Bölüm 26:Spica

413 46 116
                                    

Playlist: If I killed someone for you/ Alec Benjamin

Keyifli okumalar

 Dayanacak gücüm kalmadığında tek elimi dizime yaslayıp nefes almak için zaman tanıdım kendime. Boğazım kurumuş, dizlerimin bedenimi taşıyacak takati kalmamıştı. Zorlukla almaya çalıştığım her nefes boğazımı paramparça etmişti.

Boğazımın acısına dayanamayıp gelen öksürük krizimi bastırmaya çalışırken bana doğru savrulan kılıç darbesinden kaçmak adına geriye attım yorgun bedenimi. Geriye savrulan bedenimin dengesini sağlayıp elimdeki metali daha sıkı kavradım.

Koyu renkli bulutlar gökyüzünü kaplamış, gökten düşen yağmur damlaları topladığım sarı saçlarımı ıslayıp geçmişti. Birkaç damla yüzümdeki ter zerreleri ile birleşmiş çenemden boynuma doğru ince bir yol çizmişlerdi.

Esen keskin rüzgarlar bedenimi okşayıp geçtiğinde bir titreme bütün uzuvlarıma yayılmıştı hızla. Rüzgara karşı direttim bedenimi. Sandığı kadar güçsüz bir kız değildim. Bu zamana kadar çektiğim her acı vücudumda konaklamış ve alacağım intikamı beklemişti.

''Dikkatin dağılmasın Heartfilia!'' Sert sözlerle elimdeki metali sıkıca kavrayıp savurdum karşımdaki adama. Ama o, hızla saldırımı savurmuştu. Pes etmeyip bir kez daha saldırdım. Bir kez daha. Bir kez daha...

Karşımdaki beden her bir saldırımdan kaçarken nefesim kesilmiş ve dizlerimin üzerine çökmüştüm. Üzerinde bulunduğum toprak zemin yağan yağmurla çamura bulanmıştı, üzerimdeki kıyafetlerle beraber.

''Kalk ayağa Heartfilia! Daha bitmedi.'' Yorgunlukla elimdeki kılıcı toprağa saplamış ve ondan destek alarak dikilmiştim ayaklarımın üzerine. Kahvelerim karşımdaki bedeni süzerken en az benim kadar yorulmuş olmasını beklemiştim ama o... Sanki üç saattir burada benimle şavaşmamış gibi rahat görünüyordu. Sadece saçları ıslanmıştı. Kıyafetleri biraz çamur olmuştu o kadar. Omzunda bulaşan toprak parçasını boşta kalan eliyle silkeleyip üzerindeki ceketi temizlemişti karşısında ona saldırmak için hazırlanmamı umursamadan. Bu hareketi omuzlarımı düşürüp pes etme isteğimi açığa çıkarmıştı.

''Pes mi ediyorsun Heartfilia?'' Keskin kelimeleri kulaklarıma dolduğunda sinirle bir adım attım ona doğru. O ise bunu beklercesine kılıcını savurmuş ve metal boynuma değmeden durdurmuştu. Tenimde soğukluğunu hissettiğim kılıç yutkunmama sebebiyet verirken karşımdaki adam gülümsemişti kılıcını çekmeden önce.

Elindeki kılıcı kınına yerleştirdiğinde gücü kalmamış dizlerimi serbest bırakmış ve çamur olmuş toprakla buluşturmuştum bedenimi.

''Hala yaşadığımdan emin değilim...'' sözlerime yan taraftan büyük bir kahkaha kopmuştu.

''Emin ol bu merhametli hali.'' Sözleri kahverengi irislerimi kocaman açıp ona çevirmeme neden olmuştu.

''Şaka yapıyorsun?'' Cevap gelmediğinde korkuyla çevirdim gözlerimi karşımdaki adama. ''Şaka yapıyor değil mi?''

O ise gülerek birkaç adımla yanımda bitmiş ve elini uzatıştı kalkmam için. ''Şaka yapıyor değil mi? Natsu?'' Hala aynı konuda takılı kalmamla gülmüştü yarım ağız bir şekilde.

''Her zamanki Gray. Abartıyor.'' Elini tutmam için hafifçe salladığında düşüncelerimden kurtulup kavradım parmaklarını. Bedenimi bedenine çektikten hemen sonra düşmemem için belimi kavramıştı. Zümrütleri bedenimi hızla süzerken seslenmişti yavaşça.

''Bir yerin acıyor mu?'' Çatık kaşlarımla suratını izlerken omuz silkip uzaklaştım beni tutan ellerinden.

''Evet. Kalbim...'' Gülüşü kulaklarımı doldurduğunda sinirle sırtımı döndüm ona.

MEI STELLA-NaluWhere stories live. Discover now