Kod: 18 Deney Başarısız

Rüya

Egoya bakın bölüm ismine yazar adını yazmış jsksksms

Yarım saat kadar sonra yiyecek bir şeyler hazırlayıp Alec'in yanına çıkmıştım.

Yatakta öylece yatarken o kadar masum ve güzeldi ki... Onu ne kadar özlediğimi bir kez daha fark etmiştim.

"Alec sana bir şeyler hazırladım, açsındır."

"Aç değilim." Demişti soğuk bir sesle. Ben seni birazdan yiyeceğim ve doyacağım o olacak.

Yandaki sehpaya tepsiyi bırakıp Alec'e yaklaştığım zaman bana arkasını dönmüştü.

"Biliyor musun, kolum çok acıyor." Dedim asit düşen yeri elimle tutarak. Aslında yalandı, acımıyordu.

"Acıyor mu?" Dedi üzgün bir sesle ama hala bana bakmıyordu.

"Evet çok fazla. Ve açım ama sen yemeyince yemek yiyesim de gelmiyor."

Bana göz ucuyla bakıp gözünü koluma çevirdi.

"Cidden çok mu yaktılar canını?"

"Karanlıkta tuttular ve yemek vermediler. Şu an hala açım ve yemeğe ihtiyacım var."

Alec hızlıca ayaklanıp beni masaya doğru çekti ve sehpadan tepsiyi alıp yanıma geldi.

"Hemen yemek yiyelim, daha fazla aç kalma."

Çatalı eline alıp anında bana bir şeyler yedirmeye başladığında gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Koluna bakacağım." Diyerek kolumu kendine doğru çekti ve yara izimi okşadı. "Eğer hayatına girmemiş olsaydım bunların hiçbiri başına gelmeyecekti Magnus."

"Eğer hayatıma girmemiş olsan hayatım berbat olacaktı Alec." Deyip elini tuttum ve eline bir öpücük bıraktım. "Sen benim için çok değerlisin."

"Senin canını yakıyorum, bilerek yapmasam da buna neden oluyorum."

"Umrumda değil Alec, istediğin kadar canımı yakmaya devam et. Senin için mazoşist bile olmaya razıyım ben."

"Mazoşist?" Dedi şaşırmış bir halde bana bakarak.

"Yani... acı çekmeyi seven anlamına geliyor. Senin için acıyı bile sevebilirim."

"Sevme." Dedi kaşlarını çatarak. "Beni sev, seni acıdan uzat tutacağım. Seni acıdan uzak tutan şeyi sev."

Elimi tutup yanağına çıkardı ve elime yanağını dayayıp yüzüme kedi bakışları atmaya başladı. Ben de elimle yanağını kıstırıp onu sevdim.

Küçük bir çocuk gibi gözlerini kısıp sevimli bir ifade takınınca yaklaşıp burnuna bir öpücük bıraktım.

"Bir daha bana kızma olur mu? Bana kızgın olursan ben de üzgün olurum."