Bölüm 30: Anilam

344 33 245
                                    

Alnilam : İkizler burcundadır. Jüpiter ve Satürn karakterlidir. Etkisi geçici olan mutluluğu ve başarıyı anlatır.

Playlist: Selena Gomez, Marshmello - Wolves

Çok uzun zamandır bölüm atamadığım için en içten özürlerimi sunuyorumm çok yoğun bir aydı benim için  yazmaya pek vakit bulamadım. Bölüm sonunda alacağım tepkilerden kokarak keyifli okumalar diliyorum. Seviyorum sizleri  ( ˘ ³˘)♥ Çok çok öpücükk ʕっ•ᴥ•ʔっ

Sislerin ardında kalmış ruhum silkelendi üzerine binen sorumluluklardan kurtulmak adına. Anlarım ise bulanıktı. Ne olmuştu?

Sahi?

Ben kendimi bıçaklamış sayılırdım. Adrenalinin vücudumda kol gezdiği o saniyelerde acımı unutmuş intikam için duyduğum ihtiras bedenimi uyuşturmuştu.

Şimdi ise karnımda ve ellerimde hissettiğim acı bütün uzuvlarıma yayılmıştı. Birbirine sıkıca tutunmuş kirpiklerimi araladım zorlukla. Vücudum üzerine tonlarca yük binmişçesine yorgundu. Dudaklarım ise susuzluktan kurumuş ve ağzımın içerisinde hoş olmayan bir tat bırakmışlardı.

Zorlukla araladığım kirpiklerimin ardından baktım ay ışığının aydınlattığı odaya. Birkaç mum ışığı nahoş bir kızıllık yaymıştı odama. Kendi odamdaydım. Sanırım.

Beynim bir şeyleri ayırt edebilecek kadar ayılamamıştı henüz. Sargıyla sıkı sıkıya sarılmış ellerime çevirdim gözlerimi. Sağ elimi yavaşça kavramış ve başını kollarının üzerine gömüp uyuklayan kuzenime değdi bulanık kahvelerim. Dudaklarıma tatlı bir tebessüm yayıldı. Onunla yeniden kız kardeş gibi olmamız dudaklarımdan silinemez bir tebessüm çalıyordu.

Harelerim kendilerini Lissanna'dan çektiklerinde odanın içerisinde başka bir siluet belirdi. Yada hep oradaydı ama yeni yeni kendine gelen bedenim algılayamamıştı onun hep burada olduğunu.

Mum ışığının ardında kirpiklerinin gölgesi yüzündeki yara izine düşmüş, beyaz gömleğinin birkaç düğmesi aralanmıştı. Belinle birleştirdiği elleri ile birlikte büyük penceremin önünde durmuştu. Zümrütleri ise gökteydi.

Hafifçe öksürdüm bakışlarının bana dönmesi için ama zümrütleri benden uzaktaydı şuan. Fazla uzaktaydı. Belinde birleştirdiği ellerini ayırıp pencerenin pervazına yasladı sakin bir biçimde. Bu sakinliği beni korkutmuştu.

Kurumuş dudaklarımın arasından fısıldadım usulca.

''Natsu...'' Gereğinden kısık çıkan sesime lanet okudum. Boğazım konuşamamanın verdiği acıyla yanıyordu.

Zümrütleri gözlerimi görmezken pencerenin önündeki bedenini yavaşça hareketlendirmiş ve yandaki bir bardak suyu uzatmıştı yaralı bedenime.

Sargının sıkıca sardığı avuçlarım bardağı kavrayamazken zümrütleri sinirle kısıldı. Birkaç adımla büyük yatağımın yanına ulaştı ve acıdan dolayı kaldıramadığım bedenimi narince kavradı.

Sırtıma yerleştirdiği parmaklarının verdiği destek ile hafifçe doğruldum ve dudaklarımın önüne uzatılan bir bardak suyu açlıkla karşıladı dudaklarım.

Sonrasında ise aynı narinlikte yatağıma bedenimi geri yatırmış ve bardakta kalan suyu birkaç yudumda bitirmişti.

Acısı biraz olsun azalan boğazımdan birkaç harf çıktı usulca. Adını zikretmemle gözleri gözlerime düşse de hızla onları kaçırmıştı harelerimden uzağa. Ayağa kalkabilmek adına kıpırdandım zorlukla. Kıpırdanmamla uyanan kuzenimin mavi gözleri şaşkınlıkla bedenimi buldu ve tatlı bir heyecanla atıldı kollarıma.

MEI STELLA-NaluWhere stories live. Discover now