Sessizlik

171 7 0
                                    

Araf biranda telaşla kapıyı açar, Su sıçrayarak yatağından kalkar.
Araf: Anne! İyimisin?
Rukiye Hanım'dan ses çıkmaz.Araf giderek telaşlanır.
Su: Gidip bir baksana!
Araf: Tamam, tamam.Sen burda kal.
Su: Benden çok kendin korkuyorsun.Birde beni korumaya çalışıyorsun.
Araf biranda ciddileşerek "Odadan dışarıya çıkma!"
Kapıyı kapattım ve annemin odasına doğru ilerledim.
Araf: Anne, orda mısın ?
Annemin kapısının önüne kadar geldim.Camda bir adamın gölgesi var.
Hemen kapıyı açtım ve gölgedeki adama doğru döndüm.Daha yüzünü göremeden adam refleksle beni yere serdi ve bayıldım.
Ayıldığımdaysa odanın bir yanında ben sandalyede elim kolum bağlı.Karşımda annem ve Su.Onlarında elleri ayakları ve ağızları bağlı.Birde başlarında duran, yüzü maskeli bir adam.
Aklımı kullanmam gerekiyor.Burdan nasıl kurtulucaz.
Adam: Sonunda uyanabildin.
Araf: Sende kimsin? Bizi neden bağladın?
Adam: Demek beni tanımadın ha.Hah hah hah haa.Hafızasını kaybetti demişlerdi de inanmamıştım.Beni nerde olsa tanır diyordum.Demek doğruymuş.Sahiden tanımıyorsun beni.İyi ki maske takmışım.
Araf: Çıkart, belki tanırım.
Adam: Sen baya zekisin anlaşılan.
Araf: Kes zırvalamayı da bizi neden bağladın onu söyle!
Adam: Senden bir alacağım vardı.Onun zamanı geldi.
Araf: Ne saçmalıyorsun?
Adam: Anlaşılan Efsun sana beni anlatmamış.
Araf içinden: " Efsun'da kim? Su mu demek istedi acaba? Yinede birşey demeyim"
Adam: Şimdi bir şeçim yapacaksın.Annen mi, yoksa Efsun mu?
Araf: Ne seçiminden bahsediyorsun? Ben sana ne yaptım be adam!
Adam: Benim adım Merza.
Araf içinden: "Belli zaten, hastalıklı adam."
Merza: Sen benim sevdiğim kadını işkenceler yaparak öldürdün.Şimdi bende senin sevdiğin birini elinden alıcam!
Araf: Ne diyorsun yahu! Ben kimseye işkence yapmadım!
Merza: Hatırlamıyor olman, yapmadığın anlamına gelmez!
Araf: Eğer onlardan birine zarar verirsen, senin sülalende sağ bir kişi bile bırakmam!
Merza: Hahahaha.Elin kolun bağlıykenmi yapacaksın.Güldürme beni.Efsun olmasa sen bir hiçsin.
Araf: Seni uyardım Merza.Sakın onlara dokunma!
Merza silahını çıkartır ve bir annesine birde Su'ya çevirip durur.
Merza: Sana seçimini yap dedim! Yoksa ikiside ölür! 5 saniyen var! 5..4..3..2..1
Araf: Efsun'u vur!
Merza, Araf'ın annesini başından vurur.Kanlar içinde cesedi yere düşer.
Yaşadığı şok ile silah sesi Araf'ın kulağında uzun süre çınlar.Su ağlamaya başlar.Merza ise kahkahalar atar.
Biraz zaman geçtikten sonra, Araf'ın gözünden acı dolu bir damla gözyaşı düşer.Sert bakışlarla yüzünü Merza'ya çevirir.
Araf: Sana Efsun'u vur demiştim.
Merza: Demekki anneni daha çok seviyormuşsun.Bende en sevdiğini elinden aldım.(ve kahkaha atar)
Araf: Bana seçim yap demiştin.Ben annemin yaşamasını istedim senden.
Merza: Seçimmi? İnandınmı gerçekten? Hah hah hah ha.Sırada Efsun'da var.
Araf biranda kendini toparlar ve içinden: "En azından Su'yu kurtarmanın bir yolunu bulmalıyım.O kurtulursa bu orospu çocuğundan intikam alabilirim.Bir dakika ya, neden düşünemedim ki? Salak kafam! Su benim düşüncelerimi okuyabiliyor.Peki ya nasıl kurtulucaz? Hadi Araf, iyi düşünnnn.Tabiii yaa..."
Araf: Madem Efsun'uda öldüreceksin, en azından ağzını çözde vedalaşmamıza izin ver.
Merza: Hadi sana bu kıyağı yapayım.Zaten ondan sonra sende öleceksin.Ahahaha.
Araf içinden: "Su, beni iyi dinle.Şu herif, ağzını açtığı gibi elini koparırcasına ısır.Sandalyeyle onun üstüne devrilicem.Sende baş parmağını kır ve bağdan kurtul.Tamam mı?"
Su gözleriyle onay verir.Adam bağı açar açmaz Su, Araf'ın dediklerini aynen yapar.Elini çözdükten sonra yere düşen silahı alır ve adama doğrultur.
Merza: Vay, vay, vay.Hanımefendi formunuzdan hiçbir şey eksilmemiş.
Araf: Sus, orospu çocuğu!
Su: Çık git bu evden! Yoksa kafana mermiyi yersin!
Merza: Nede olsa anneni öldürdüm Araf, en sevdiğini elinden aldım.Ama daha kötüsünü de yapıcam.
Dediği gibi birden silahı almaya çalışır.Su biranlık refleksle adamı kafasından vurur.
Artık sadece annesini ondan almadı.İntikam alma fırsatını da aldı.Tüm sülalesini gözleri önünde öldürecekti.Ama artık yapamaz...
Araf: Su, iyimisin?
Su: İyiyim, ama annen.
Araf: Ellerimi çöz...

Günler sonra, Araf hala yüzü asık, hayattan bezmiş bir halde annesinin odasında, onun öldüğü yere bakıyor.Gözleri kıpırdamıyor...
Su: Canım, kaç gündür uyumuyorsun,
nolur 1 saatte olsa yat uyu.
Araf: Git burdan.(bitkin bir sesle)
Su: Ben üzülmüyormuyum sanıyorsun?
Araf: Bunu "gerekirse anneni de öldürürüm" diyen kişimi diyor bana?
Su: O zaman öyle demem gerekliydi.
Araf: Git Su, yada Efsun, her kimsen artık.
Su: Sandığın gibi değil.
Araf: Bana birşey anlatma, git!
Su yavaşça odanın kapısını kapatır ve gider.
Araf annesinin yatağında uyuyakalır.Saatler sonra uyanır.Biraz daha iyi hisseder.Kapıyı açar ve tuvalete gider.Çıktığında mutfaktan bir bardak su içer.Kendi odasına doğru gider.Kapıyı açtığında..
Araf: Su?
Araf: Su nerdesin? (bu kez tüm eve seslenir)
Tek tek tüm evi dolaşır.Su yok.
Araf: Acaba markete mi gitti.Bekleyim, belki gelir.
Akşam olur Su hala ortalarda yok.
Günler sonra Araf okulada gider.Ordada Su'yu göremez.Sınıftakilere sorar, onlarında haberleri yoktur.
Yusuf: Ee nereye gitti Su?
Araf: Bilmiyorum.Lise bitti.Üniversiteyi kazanamadımda.
Yusuf: Peki Araf, anlatacakların bu kadar mıydı?
Araf: Evet.
Yusuf: Görevliler, götürün bunu odasına!

Fikr-i ÂzapWhere stories live. Discover now