Köpük

2.6K 271 185
                                    

Yorum atın :(

"İşte Alec evim burası." Diyerek önümüzde duran iki katlı müstakil evi işaret ettim. "Beğendin mi?"

Yine sessizliğini koruyup evi süzdü öylece. Bense o sırada kapıya yaklaşıyordum.

"Sid, kapı kilidini aktifleştir."

Evet evimin kontrol merkezinin ismini en sevdiğim buz devri karakterinin ismi koymuştum.

"Kilit etkin, 10 haneli kilit kodunuzu giriniz."

Kapının yanındaki butona yaklaştım ve kilit kodumu girdim. Hemen ardından kapım açılmıştı.

"Gel hadi Alec, orada öylece dikilme."

Alec hala evi incelemeye devam ediyordu, sonunda onu bileğinden tutup evin içine soktum.

"Biraz küçük bir evim var ama bana yetiyor, evlenirsem daha büyük bir eve çıkarım diyorum. Şimdilik bunla idare ediyorum işte. Ama senin için bir odam var. Sid, klimaları aktifleştir, içerisi biraz soğukmuş."

Klimalar aktifleştiğinde ben Alec'e çevirdim kafamı.

"Seni yıkamamız lazım."

Üstüne çevirdi bakışlarını. Sonrasında kafasını olumlu anlamda salladı.

"Sana kendi kıyafetlerimden veririm ama biraz küçük olacak gibi duruyor. Sonrasında seninle ne yapacağımı çözene kadar idare etmen için birkaç kıyafet alırım."

Hiçbir şey demeden yüzüme öylece bakması can sıkıcı olmaya başlamıştı.

"Konuşma havanda değilsin pek. Her neyse... Sid jakuziyi ılık suyla doldurur musun? Hazır olduğunda haber ver."

"Jakuzi ılık su ile dolduruluyor efendim."

"Biz de yukarı çıkalım ve sana temiz kıyafet ve havlu ayarlayalım."

Ona beni takip etmesini işaret ettikten sonra üst kata yöneldim. Odama girdikten  sonra yan taraftaki dolabımı açıp içindeki kıyafetleri incelemeye başladım.

"Şu ikisi bana biraz büyük oluyordu, belki sana olurlar."

Dolabı kapatıp baksır çekmecemden bir baksır çıkardım. Sonra da temiz havlulardan birisini de elime aldığımda Sid'in "Jakuziniz hazır efendim." Sesiyle banyoya yönelmiştim.

"Alec burası evin banyosu, evde iki tane banyo var. Birisi aşağıda birisi de burada. Ama aşağı katta sadece duş var, burada jakuzi de var"

Alec banyoyu incelerken onun bu halinin sevimli olduğunu bir kez daha kendime söylemiştim.

"Şimdi üstünü çıkar, jakuziye gir. İyice yıkan ve sonrasında havlu ile kurulanıp... hey şimdiden soyunma."

Yarısına kadar çıkardığı tişörtü ile öylece kalakalmıştı.

"Ben dışarıya çıktıktan sonra soyunsan?"

Başını tamam dercesine sallayıp tişörtü geri giydi.

"Nerede kalmıştım... ya da sen yıkan ve sonra da havluya sarınıp çık. Üstündeki kıyafetleri de şu kirli sepetine at."

Başını tamam dercesine sallamıştı.

"Burada... şampuan var. Ve duş jeli. Duş jeli ile bedenini yıka şampuan ile de saçlarını. Anlaşılmayan bir şey var mı?"

Kafasını hayır dercesine sallamıştı.

"Güzel, ben dışarıdayım. Bir şey olursa seslenirsin."

Sonunda banyodan çıkıp kendimi odamdaki yatağa bıraktım. Ne kadar zor olmuştu bu iş benim için.

Resmen bebek bakıcılığı yapıyordum hem de 1.90 boyundaki bir gence.

Acaba yaşı kaçtı? 20-25 arası duruyordu. Tabi 50 yıl önce dondurulmuş olduğuna göre normalde en az 70 yaşında olması gerekiyordu.

Acaba kaç yılında doğdu?

Bunları ondan öğrenebilir miyim acaba?

Ben bunları düşünürken kedim ayaklarımın dibinde gezinmeye başlamıştı.

"Gece, ben yokken canın mı sıkıldı senin?"

Onu kucağıma alma girişimim benden son hızla kaçması ile başarısız olurken kendimi yatakta geriye verip öylece tavanı izlemeye başlamıştım. Tam o anda Alec'in "Magnus" diye seslenmesiyle yatağımda doğruldum.

"Alec? Alec iyi misin?"

"Magnus."

Sadece ismimi seslenmesi çok da yardımcı olmuyordu.

Hızlıca kapıyı açtım ve banyoya girdim.

Elleriyle gözlerini işaret ediyordu, her tarafı köpük içindeydi.

"Gözlerin mi yandı?" Ah suyu açmamıştım ve nasıl açıldığını bulamamıştı sanırım. "Tamam bekle, Sid suyu aç hemen."

Duş başlığından su akmaya başladığında hızlıca başlığı tepeden alıp Alec'in yanına eğildim ve tamamen köpükle kaplanmış yüzünü yıkamaya başladım. Gözü acıdıkça eliyle daha çok yüzüne köpük bulaştırmış olmalıydı.

Gözlerini de elimle iyice yıkadıktan sonra gözlerini açabilmişti. Gözlerinin içi tam anlamıyla kan çanağına dönmüştü.

"Daha iyi misin şimdi?" Dediğimde kafasını salladı. "Şimdi üstündeki köpükleri iyice yıka ve duştan çık. Sonra da biraz konuşalım olur mu?"

Kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra ayaklanıp eline duş başlığını tutuşturdum.

Kapıya yöneleceğim sıra aniden elimi tutup beni durdurmuştu.

Kafamı ona çevirdiğim zaman zihnimde teşekkür ederim sözü yankılandı. Ve sonrasında elimi yavaşça bırakmıştı.

"Önemli değil."

...

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now