Kod 18

2.6K 258 145
                                    

Meltem_Sude

Bize gönderilen siyah ceset poşetlerinin üst kısımlarında kodlar vardı ve koda baktığımda kod 18'in bana denk geldiğini görmüştüm.

Poşetleri açmamız kesinlikle yasaktı ve poşetleri sadece büyükçe fırının içine iterek kapağını kapamamız bizden isteniyordu.

Sedyeyi yavaş yavaş sürüklerken fırına yaklaştığımı sıcaklıktan anlayabiliyordum.

Kulağımda bir kulaklık vardı ve müzik dinlemeye başlamıştım. Eğer ki o hala canlıysa yanarken sesini duymamak için kulaklıklar az da olsa çözüm yaratıyordu.

Bir yandan yürürken bir yandan da şarkıyı mırıldanmaya başlamıştım. Eskilerden bir şarkıydı, hiçbir zaman yenilere alışamamıştım.

"I'm radioactive, radioactive..."

Birden elime değen bir şeyle gözlerimi açmıştım. Ceset torbasını incelerken elime neyin değdiğini anlamaya çalışıyordum.

Aynı şey ikinci kez olduğunca ceset torbasının içindeki şeyin hareket ettiğini anlamıştım. Belli ki ölmemişti.

Sanırım müziğin sesini daha çok açmam lazımdı.

Sedyeyi biraz öncekinden daha temkinli iterken üçüncü kez elimde bir dokunuş hissettim.

Ayak kısmından ittiğim için büyük ihtimalle ayağı hareket ediyordu.

Düşünme Magnus, birkaç dakika sonra bitecek bu.

İçimden gelen fermuarı açma dürtüsünü bir kenara bırakmaya çalıştım.

Fermuar kesinlikle açılmamalıydı.

Sedyeyi itmeye devam ederken müziğin çoktan bittiğini fark etmiştim.

Elimi cebime attığımda telefonumun şarjının bittiğini görüp bir küfür savurdum.

Sonrasında tekrar elime değen bir dokunuş ve poşetin içinde yaşanan küçük bir hareketlenme.

Fermuarı açmam lazımdı, onu görmem ve neler olduğunu bilmem lazımdı.

Eminim berbat halde olduğunu görünce onun ölmesinin yaşamasından daha iyi bir seçenek olduğunu düşünüp devam edecektim.

Fermuarı tutup yavaşça aşağıya çektim, sadece yüzünü görecek kadar açacaktım. Ayrıca koruma giysilerim vardı ve herhangi bir şekilde mikrobik bir virüsün bana bulaşması imkansızdı.

Fermuarı açtıktan sonra hafifçe elimle açtırıp yüzünü ortaya çıkardım. Ve birkaç saniye tek bir çizik bile barındırmayan yüzünü inceledim.

Normal zamanda bile yeterince güzel görünen yüzü bu loş ışığın altında ve ceset poşetinin içindeyken bile oldukça güzeldi.

Dudakları solgun duruyordu, bunun nedenini biliyordum. Ona yüksek oranda sakinleştirici vermiş olmalılardı.

O son derece sağlıklı görünüyordu, neden onu öldürmek istesinler ki?

Fermuarı kapamaya karar verdiğim zaman fermuar sıkışmıştı ve bir türlü kapatamıyordum.

"Lanet olsun kapansana!"

Aniden karşımdaki yüzün gözleri açıldığında korkuyla geriye sıçradım. Öylece gözlerini üstüme dikmişti.

Sonunda cesaretimi toplayıp fermuarı hızlıca kapadım ama sedyeyi hareket ettirecek gücü kendimde bulamamıştım.

Bir süre öylece ceset torbasını inceledim ve daha sonra tekrar fermuarı açtım.

Onun gözleri hala açıktı ve sanki fermuarı kapadığımdan beri tek bir kere bile gözünü kırpmamış gibiydi.

Beni öldüreceksin.

Zihnimde dolanan bu cümle ile irkildim, bu ses nereden gelmişti?

Ceset torbasındaki yüze baktığımda dudaklarının bir santim bile hareket etmediğini görmüştüm.

Bunu yapmayı istiyor musun?

Beynim allak bullak olmuştu. Zihnimin içinde onun sesini duyuyor olamazdım değil mi?

Beni öldürecek misin Magnus?

Adımı duymamla hızlıca onun fermuarını tekrar kapadım. Korkudan ellerim titremeye başlamıştı.

Fermuarı kapadıktan sonra sesini zihnimde bir daha duymadım ama yaşadığım panik hala geçmemişti.

Merakıma yenik düşüp tekrar poşetin fermuarını açtım.

"Adımı nereden biliyorsun?" Dediğimde gözleri gözlerimden kayıp bir yeri işaret etti. O an yaka kartımda yazan ismimi görüp kendime lanetler okudum.

İsmimi böyle öğrenmiş olabilirdi ama nasıl zihnimde onun sesini duyabilirdim?

"Zihnimde sesini nasıl duyuyorum ben?"

Onların bana verdiği bir yetenek, onlar bana birçok yetenek verdiler ama şimdi... beni öldürmek istiyorlar.

"Neden öldürmek istiyorlar?"

Anlayamadıkları bu şey onları korkutuyor çünkü. Yorgunum Magnus, çok fazla iğne yaptılar bana ve bedenimi hareket ettiremiyorum ama zihnimi uyuşturmak için bundan fazlası gerekiyor.

"Üzgünüm ama görevimi yapmam lazım." Dediğimde bir şey demeden kafasını çevirdi ve son 3 dakikadır kırpmadığına yemin edebileceğim gözlerini kapayıp teslim olurcasına sessizleşti.

Ve ben zor da olsa fermuarı çekip sedyeyi harekete geçirmiştim.

...

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now