Sezon 3, Bölüm 5 - Herkes Nereye Kayboldu?

69 2 0
                                    

Sabah olur.Su, uyanır.Yüzünü yıkar ve annesine günaydın öpücüğü vermek için mutfağa gider.Her sabah olduğu gibi ona kahvaltı hazırladığından emindir.
Mutfağa gittiğinde yemekler masanın üzerinde duruyor fakat annesi orada yok.Odaları dolaşıp annesine seslenir ama yine ses yok.Banyo ve tuvaleti de kontrol eder ordada kimse yok.
Su: Off anneee, nereye gittin ki şimdi.Neyse bari kahvaltımı hazırlamış.Gidip yiyeyim daha okula gidicem.
Su, mutfağa gidip masaya oturur.Masanın üzerindeki notu şimdi farkeder.
"Kızım sen kahvaltını yap.Benim dışarıda işlerim var.Eve geç dönerim."
Su, düşünür.Her sabah kahvaltıyı beraber yaptıkları için bu ona çok tuhaf gelir.Ayrıca babası da ortalarda yok.Neler olduğunu anlayamaz.Düşünürken gözüne saat takılır.
Su: Heeey! Saat kaç olmuş! Ecrin'i arayımda hocaya 5 dakika gecikeceğimi söylesin bari.
Su, telaşla telefona doğru koşar.Ecrin'in numarasını çevirir.Telefon çalmaya başlar.Sonra aklına annesinin onunla görüşmemesini söylediği an gelir ve hızlıca telefonu kapatır.
Su, derin bir soluk alır.
Su: Neyse en azından açmadı telefonu.Hemen giyineyim de yetişeyim bari okula.
Su, hızlı hızlı yemeğini yer.Üstünü giyinir ve okula doğru yola çıkar.

Araf'ın evinde;
Rukiye Hanım her sabah olduğu gibi Araf'ın odasına çıkar ve onu uyandırmak için seslenmeye başlar.
Rukiye Hanım: Araaf, hadi kalk oğlum.
Araf, uykusunun içinde cevap verir: "Tamam anne 5 dakika daha."
Rukiye Hanım: Yavrum uyan hadi bak okula geç kalacaksın.
Araf hala aynı kıvamda: "Tamam anne uyandım ya.5 dakika sadece".
Rukiye Hanım: Araaaaaaf!
Araf, sıçrayarak uyanır.
Araf: Ne var anne yaaa!
Rukiye Hanım: Oğlum her sabah aynı şey.Ben seni böyle uyandırmak zorunda mıyım?
Araf: Uyandırma o zaman.Gitmeyim okula ne olacak?
Rukiye Hanım: Okumazsan adam olamazsın!
Araf: He anne he.Herkesin dilinde aynı şey zaten.
Rukiye Hanım: Anneye laf edilmez! Hadi kalk üstünü giyin.Bir şeyler ye de okula git.
Araf: Tamam yaa tamam.
Araf, kalkar.Elbiselerini giyer.Annesi çay koymak için aşağıya iner.Araf yüzünü de yıkadıktan sonra o da aşağıya iner ve kahvaltıya başlar.
Araf: Anne.
Rukiye Hanım: Efendim Araf?
Araf: Şeey..
Rukiye Hanım: Neey?
Araf: Bugün biraz fazla harçlık verir misin?
Rukiye Hanım: Neden?
Araf: Su ile bir cafede oturup bir şeyler içmek istiyorum.
Rukiye Hanım: Hmm.Su ile oturacaksan olur.
Araf: Annem benim bee!
Rukiye Hanım: Şımarma hemen.Kızımı da üzme sakın.
Araf: Nerden kızın oluyor o senin?
Rukiye Hanım: Sanane.Kızım diyemez miyim? Hem gayet tatlı bir kız işte.
Araf: Bakıyorum da sahiplendin hemen.
Rukiye Hanım: Hadi lak lakı bırakta yemeğini ye sen.Okula geç kalacaksın.
Araf: Tamam tamam yiyorum hemen.Sen parayı ver de.
Rukiye Hanım, cüzdanını çıkarır ve Araf'a parayı uzatır.
Rukiye Hanım: Çok harcama bak ha.
Araf: Tamam tamam annem benim.
Araf, çayının son yudumunu alır.Masadan serice kalkar ve annesinin yanağından öperek: "Hadi ben kaçtım"
Rukiye Hanım: Montunu giy.Havalar soğuk.
Araf, çıkarken montunu alır.Ayakkabılarını giyer ve okula gider.
Okula vardığında dışarıda hiçbir öğrenci yoktur.Sınıfın kapısının önüne gelir ve orda Su'yu görür.
Araf: Su?
Su, Araf'ı görünce yüzünde gülücükler açar.Sonra aklına ondan uzak duracağı ve Ecrin'e ayarlayacağı gelince birden yüzü asılır.Soğuk bir tavırla..
Su: Efendim?
Araf: Neden burda dikiliyorsun?
Su: Farkındaysan derse geç kaldık.Kapıyı çalsam mı çalmasam mı diye düşünüyordum.Sen geldin.
Araf: Benim düşünceli prensesim.( der ve Su'nun saçlarını okşar. )
Su'nun yüzü kızarır.Araf'ın ona iltifatlarına karşı soğuk davranacak kadar hazırlamamıştır kendini.En iyisinin susmak olduğunu düşünür.
Araf: Hadi girelim içeriye.( der ve kapıyı çalar.)
Mâlik: Gir!
Araf, kapının kulbunu çevirir ve içeriye girer.Su da Araf'ın arkasına saklanarak içeriye girer.
Mâlik: Neden geç kaldınız?
Su, iyice utanmıştır.Bu durumda olmayı hiç sevmez.Daha önce hiç kalmamıştır ve geç kalacağında ona bu sorulduğunda alacağı suçluluk hissinden hep korkmuştur ve sonunda başına gelir.Bu durumu nasıl atlatacağını düşünürken Araf hocaya cevap verir.
Araf: Hocam, benim ailevi bir sıkıntım vardı.Derse gelmeyecektim.Su beni zorla getirirken benim yüzümden o da geç kaldı.
Su, Araf'ın bu kadar iyi yalan söyleyebildiğini yeni öğrenir.Şaşkın gözlerle ona bakar.Kendinden gayet emin bir duruştadır.
Mâlik: Doğru mu bu Su?
Su, yalan söylemekten nefret etse de çaresizlikten kurtulmanın tek yolunun bu olduğunu düşünür ve cevap verir..
Su: E, evet öğretmenim.
Mâlik: Peki bakalım öyle olsun.Su, sen geç otur yerine.Araf sen cezalısın.Tüm ders boyunca tahtada ayakta bekleyeceksin.
Araf, itiraz bile etmeden tahtaya geçer.Su, onun için kendisini feda ettiğini gören Araf'a bir kez daha aşık olur.Sınıfa doğru yüzünü döndüğünde o da ne? Ecrin yerinde yok.Sırasına gidip oturur ve düşünmeye devam eder.
Su içinden: "Ecrin neden gelmedi ki derse? Acaba o adam onu buldu mu? Ya ona zarar verdiyse? Off, o benim en iyi arkadaşım.Ben onsuz ne yapıcam?"
Su, tüm günü Ecrin'i düşünerek geçirir.Araf onu düşünceli gördüğü için konuşmak istemez.Okul çıkışında Araf, Su'yun yanına gelir.
Araf: Su?
Su, hala düşüncelidir.Araf'ı duymaz bile.Bu kez onu dürterek seslenir.
Araf: Su..?
Su, kendini toparlar ve cevap verir.
Su: Efendim?
Araf: Çok dalgınsın bugün.
Su: Noldu ki?
Araf: Bende onu soruyorum işte.Ne oldu sana böyle?
Su: Bir şeyim yok.Düşünüyorum sadece.
Araf: Neyi düşünüyorsun bu kadar?
Su, Araf'a durumu anlatmak ister.O, belki bir çözüm yolu bulabilir.
Su: Ecrin..
Araf: Ne olmuş Ecrin'e? Sahi o bugün yoktu dimi?
Su: Evet.
Araf: Ona ne olduğunu biliyor musun?
Su: Hayır.Dünden beri ondan haber alamıyorum.Ve başına bir şey gelmesinden korkuyorum.
Araf: Korkma canım ne olabilir ki? Adet günü falandır.
Su, Araf'a tokadı yerleştirir.
Su: Ne biçim konuşuyorsun sen!
Araf: Ne dedim ki ya?
Su: O kadar açık söylemek zorunda mısın?
Araf: Off tamam tamam.Peki başka ne olabilir ki?
Su sessizce: " O adam.."

Fikr-i ÂzapOnde histórias criam vida. Descubra agora