Bölüm 14: Denep

503 57 61
                                    

Denep : Balık burçludur. Venüs, Merkür karakterindedir. Öğrenme isteğini vurgular.

Playlist: Heart like yours- Willamette Stone

Keyifli okumalar ฅ^•ﻌ•^ฅ

   Esen rüzgar içerisinde bulunduğum büyük beyaz çadıra sert bir şekilde çarpıp keskin bir gürültü oluşturduğunda istemsizce bakmıştım etrafıma. Gecenin amansız karanlığında gaz lambalarının aydınlattığı çadırda durumu ağırlaşan bir askerin başındaydım.

Verdiğim ilaçlar etki etmezken kanaması artmış aldığı darbeler içten içe onu öldürüyordu.

Titrek parmaklarımı soğuk elinin üzerine koydum destek vermek istercesine. Belki de bu yaşıma kadar onlarca hasta kaybetmiştim ama her seferinde elimden gelenlerin yetersiz olduğunu anladığım o an boğazıma oturan o büyük yumru geçmiyordu.

Ellerimi ellerinden çekip yan masaya bıraktığım ağrı kesiciyi aldım. Ağrı kesicinin etkisi hızla belirirken kasılan vucüdu biraz olsun gevşemişti.

Beyaz sedyenin yanına çektim demir sandalyeyi, omuzlarıma aldığım şalı sıkıca sararken bedenime kahvelerimi dikmiştim hafifçe yanan gaz lambasına.

'Nişanlım hakkında düzgün konuşursanız sevinirim.'

'Nişanlım.'

Beynimde dönüp duran cümle başıma ağrılar girmesine neden olmuştu. Yıllardır kıymete binmeyen kız, benim gidişimle alabileceği en yüksek mertebeyi almıştı onun gözünde.

Titrek bir nefes aldım yorgun kahvelerimi kapatmadan önce.

......
Natsu

Güneş kendini belli belirsiz gösterdiğinde zaten uyuyamayan bedenim ayaklanmıştı hızla, bunu bekler gibi.

Ahşap evin kapısını aralayıp kendimi bıraktım sabahın soğuk meltemine. Birkaç adımla geldiğim beyaz çadırı araladım içeri girebilmek adına.

Zümrütlerim sandalyede uyuyakalmış bedeni farkettiğinde boğazıma sert bir yumru oturmuştu. Sarı saçları bir deniz misalı sandalyeden aşağıya doğru dalgalanmıştı. Soluk teni yorgunluğunu gözler önüne sersede kiraz rengi dudakları ise her zamanki gibi...

Kafamı salladım hafifçe düşüncelerden kurtulmak adına. Adımlarım ona yönelirken sessiz olmaya gayret ederek ilerlemiştim. Yan yataktan aldığım battaniyeyi sıkıca kavradım.

Sandalyenin önüne gelen adımlarım yavaşça çökmüştü sarışının önünde. Elimdeki battaniyeyi örterken nazikçe hafifçe kıpırdanıp uyumaya devam etmesi işime gelmişti. Soğuk parmaklarım benden izinsiz gittiğinde pürüzsüz tenine, sıcak teni yakmıştı tüm bedenimi.

Baş parmağımla hafifçe okşarken yüzünü mırıldanmıştım sessizce. ''Üzgünüm, Luce.''

Evet. Ona kızgındım, hemde fazlasıyla. Onu koruyabilecek kadar bile gücüm yoksa bu ülkeye kral diye geçmemin de hiçbir mantığı yoktu. Onu koruyabilecek güce sahipken bana güvenmeyip kaçması kırmıştı belki de beni bu denli.

Parmaklarım elmacık kemiklerinden yavaşça kiraz dudaklarına indiğinde baş parmağımla hafifçe okşamıştım dudaklarını.

Sade güzelliği her yerde belli ederken kendini mütevazi tavırlarıyla örtüyordu bunu. Kuzeninin tam aksine.

Lissanna. Çocukluğumdan beri yanımda olmasına rağmen ona farklı bir gözle bakmamıştım. Bakamazdım da. Birine zorla aşık edemezdiniz kendinizi.

MEI STELLA-NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin