Korkuttun beni

2.4K 254 235
                                    

"Raphael nasılsın dostum?"

"İyi gibiyim işte, dün gece pek uyku tutmadı. Dünkü imha işleminde yaktığım beden hala canlıydı da."

Raphael böyle şeylerden çok çabuk etkileniyordu, her ne kadar benden daha katı birisine benzese de aslında içten içe daha duygusaldı.

"Kafana takmamaya çalış." Dedim onun omzuna elimi koyup.

"Seninki nasıl gitti?"

"Müzik dinlediğim için bir şey duymadım ben." Dedim yalan söyleyerek.

"Alec hakkında bir şeyler daha öğrendim."

"Anlatsana." Dedim büyük bir merakla onu süzerek.

"Üstünde çok zorlu deneyler yapmışlar, soğuk ve karanlıktan korkmasına neden olmuş bu ama onu karanlıkta bırakıp acı çekmesine neden olmuşlar."

"Soğuktan niye korkuyor... şey yani korkuyormuş?"

"50 yıl tam anlamıyla donmuş halde geçmemiş. Ara ara beyni üstünde deneyler yapmak için sadece baş kısmını çözmüşler."

"Beyni çalışırken vücudu donmuş haldeydi... ve bu dayanılmaz bir acı vermiş olmalı."

"Aynen öyle. Eğer ölmemiş olsaydı onunla konuşmayı çok isterdim."

"Konuşacak olsan ne sorardın Raphael?"

Birkaç saniye düşünür gibi durmuştu.

"Sanırım ona sevginin anlamını sorardım çünkü bildiğini hiç sanmıyorum."

Evet bunu beynimin bir köşesine not edeyim.

...

İş çıkışı önce bir mağazaya uğrayıp Alec'e uygun kıyafetler almıştım. Sonrasında bir restoranttan da onun için yiyecek bir şeyler aldım.

Her ne kadar akşam Camille'e gitmeyi istemesem de gitmezsem başımın etini yiyeceği de kesindi.

Başımın eti, yemeği en çok sevdiği şeydir.

Bir yıldır neden onunla sevgiliyim bazen bunu ben de sorguluyorum.

Kit'i evin kapısına park ettikten sonra hızlıca arabadan çıktım. Hava yaklaşık bir saat önce kararmıştı.

"Sid, kapı kilidini etkinleştir."

Şifreyi girdikten sonra hızlıca eve giriş yapmıştım. Etraf aydınlıktı ve televizyon açıktı.

Tam Alec'e seslenmeye hazırlanıyordum ki onun koltukta, kucağında gece ile uyuduğunu görmüştüm.

Uyurken ne kadar da masum görünüyordu.

Hızlıca koltuğun üstüne ona aldığım kıyafetleri bıraktım ve mutfağa yönelip tezgaha da aldığım yemeği koydum.

"Günün nasıl geçti Sid?"

"Güzeldi efendim."

"Alec neler yaptı gün içinde?"

"Kitap okudu, kedinizle ilgilendi. Biraz da etrafı topladı."

Evet bunu fark etmiştim, mutfak çok topluydu.

"Ben şimdi üstümü değiştirip evden çıkacağım, Alec uyurken ışıkları söndürme tamam mı?"

"Tamam efendim söndürmem."

Onunla konuşmam bittikten sonra hızlıca odama çıkmıştım. Hazırlanmayı o kadar istemiyordum ki...

Dolaptan rastgele bir şeyler çıkarıp yatağımın üstüne koydum, üstümdeki tişörtü çıkarıp yana fırlattım ve pantolomu da hızlıca çıkardım.

O sıra arka taraftan bir ses gelince korkuyla arkamı dönmüştüm.

Alec dağınık bir saç ve yarı uykulu bir halde beni süzüyordu.

"Korkuttun beni."

"Ses duyunca kontrol etmek istemiştim."

"Ah evet, dışarı çıkacağımı söylemiştim ya. Onun için hazırlanıyordum."

Hala bakışları tuhaftı, niye öyle baktığını çözememiştim ve karşısında sadece baksırım ile kalmaktan rahatsız olup elime hızlıca tişörtümü aldım ve kafamdan geçirdim.

Ben giyinirken sanki çok normal bir şeymiş gibi beni izlemişti.

Pantolon kemerini de taktıktan sonra rahat bir nefes alabilmiştim.

"Günün nasıl geçti Alec?"

"Gitmesen." Dedi sırtını kapının yanına yaslayarak.

"Niye? Bir sorun mu var?"

Cevap vermemişti.

"Alec bana söyleyebilirsin."

"Çok sessiz."

"Televizyonu filan açmamı ister misin?"

"Yanımda kal."

"Alec... Camille'i  bir kez daha ekersem bir yıl dilinden kurtulamam. Söz yarın sabah erkenden gelmeye çalışacağım yanına, sonra da birlikte kahvaltı yaparız. Olur mu?"

Başını tamam dercesine sallamıştı. Yüzünde hiç mimik olmamasına rağmen üzüldüğünü hissetmiştim.

"Televizyonu açarım sana."

"Gerek yok. Uyuyacağım."

"Önce yemeğini ye, sana yiyecek bir şeyler aldım. Mutfakta tezgahın üstünde."

Bir şey demeden odadan çıktığında kendimi kötü hissetmiştim.

Sanki 8 yaşındaki bir çocuğu evde tek bırakıp çapkınlığa gidiyor gibiydim.

Bunları düşünme Magnus, sonuçta senin de bir hayatın var ve onun için hayatından ödün veremezsin. Yeterince şey yaptın zaten onun için.

Ve Camille ile iki haftadan fazla süredir yatmıyorsun, bu da ayrı bir olay tabii.

Sonunda odadan ayrıldığımda Alec'in kucağına gece ile yemek masasına oturduğunu görmüştüm. Hem kendi yemek yiyordu hem de geceye yediriyordu.

Onu böyle görünce, sevgi kavramını bilmese dahi hissettiğini düşünmüştüm.

"Ben çıkıyorum, Sid televizyonu aç ve Alec uyuduktan sonra da televizyonu kapa."

"Anlaşıldı efendim."

Telefonumu aldığıma da emin olduktan sonra kapıya yöneldim ama o anda telefonuma bir mesaj gelmişti.

Camille: Sevgilim şu buluşmayı ertelesek ya, kızlar bize geldi ve gidecek gibi de durmuyorlar 😟😟

Nedensizce yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Ona hiç sorun olmayacağına dair bir şeyler yazıp yolladım ve telefonu tekrar cebime yerleştirdim.

"Buluşmam iptal oldu." Dedim mutfağa ilerlerken.

"Yani... gitmeyeceksin?"

"Gitmeyeceğim. Eğer sen de erkenden uyumazsam film izleriz ne dersin?"

Başını olumlu anlamda sallayıp yemeğini yemeye devam etmişti. Nedensizce onunla vakit geçireceğim için mutluydum şu an.

...

Alec o kadar masum ki...

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now