1. podyumdan fırlamış

411K 6.6K 1.9K
                                    


Elime aldığım kitapla yatağıma attım kendimi. Memnuniyetle sırıttım. İşte huzur tatili seviyorum. Allah'ım nolur bu 90 gün hiç bitmesin. Tatile yeni girmiştik. Bunun mutluluğuyla içim içime sığmıyordu. Bu tatilin diğer bi mutluluğu da lisenin son yaz tatili evet lise bitiyor. Yüzü hormanlardan dolayı mayın tarlasına dönenlerden yeni bıyıkları çıkmaya başlamış ergenlerin 1500 havasından kurtuluyordum. Yatakda tepindim bu mutluluk da elimdeki kitabı alıp öptüm. Huzurmusun sen ? diye şizofren gibi kitaba soru sordum. Sonra yatağın içinde dikleştim. Kitap ayıracımı çekerek kaldığım yerden devam ettim.

İlk cümle silip süpürmüştü her şeyi...

" Yumuşak pamuk bulutlardan yanardağın lavlarına düşen yağmur damlası misali..." gülümsemem yüzümden silinirken, dakikalarca elimdeki kitabın bu cümlesinde takılı kalmıştım. Oturduğum yatağın içine daha çok gömüldüm. Gözlerim buğulanırken gülümseyerek karşımdaki krem rengi duvara baktım. Bu cümle benim hayatımın kısa bir özetiydi.

Boş duvarda 3 yıl önce olan kabus canlanmıştı bir anda. Aslında pek net değildi gözümün önüne gelenler. Çok şiddetli bir gürültü, başıma gelen sert darbenin acısıydı hatırladığım. Gözlerimi şiddetli ağrıyla araladığım anneme seslenişimi hatırlıyordum. İrkilerek kalkmaya çalıştığımda kalkamayışım, kafamı oynatmama karşılık oluşan ağrıyla oynatamadığımı yerimden kalkamadığımı tek hissettiğim soğuk asfalt ve vücuduma dağılan şiddetli ağrı olmuştu. Her şey o kadar ani olmuştu ki yarısından çoğunu unutmuştum. Hafızamda yer etmeyen rüya gibiydi. Kulağımda ani fren sesi ve kopan gürültü hala çınlıyordu.

5 Yıla rağmen...

O kazada neyim var neyim yok kaybettim. Tüm varlığımı her şeyimi annemi, babamı. Bir süre bekledim. Onların geri geleceğini düşünerek . Sonra ne mi oldu vazgeçtim. Büyüdükçe hayat acılarını bir tokat gibi nasıl suratınıza çarpıyorsa benimde öyle olmuştu.

Düşüncelerden kurtulmak için derin bir nefes aldım. Nefes vücudumu terk ederken omuzlarında düşmüştü. Kendimi tanıtmadım ben merhaba ben Melis.

Pek hoş bir başlangıç olmadı sanırım. İçinizi kararttım.

Kazadan sonra teyzem sahip çıkmıştı. Teyze anne yarısıdır öyle değil mi ? Teyzemin çocuğu olmuyordu aslında ondan değil eniştemden kaynaklı sorundu bu ikisi de çocuğa öyle açlardı ki. İşte Allah isteyene vermez istemeyene gani gani bunun onlara haksızlık olduğunu düşünüyordum.

İkisi de çok iyi insanlardı. Teyzem, çok cana yakındı. Eniştem, sertti biraz baba gibi işte ama asla onu baba yerine koymama izin vermemişti. Geri çekerdi kendini hep yapısıyla alakalı olduğunu düşünmüştüm.

Teyzemde eniştemde çalışıyorlardı. Onlar gelmeden yemek hazırlamaya başladım. Bu gün güzel bir gündü gerçekden karne günü ne komik gün. Evde olan malzemelerle çok mükemmel olmasa da birşeyler hazırlamıştım işte.

Kapı çaldığında koşarak açtım ilk gelen tadaa teyzem

" Melis!" diye bağırdı gülerek.

"Teyzeee!" diye bağırdım bende ona ayak uydurarak. Sım sıkı sarmıştı beni. Ardından eniştem de gelmişti. Yemeği yer sofrasında yiyorduk. Eniştem televizyondan haberleri açmıştı. Hala kimse konuşmuyordu. Ortam çok sessizdi. kıkırdıyordu. Onun dışında çıt çıkmıyordu. Sessiz sakin yemek yemiştik. Aslında bu kadar sessiz olmamıştı hiç. Umarım aralarında olan bir sorun yoktur varsa da bir an önce çözmeliydiler. Böyle hiç çekilmiyorlar çünkü. Daha fazla dayanamayıp sofradan kalktım.

Psikopat kocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin