Bölüm 8: Procyon

657 69 77
                                    

Procyon : Yengeç burcundadır. Mars, Merkür karakteri etkisi altındadır. Zarar verici hareketlere, hırsa işaret eder. 

Playlist: Kill em with Kindness- Selena Gomez

 Bölüme geçmeden önce yazarınız çok küçük bir duyuru yapmak istiyor sizlere. Bundan sonra bölümlerin geliş hızında bir düşme olabilir. Bunun için şimdiden çok özür diliyorum sizlerden. 

Sunny keyifli okumalar diler. ❤️❤️ Seviliyorsunuz  ʕっ•ᴥ•ʔっ

Yeşil çimenler üzerlerine düşmüş çiğ damlaları ile parlarken güneş ışığında, üzerimdeki kirlenmiş pelerini çıkarmış ve bir köşeye atmıştım.

Derin bir nefes alıp sevinçle arkama döndüm.

''Tanrım. Burası çok güzel.'' Dağılmış sakura saçlarını hafifçe karıştırıp bir gülümseme attı bana. ''Benim krallığım, tabiki güzel olacak.''

''Görmemişin birini prens yapmışlar...'' Alaylı sözlerime kaşlarını çatsada benim mutlu halimle o da gülümsemişti renk renk çiçeklerin arasından geçerken.

Eğilip birer birer kokladığımda hepsini, burnuma kaçan polenler beni hapşırık krizine sokmuştu.

Hapşırmalarımın ardından elini hafifçe sırtıma koymuş ve iyi olup olmadığımı kontrol etmişti.

''O kadar yaklaşma. Yılan olabilir.'' Sözleri bende şok etkisi yaratırken hızla çekilmiştim güzel çiçeklerin arasından. Yanında sevinçle yürürken çenem asla kapanamıyordu ve onun bundan şikayetçi olduğunu hiç sanmıyordum.

''Bak. Bak. Bu baldıran otu. Çok zehirlidir.''

Elini bileğime koyup hızla çekmişti beni beyaz renkli bitkinin yanından. ''Birazdan o bitkiyi ağzıma tıkabilirsin. ''

Kolarımı yapmacık bir sinirle göğsümde birleştirip somurttum. ''Korkma Dragneel. Bu ormandan çıkana kadar seni öldürme planlarımı rafa kaldırıryorum."

''Nasıl rahatladım anlatamam Heartfilia.'' Elini kalbine koyup derin bir nefes alması ile oldukça komik olmuştu bu konuşma.

Adımlarımız önümüze çıkan dere ile kesildiğinde tek kaşımı kaldırırp sorgularcasına bakmıştım gözlerine.

''Etrafından dolanacağız? Öyle değil mi?'' Sözlerimi umursamayıp belindeki kemeri çözüp kılıcının yere düşmesine izin verdikten sonra hızla üzerini çıkarmıştı.

''Saçmalama. Yüzemeyiz. Çok akıntılı.'' Yine duymazdan geldiği sözlerimden sonra eşyalarını omzundaki küçük çantaya tıkmış ve omzunun üstüne almıştı ıslanmamaları için.

''Hadi Heartfilia. Etrafından dolanmak günlerimizi alır. Derin bile değil.'' Tek elini uzatıp gelmemi beklemesiyle derin bir nefes aldım. Başka çaremiz yoktu.

Çizmelerimi çıkarıp bir köşeye koydum ve dar pantolonumu sıyırdım bacaklarımdan. Eşyalarımı kucağıma alırken titrek adımlarla girmiştim suya.

Buz gibi su içimi titretirken adımlarımı oldukça dikkatli atmaya çalışıyor ve yosunlaşmış taşlardan kaymamaya gayret gösteriyordum.

Yanına adımladığımda bir elini hafifçe belime koyup ilerlemem için yol vermişti bana. Kucağımdaki kıyafetleri daha da sıkarken ayağımın kayması ile küçük bir çığlık atıp tutunmuştum yanımdaki bedene.

Denize düşen yılana sarılırmış. Bende bu misal ile Natsu'ya yapışmıştım. Parmakları çıplak belimi sıkıca kavrayıp endişeyle bakmıştı gözlerime.

MEI STELLA-NaluWhere stories live. Discover now