Bölüm 25: Rastaban

427 46 108
                                    

Playlist: Lovely-Billie Eilish-Khalid

Sunny keyifli okumalar diler

18 yıldır içimde süregelen öfke tüm uzuvlarıma bir zehir misali yayılmış ve tüketmişti yıllarca bedenimi. Her gün uyandığımda ona duyduğum nefretin hadsiz boyutlarıyla boğuşup kendimi bu öfkeden arındırmaya çalışmam bile yetersiz gelmişti.

Güneş yine göğe küsüp terkettiğinde dağların ardından göğü, en sevdiğim yıldızlar baş göstermişti geceye.

Gözlerimi dışarıdan çekip boy aynasından görünen siluetime çevirdim. Makyajın kapattığı tenim ve kendi rengini örten dudaklarıma...

Yüzüme taktığım maske kendinden emin ve cesur bir kızken o maskenin ardında kanayan dizlerinin üzerine tekrar ve tekrar düşmüş yaralı bir kız vardı. Daha yaraları kabuk bağlayamadan ayağa kalkmış sonrasında ise tekrar düşmüş bir kız.

Arkamda kalan kalan hizmetçi elindeki iğneyi belime batırdığında küçük bir inleme kaçmıştı dudaklarımın arasından.

''Çok özür dilerim. Canınız çok yandı mı?'' Endişeli ve korku dolu gözleri bana döndüğünde içten bir şekilde kıvırdım dudaklarımı.

''Sorun yok. İyiyim. Devam edin lütfen.'' Üzerimdeki somon rengi elbiseyi belime göre ayarlamaya devam etmişti.

Acıya alışkındım aslında. Acı her zaman kendini hissettirmişti çünkü. Ben buradayım demişti. Gitmedim. Ne kadar kaçsan da. Uzaklara gitsen de...

O yüzden acı benim nefretimin sembolüydü. Acının tenimde bıraktığı her yakıcı hissiyatta o adam gözlerimin önüne gelmiş ve ona karşı olan nefretim kabarmıştı göğsümde.

Uzun saçlarımın belimden aşağıya sarkmasına izin verdikten sonra aynadan süzmüştüm narin bedenimi. Giydiğim tül elbise belimi sıkıca sarmış, transparan kısımları ise açık ten rengimi belli etmişti. Kayık yakası boynumu ortaya çıkarırken narin kolyem her zamankinden daha çok parlamıştı bu lüksün içerisinde. Uzun tül eteklerini ellerimle düzelttim son bir kez.

''Nasıl görünüyorum sizce?''

Karşımdaki turuncu saçlı kız samimi bir tebessüm göndermişti bana. ''Çok güzel.''

''Teşekkürler. Sizin sayenizde.'' Sözlerim onlara ulaştığında kıkırdamıştı ikisi de. Tebessüm ettim bu hallerinde odadan çıkmadan önce. Balonun gürültüsü sarayın katlarını doldururken topuklu ayakkabılarımın tıkırtısı bu boş gürültüye eşlik etmişti kuzenimin odasına girene kadar. Beyaz büyük kapıyı aralayıp içeri attığım adımla darmadağın olmuş bir görüntü beklemeyen irislerim şaşkınlıkla açılmış ve kuzenimi aramıştı.

Beyaz elbisenin içerisindeki narin görüntüsü gözlerime çarptığında adımlarımı ona yönelttim yavaşça.

''Lucy! Sonunda aklına geldi benim yanıma gelmek! Şu hale bak! İnanamıyorum ya! Her şeyin mükemmel olması gerekiyordu.''

Uzun parmaklarım sürekli oynattığı kollarını sıkıca kavramış ve sabitlemişti iki yana.

''Şimdi derin bir nefes al.. Ve sorununun ne olduğunu anlat.''

Birkaç derin iç çekişten sonra dolmuş gözlerini akmamaları için yukarıya kaldırmış ve ellerini yelpaze niyetine kullanmaya başlamıştı.

''Elbisem yırtıldı.'' Titrek dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Gösterdiği küçük deliğe bakarken kahkahama engel olamamıştım. İğne deliği kadar küçüktü ve fark etmek için cidden yaklaşıp bakmak gerekiyordu.

MEI STELLA-NaluWhere stories live. Discover now