Bunlar senin suçun değil

733 92 84
                                    

62 bölüm olmuş.

Sonunda bu hikayeye nasıl bir final yapmam gerektiğine karar verdim. Yaklaşık 10 bölüm (daha az ya da fazla olabilir) sonra final yapacağım. Küçük bir olay serisinden sonra kafamda finali netleşti.

Bu hikayeyi çok seviyorum. Bence konusu en orijinal olan kurgularımdan birisi bu. Ayrıca Alec ve Magnus'un birbirine en çok ve en eşit şekilde değer verdiği hikayem bu diye düşünüyorum.

Elimin altında sürünmesin, güzel bir finali olsun diyorum 💙

Alec ile birlikte hava almak için ormanın biraz ilerisindeki tepelik alana doğru ilerlemiştik.

"Sence sonunda cezalarını bulacaklar mı?"

"Aldıkları hiçbir ceza sana ve size yapılan şeylerin bedeli olmayacak ama alacaklar." Deyip onun omzuna başımı yasladım. Alec de çenesini yüzüme dayamıştı.

Ben tam anın güzelliğine odaklanmıştım ki Alec'in beni itmesi ile sarsılarak yana düştüm.

"Alec... ne ya..."

Baktığı yere baktığımda ağaca saplanmış kurşunu fark etmiştim.

"Gitmeliyiz hem de hemen!" Deyip beni çekerek ayağa kaldırdı Alec. Sonrasında ağaçların içine doğru koşmaya başladık ve arkamızdan yükselen ateş edilme seslerine aldırış etmemeye çalıştık.

"Önden sen git." Deyip beni öne itti Alec. "Bana zaten bir şey olmaz."

"Onlardan önce eve ulaşmamız lazım."

Tepede dönen bir helikopterin sesini duyabiliyordum şu an. Çok geçmeden eve ulaşmıştık ve zaten Raphael ile Simon'ı evden çıkarken bulmuştuk.

"Saldırı altındayız. Çabuk, herkes arabaya."

Dördümüz araba yöneldiğimiz zaman araba aniden üstüne düşen bir şeyle alev almıştı.

"Ormana." Dedim bağırarak ve hep birlikte ağaçların sık olduğu ormana doğru koşmaya başladık.

"Nereye gittiğimizi bilen var mı?" Dedi Simon panikle konuşup.

"Kimse bilmiyor, yalnızca kaçın işte."

"Peşimizde en az 3 helikopter var Magnus, nereye kadar kaçacağız?"

Onlar koşmaya devam ederken Alec aniden durmuştu. Onun durduğunu fark edince ben de durdum.

"Alec! Alec ne yapıyorsun? Gel şuraya."

"Onları birazcık oyalamam lazım. Siz gidin."

Raphael'e baktığımda mesajı anladı ve Simon'ı alıp koşmaya devam etti.

"Alec, gitmemiz lazım."

"Bana birazcık zaman ver." Dediğinde etraftaki ağaçlar gürültülü bir şekilde sallanmaya başladılar. Deprem olduğunu düşündürecek kadar büyük bir sallantı yaşanıyordu şu an.

Yanımda duran ağaca tutundum ve sonrasında gördüğüm şey...

Etraftaki ağaçlar bir bir köklerinden sökülüp havalanmaya başlamışlardı.

"Alec?"

Bize yaklaşan helikopteri hedef alıp ağaçları bir bir o yöne doğru fırlattı. Bunu güçle değil sadece... sadece hareketleri ile yapıyordu.

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now