Saf ve temizsin.

1.5K 152 167
                                    

Alec:

Magnus'un yanından gideli bir gün olmuştu ama hala buraya alışamadım.

Dün gece uyuyamadım. Bütün gün evde tek başımayken kitap okudum ama zaman geçmek bilmedi.

Evi topladım, yemek yaptım. Ama zaman çok zor geçiyordu.

Akşama doğru eve önce şu çok konuşan çocuk geldi, Simon.

"Hey Alec, nasılsın  dostum. Aç mısın? Dışarıdan bir şeyler söylememi ister misin?"

"Açım ama yemek hazırladım ben. Yeriz diye."

"Yemek mi hazırladın? Sen cidden mükemmelsin. Hadi yiyelim o zaman."

"Ama daha Raphael gelmedi." Deyip saçımı kaşıdım. "Ben Magnus gelmesen yemek yemezdim asla."

"Raphael geç gelir, aç beklemeyelim."

Bir şey demedim. Onların kuralları böyledir belki de.

Onun peşinden mutfağa gittim ve masaya oturmasını söyleyip tabaklara yemekleri koydum.

"Bana bu yemekleri öğretmen lazım. Makarnadan başka bir şey yapamıyorum ben."

"Makarna da güzel ama Magnus fazla sevmiyor. Etli yemekleri tercih ediyor. Çorba da çok sevmez. Ama tavuk çorbasına bayılıyor. Özellikle kremalı olursa parmaklarını bile yiyebilir."

Simon bana ağzı açık bir şekilde bakıyordu.

"Noldu? Suratımda bir şey mi var?"

"Bu kadar çok şeyi nasıl biliyorsun? Bu kadar kısa zamanda hem de?"

"Bilmem, takip ediyorum. Onu izlemeyi seviyorum."

"Ben Raphael'i izlesem 'Ne bakıyorsun yine mi sinirini bozdum?' Filan der. Biz sürekli kavga ediyoruz da..."

"Biz hiç kavga etmedik. Yani o bana bazen kızıyordu önceden. Ama ben onu sevgilisi varken öpmüştüm. O yüzden çok kızdı mesela bana. Bir de onun hakkında ayıp rüyalar gördüm diye kızmıştı."

Simon gülmeye başladığında neye güldüğünü anlayamamıştım.

"Ayıp rüyalar mi? Dostum sen kaç yaşındasın? 8 filan mı?"

"21. Ama Magnus hala çocuk gibi olduğumu söylüyor. Ayrıca önceden çıplak şeyler diyordum ama gerçeği sevişmeymiş. Sonradan öğrendim. Magnus'la sürekli yapıyoruz ve çok güzel. Siz de Raphael ile yapıyor musunuz?"

"Yapmaz mıyız? Raphael bana nefes aldırmıyor."

"Ne demek nefes aldırmıyor? Yoksa seni boğuyor mu? Ama... siz sevgilisiniz."

Simon yüzüme boş boş bakıp yine kahkahayı basmıştı.

"Nefes aldırmıyor derken... yani... nasıl desem... sürekli, ara vermeden sevişiyoruz demek istedim. Yoksa beni boğduğu filan yok."

"Ne güzel, ben de Magnus'la sürekli sevişmek istiyorum ama onu çok yoruyormuşum öyle söyledi."

"Demek yatakta iyi olan taraf sensin. Ben Magnus diye düşünmüştüm."

"Yatakta iyi ne demek?"

"Yani... sekste iyi anlamında."

"Magnus da iyi." Diyerek masaya oturdum. "Bilmiyorum, ben de iyiyim ama bana Magnus öğretti."

"Nasıl? Daha önce kimse ile olmadın mı?"

Başımı hayır dercesine salladığım zaman yine şaşkınca bana bakmıştı.

Kod: 18 Deney BaşarısızWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu